türk sinemasının yüz akı. 5 kere izlenesi filmlerin başında gelir. ahmet uğurlu ve tuncel kurtiz'i aynı filmde ve anadolu hisarı'nda bir istanbul kışında çekmek ile derviş zaim filmi film yapmıştır.
Ahmet uğurlunun ama arkadaşlar iyidir repliği için bile defalarca izlediğim ahmet uğurlunun nasıl muhteşem bir oyuncu olduğunu bana keşfettirmiş filmdir.
tabutta rövaşata, 1996 yapımı başrolünü ahmet uğurlu 'nun üstlendiği istanbul rumeli hisarı`nda yaşayan evsiz barksız bir adamın hikâyesini konu alan mükemmel bir derviş zaim filmi. tabutta rövaşata en iyi film, en iyi yönetmen, en iyi kurgu ve en iyi erkek oyuncu ile dördü antalya film festivali olmak üzere 12 ödül kazandı.
bir otomobil hırsızının hüzünlü öyküsü. rumeli hisarı'nı mesken tutan mahsun (ahmet uğurlu), evsiz-barksız işsiz ve kimsesi olmayan bir garibandır. tüm dostları balıkçılardır. sabahçı kahvesindeki çay borçlarına kadar herşeyine balıkçı dostlarından reisin (tuncel kurtiz) sahiplendiği mahsun, otomobil çalarak yaşamını sürdürür. yaşamındaki tek tutkusu arabalardır. geceleri çaldığı arabaları sabaha dek gezdikten sonra yerlerine bırakır. çoğu zaman da onları garip bir coşkuyla, okşarcasına yıkayıp temizler... bıkmadan usanmadan izlenecek ve her izlediğinizde tuncel kurtiz ve ahmet uğürlu'nun oyunculuğuna şapka çıkaracağınız film'de rumeli hisarı'nın tarihi dokusunada yeniden hayran olursunuz. bir gün, kahveye gelen eroin bağımlısı kıza (ayşen aydemir) aşık olan mahsun'un hayatı birden değişir. hiçbir karşılık beklemeden, yatacak yeri olmayan kıza odasını açar. fakat bağımlı bu kız, eroin almak için bedenini, bu açılan odada erkeklere satarak mahsun'un saf dünyasında bir düş kırıklığı yaratır...
aslında tüm film bir diyalogdur. eroin bağımlısı kızın(ayşen aydemir) bayıldığı sahne bir polis diğer polise bir fıkra anlatır. Yılanın kendi dilini ısırmasıyla ilgili. işte o diyalog bütün filmin özetidir aslında. tüm film anlatılmak istenen insanın bilmemekten kendine yazık etmesidir , içine kendi zehrini akıtmasıdır. Ayrıca bu filmde tuncel kurtiz takdire şayan bir oyunculuk sergilemiştir. tabutta rövaşata ayşen aydemir'in rol aldığı tek yapıttır. kolon kanseriyle 6 yıl mücadele etmiş 35 yaşında ölmüştür. kasvetli ve sade çekimleriyle etkileyici bir derviş zaim filmidir.
izlenmeye doyulamayacak nadir türk filmlerindendir. istisnasız, tüm oyuncuların gerçekten oyuncu olduğu bir yapım. umarım ben de bir gün, karnım açken, istanbul'da denizi seyrederek ateşte ellerimi ısıtırım arkadaşlarımla. biri gelir, elime bir şarap tutuşturur gider umarım, yada ne olursa.
ayrıca, bir kadın nasıl sigara içmeli, ayşen aydemir'den öğrendim. ne güzel kadınsın sen kadın.
her bir karakterin ayrı ayrı akıllara kazındığı film.
çok fazla hüzün var bu film de çok.
film bittikten sonra da hüzünler bitmiyor.ayşen aydemir'in 35 yaşında öldüğünü öğrenmek , mahsun süpertitiz'in aslında gerçek bir yaşam olduğunu öğrenmek ..
bir de öyle bir müziği var ki insan olan ağlar.
izlenmesi gereken filmlerden bir tanesi. bilgisayarımda bulunan bir kaç filmden birisi.
filmi izledikten sonra ayşen aydemir'in öldüğünü öğrenmek kötü etkilemişti.
izlememin üzerinden çok uzun zaman geçmiş olmasına rağmen akılda kalabilen nadir filmlerdendir.çok çok farklı bi film.bab-ı esrar alır götürür sizi.Çok donuk ama güzel işlenmiş bir derviş zaim filmi.hala bi çok film festivalinde izletilir.ahmet uğurlu oyunculuğu ile harikalar yaratmıştır.
uyuşturucu bağımlısı bir kıza aşık olmaktır, araba çalıp sabaha kadar gezmektir, mezara şarap dökmektir, tuvalet temizlemek ve hatta tavus kuşunu kesip yemek istemektir. bab-ı esrar ile uyuşup filmin sıkıntısına kapılmaktır,tabutta rövaşata.
bu filmi az önce izledim, başrol oyuncusu ayşen aydemir' in şimdi nerde olduğunu öğreneyim diye internette arattım, bu filmi çektikten sonra öldüğünü öğrendim daha da dertlendim. film zaten insana bütün acıma hislerini yaşatırken bir de gerçek acıyı öğrenmek kesti iflahımı gecem bok gibi oldu, moralim sıfırlandı, dertlendim.
müzikleriyle izleyenin ciğerlerine ağır bir katran dolmuş hissi uyandırır, böyle* yutkunamazsınız, boğazınıza bir şeyler takılır, vay alüminyum arkadaş dersiniz.
dün gece tekrar izlediğim ve yine çok sevdiğim iç burkan detay kaynayan bir film. aldığı ödülleri sonuna kadar hak eden ve ara ara hatırlanıp izlenmesi farz olan derviş zaim filmi. ahmet uğurlu döktürmüştür ayrıca. tuncel kurtiz de mükemmel bir oyunculuk sergilemiştir. üstad tabi ki.
sanatsal yönünden ziyade özellikle verdiği güçlü sosyal mesajlarla kendine yer edinmiş bir film. en büyük mesajı da finalde aç vatandaşın iran cumhurbaşkanının türkiye cumhurbaşkanına hediye olarak gönderdiği tavuskuşlarını pişirip yemesiydi.