doğumdan ölüme uzanan yaşam serüveninde kişiliklerin oluşmasını irdelediğimizde tamamen tabu kaynaklı olduğu çok rahat bir şekilde görülebilir. mesela en çok karşılaşılan durumlar dinsel konulardır. doğduğumuzda nüfus cüzdanına dinimiz işlenir ve biz aileden aldığımız dini kültürle şekillendiririz hayatımızı. fakat ne yazık ki pek çok hayali ve sahte olgu dinin içine girmiştir. bu sahte olguların çok saçma olduğu ortadadır fakat din konusu bizim için tabu olduğu için bu konuda asla düşünmeyiz ve o inanışı kabul ederiz.
aynı durum ahlaki bir takım kurallar için geçerlidir. mesela küçüklükten beri büyüklerin yanında konuşulmaz ilkesiyle büyütülmüşüzdür. biz böyle gördüğümüz için aynı kuralı kendi çocuklarımız içinde uygularız ve netice itibariyle derdini anlatamayan, pasif ve içe kapanık nesiller yetiştiririz. bunun tek nedeni tabularımızdır.
töre dediğimiz olgu da bu kapsamdadır. bu sağlam tabu kurallarıyla yetişmiş bir birey hiçbir düşünce biçimini kullanmaksızın çekip ablasını öldürebilir.
analitik düşünme, sorgulama, araştırma, analiz etme gibi ilerlemenin en temel bireysel şartlarına bir pranga vurmaktadır tabu.
