türk sinemasında ortalamanın üstünde yer almasına rağmen olmamış filmdir. neden derseniz ana karakterimizin derinliği ve travması yeterince verilememiş ve karakterimizi bugününe getiren süreç aktarılmamış. ana karakterin travmaları ve kaybolmuşluğunun nedenleri varoluşsal bir sürece benzemediğinden , ana karakterimizi bu çarpık kimliğe ulaştıran süreç gösterilmeliydi. ayrıca ana karakterimizin aşık olduğu esrarkeş kadının tekrar tekrar uyuşturucu aldığı sahneler yerine daha belirli ve kesinleştirici bilgiler verilmeliydi. yönetmen ne yazık ki filmin çoğunda aynı güzel resimleri kullanmış ve filmi gerçek zaman düzleminden uzağa taşıyamamış.
ahmet ugurlu nun filmdeki yakın arkadası kayığın içinde ''donarak'' öldüğü sahne içler acısıdır. mezarına şarap dökerek ugurlamalarıda apayrı bir acıdır.kaybolmuşlugun trajedisi,hiçbirşeye inanmayışları ve gerçekten ülkenin arka sokakları cok iyi anlatılmıştır.
--''nasıl olurda bir insan donmamak,ısınmak için araba çalar?''
--''nasıl olurda bir suçlu hiçbir cezaevine konulamaz veya hangi cezaevibir suçluyu o cezaevinde görmek istemez?''
sorularını size sordurarak dışlanmışlığı ve yoksulluğu göz önüne serer.
Ahmet Uğurlu'nun oyunculuğunu gösterdiği filmdir. Ayşen Aydemir'de oldukça iyi oynamış. Yalın dili ile etkileyici bir film. Acıtasyon olmadan da iyi film yapılabileceğinin göstergesidir Tabutta Rovaşata.
bana göre mutluluk, kader ve gemideyle beraber türk film tarihinde cok saglam filmler arasinda tabutta rövasata. dervis zaim'in cok zor sartlar altinda cektigi bir fimdir. gönül isterdi ki zervis daim'i hep bu filmiyle hatirlayalim.
değeri bilinmemiş muhteşem türk filmlerinden. tuncel kurtiz bambaşka oynamış bir kere. sırf onun için bile defalarca izledim. bir de çiziktirdiğim bir karikatürümde bana destek olmuştu bu film.
ahmet uğurlu ve ayşen aydemir'in enfes oyunculuğu ile göz kamaştıran filmdir, konusu ile de replikleri ile de bir harikadır.
--spoiler--
+ ben aslında sizden
- ne?
+ ben aslında sizden
- ne?
+ ben aslında sizden
- ne?
+ bişi istesem...
--spoiler--
'iyi ortanın gol getirmesi kolaydır. has ayaktopçusu, kötü ortadan ekmek çıkarabilendir.' (bkz: futbolun yazılmamış kitabı/ böyle bir yayınevi yok yayınevi/ sayfa: sağ üst köşesini kıvırdım sizin için, görürsünüz)
'estetist kaygılar ve spektekülar hareketler asıl amaç olmasa da rövaşata iyidir.' (bkz: futbolun yazılmamış kitabı / böyle bir yayınevi yok yayınevi/ sayfa: üst köşeden kıvrılmış sayfaları topluma yeniden kazandırma derneğinin logosu var burda)
-ne estetizmi bre gafil! hayatta kalma savaşı bu, top öyle geldiği için...başka çarem yoktu!
haklı, vallahi haklı mahsun. billahi de mahzun. haklı'ydı yani. ama belki ölüler de gol atar ha? sadece tribünlere
koşmaz. olsun. koşmasa da olur. mahsun gol gol gol. yaz be mahsun. yaz golünü.
bir sürü ödül almış, başarılı yapım.
1996-33. Antalya Film Şenliği-Altın Portakal-En iyi Erkek Oyuncu (Ahmet Uğurlu)
1996-33. Antalya Film Şenliği-Altın Portakal-En iyi Senaryo (Derviş Zaim)
1996-33. Antalya Film Şenliği-Altın Portakal-En iyi Film
1996-33. Antalya Film Şenliği-Altın Portakal-En iyi Kurgu
1997-9.Ankara Film Festivali-En iyi Erkek Oyuncu (Ahmet Uğurlu)
1997-16.istanbul Film Festivali-Jüri Özel Ödülü(Derviş Zaim)
1997-Türk Eleştirmenleri Birliği-En iyi Oyuncu (Ahmet Uğurlu) kaynak: wikipedia.org
ahmet uğurlu ve tuncel kurtizin oyunculuklarının ne denli güçlü olduğunu gördüğümüz film. zira dün akşam ilk kez izledim. aman yarabbim şoke olmuş durumdayım. bu nasıl oyunculuktur. fakat filmde can sıkan bir 31 sahnesi vardır ki; olmasa iyi olurdu. allahtan ailemle izlemedim.
bugüne dek izlemediğim için kendime kızmama yol açan filmdir. pek bi arkada kalmış ama tuncel kurtiz ve ahmet uğurlu'nun süper oyunculuklarıyla beğeni toplamıştır. yurtdışındaki festivallerde de sayısız ödül almayı başarmıştır. şiddetle izlenilesidir.
bab-ı esrar ' ın ciğerlerimizden içeri girmesiyle, içimizde yaşattığımız mahsunların prangasını kıran film. koalisyonu kurup * bünyenin şarap ihtiyacını karşıladıktan sonra, elde çıkma ekmek taksim'e akası gelir insanın bu filmden sonra. bize özgü hüznü layıkıyla yansıtan, kalplere tam manasıyla nokta atışı yapan, ezber bozan bir klasik. tabutta rövaşata da böyle atılmaz mı zaten?
zeki demirkubuz filmlerinin birçoğu ile aynı konuyu işleyip, aynı konuları daha trajikomik biçimde sunan filmdir. aşağı yukarı aynı çevre, aynı sorunlar, aynı yaşam biçimi ve ikilimler zeki demirkubuz filmlerinde de geçer. fakat o daha varoluşçu ve trajik biçimde sunar. ikisi de saygı duyulacak tarzlardır.