epistemological teorisi.
insanların doğruklarında herhangi bir bilgiye sahip olmadıklarını yani boş olduklarını ve yaşadıkça dış dünyadan duyuları ve tecrübeleri ile bilgi birikimlerini oluşturduklarını işaret eden teori.
ayrıca ultima online'ın yaratıcısı olan richard garriott' ın yeni mmorpg oyununun adıdır.
Tabula rasa veya tabula rosa David Hume'un ortaya attığı "boş levha" önermesine işaret eder. Bir empirist olan Hume'a göre, zihnimizde doğuştan gelen bir fikir yoktur. Bununla birlikte, Hume, nedenselliğe de karşı çıkar. Şeyler arasında kurduğumuz zamansal ve uzamsal ilişkiler, onların kendilerinde özellikleri değil, bizim deneyimsel alışkanlıklarımızla ilgilidir. (Buradaki "deneyimsel" kavramı bilinçli yürütülmüş bir aşama değil, salt tanıklıktır.) Olgular arasındaki bağıntıları, kendi yöntemlerimizle bilemez, sadece onlara atıflarda bulunuruz. Doğa kurallarla işlemez, formülizasyon sahibi değildir. insanlar, doğayı ya da olguları algılayabilmek için, sistemler, formüller, öncelik-sonralık ilişkileri kurarlar.
Sonuç olarak Hume, bireyin zihnini bomboş bir levhaya benzetir. Kavramlar, olgular, bilgiler, sonradan, gözlem veya deneyleme yoluyla zihinde yer alır.Bu Locke'un görüşü olarak bilinir.
ortaçağda avrupada öğrenciler balmumu kaplı bir levhayı bugünkü defterlerin yerine kullanırlar, ucu sivri bir metalle yazı yazıp sonrasında balmumunu düzleştirerek yeniden yazı yazılır hale getirirlermiş.
tabula rasa üstündeki balmumu düzleştirilmiş tablet anlamındadır latince.
aristoya göre beynimiz doğduğumuzda bir çeşit tabula rasadır yani bomboştur. deneyerek fikirler, inançlar oluşur. ya da 'tabula rasa in qua nihil est scriptum' denebilir bu duruma.
lost'un üçüncü bölümünün ismi. bölüm boyunca "lan herkes hayatına yenı bastan basladı kaza ile beraber vay anasını satim " cümlesini ağzından düşürmeyen şahsım bölüm adını görüp bir kez daha şoka uğramıstır.
episode 13'ün 2005 yılında çıkardığı albüme de adını vermiş parçası.
The journey keeps the sun by the shadows overgrown
Invincible infernal fragments of shroud
We'd demand and we'd soar
"I will die with an aimless suffer
I'm possessed in legions of despair..."
Through the mystic fillings of a tired womb
The new subsistence lies
Buried when the time of helpless pleasures withered in cries
Mutilate it from the deep
I can't taste loss or trust
I'm not shown...
Our mist is trampling...
The journey keeps the sun by the shadows overgrown
Invincible infernal fragments of shroud
We'd demand and we'd soar
"I will die with an aimless suffer
I'm possessed in legions of despair..."
On my own...
Now I see...
The earth is blind for me...
To see your scorn...
ilk olarak bir empirist olan david hume tarafından ortaya atılan düşüncedir. insan beyni boş bir levhaya benzetilir, buna tabula rasa denilmektedir. bütün bilgiler gözlem ve deneyler sonucunda elde edilir. mantıklıdır; zira her şey tecrübeyle sabittir değil mi?
işin ucunu kaçırmamak şartıyla deneyimler esastır. bakalım çekiçle vurunca kafa dağılıyo mu değildir yani esası... boş olan levhayı tecrübelerle doldurmaktır. işte bu yüzden sürekli akıl veren olgun insanlar vardır. onlar bazı şeyleri bizden daha iyi bilirler. levhayı doldurmuşlardır yani.
01 - tabula rasa
02 - the black mass
03 - a bleeding century
04 - submerging dreams
05 - c.r.y.
06 - forlorn till dawn
07 - an exhaustion
08 - the unfinished ceremony