kelime: şakak
anlatıcı: darbe alması durumunda ölüme sebep olabilen vücut borusu
anlayıcı: şakık
a tıcı: bir harf değiştir
a yıcı: şıkak
a tıcı: yuhh
kelime: kariyer
anlatıcı: çocukda yaparım
anlayıcı: kariyer
a tıcı: averim olm.
freud'a göre yıkıldığında insanın bütün psikolojik rahatsızlık ve sıkıntılarından kurtulacağı şeydir. ensest, yamyamlık ve toplum tarafından dayatılan bütün yasaklamalar kaldırıldığında insan özüne ulaşacaktır. gerçekten oldukça rahat yaşayan insanların, kendini kurala ve disipline bir programa adapte etmeden özgür yaşam sürdüren insanların çok huzurlu oldukları gözönündedir. din denilen tabu yumagına çok bağlı kişilerde de psikolojik rahatsızlıkların saldırganlık ve konservatizmin gözlendiği aşikardır.
fazla oynanması ve eşlerin sürekli aynı kalmasıyla oyun bir yerden sonra kendini tekrar etmektedir. bu yüzden az ve farklı farklı kişilerle oynanınca zevkli olan sessiz sinemanın biraz seslisi de denilebilir.
bir oflu anlatıyor. kelime üvey.
x: ben ebeveynlerimin nesiyim?
y: çocuğu
x: tamam ben onların çocuğu olmazsam.
y: yani.
x: işte ben onların çocuğu olmazsam, ne çocuğu olurum?
y: orospu çocuğu
x,s,d: &&+^^&
insanı durduk yere stresin dibine sokup sokup çıkaran eğlence oyunu. neymiş efendim orda yazan kelime söylenmeyecekmiş, o zaman onun ingilizcesini söyleyim diyorsun o da olmaz diyorlar. ancak; oynadıktan sonra tam bir takım ruhu gerektiren oyun olduğu idrak ediliyor rahatça. çünkü; senin anlatmana bağlı olarak takım arkadaşın da anlayacak da başarıya giden yolda you will never walk alone nidaları ile koşacaksın.
- hani böyle insanlar ulvi bir amaç için bir araya gelir aynı mekanda.
+ grup seks!
- çarpılırsın valla!
+ ha tamam trafo!
- ebenin mamı! mınskim ya oynamıyorum kardeşim.
tabu bir polinezya maori terimidir. bizi kabile yaşamında belirginleşen ve muğlak bir arkaizme ait içgüdülere karşılık gelen ilkel ve kutsal yasağa gönderir. maori'lere göre tabu'yu çiğnemek, yasaklarla ilgisi olmayan ve onların buna "noa" dedikleri din dışı alana geçiş yapmak, yasağın içeriğini kutsal çevrenden profan çevrene geçirmek anlamına gelir. sözcük,bir çok başka batı diline geçmeden önce ingilizce'ye yerleşmiştir.
özel mülkiyetin ortaya çıkmasıyla zengin ailelerin edindikleri mülkleri, dinen diğerlerine yasak kılmak için ortaya çıkardıkları olgudur. ilkin pasifik okyanusunun sakinlerince yasak ve ortaklaşa kullanıma kapalı olan şeyleri ifade etmek için kullanılmıştır.
a- hani olur ya evlerde böyle!!!!!
b- saksı!!!! komodin!!!!!!!!!!!
ne lan ne? tamam saksı. sakin oynayın şu oyunu be.
ayrıca sözlükte büyük harf istiyorum. sanatıma, ifademe engel oluyor bu eksiklik. bu entryi aynı noktalama işareti peşpeşe kullanılmaz diye gammazlayacak işgüzarlara da buradan çemkiriyorum. tamam ma???
yıkmak sözle kolaydır, ama ya iş pratiğe döküldüğünde? kimse yıkamaz bu tabu denen şeyi. örneklerle gidelim isterseniz. mesela ilk ele aldığımız konu bekaret olsun.
bekaret bizim toplumumuz ve bizim gibi ataerkil yaşayan toplumlar için tabu değeri taşır. yalan değil. ancak bir bakıma biz bu tabuyu yıkmadık mı? en azından, evlenilecek kızlarda bekaret aranmıyor. yani sözde aranmıyor. evlendiği kız bakire olmadı mı içi burulur er kişinin. en azından ilk ben olmalıydım diye düşünür. peki o senin ilkin mi? burada bir başlık vardı ona bakınız vereceğim. hatırlayan hatırlar. "oglum herkesi bafilesin ama kizim bakire olsun" gibi bir şeydi sanırım. evet evet. düşüncemiz aynen bu. tabumuz buyani anlatabiliyor muyum? toplum olarak tabu yaptığımız şey, bir insanın onurunu kıracak cinsten.
gelelim ikinci tabumuza. o da din meselesi. yahu bunun nesi tabu diyenler çıkacaktır ancak, öyle bir ülkede yaşıyoruz ki, dinsiz olan, müslüman olmayan hep dışlanıyor. gavurun biri geliyor, senin ülkende, yüzde doksanı müslüman olan bir ülkede, incil dağıtıyor. vay şerefsiz. hemen kafasını keselim. kesiyoruz da. ya biz mi kestik demeyin, hepimizin ayıbı bu. ya da biri, bir sebepten ötürü dini ve allah'ı reddediyor. vay kitapsız. yakalım hemen. yaktık da zaten. 1992'nin o kahrolası 2 temmuz'unda yaktık dinsizleri, imansızları. yapmayın bu kadar. islamiyet hoşgörüyü emreder. bizse, inadına, din adına hoşgörüsüzlük yapıyoruz. bravo bize. bir de aynı dine mensup olup, başka bir mezhebi benimseyeni dışlama durumu var. ona hiç girmiyorum.
tabular yıkılmalıdır elbette. ama biz bu kafayla gidersek, aziz nesin'in de dediği gibi, naaah adam oluruz.
ingilizce dersinde oynanmaktadır. arkadaş capacity i anlatma şekli...
-near nevşehir. it is famous place for tourists
-kapadokya
-yes cut the words
-ka pa dok ya?
-ok now tell me what is ankara?
-it is city?
-ok good. now you add two words
-kapadocity?
şimdi sıra bendedir. kelime; memory
-oooh you cant know this word
-oohhoo tell me come onnnn
-ok. ı remember anything?
-mind, think?
-noo offf ıh ıh
-püff
-idea?
-ı founddd. you cut mehmet name
-memo? memoryyyyyyyyyyyy
Kelime: Kopça
- Sen memelerini neyle tutturursun?
- Sutyen?
- Peki sevisirken sutyeni çikarmak için neyi açarsin?
- Kopça?
- Peki ilk neyi çikarirsin üstünden?
- Eaaa..?? ( Diger figüranlar: Abi bildi iste)
- Ayh ben dalmisim pardon
Kelime: Tabela
A: Böyle otoyol kenarlarında olur, 10-20 merte araliklarla filan ?
-oyunla ilgisi olmayan ve orgu oren anne : or**pu!
-Hep birden: Ohaaaaaaaaa!
Kelime: Yoyo
- Ya simdi hani böyle var ya... Hani böyle aşağı yukarı sallarlar... Bi
dakka ya, ben burda anlatırken sen benim telefonumu mu karıştırıyosun!!!!!
- yoooo
- Hahhh şimdi alın bu heceyi ikiyle çarpın!
- Yo-yoooo!!!!!
- Aferim lannn...
Kelime: mini etek
-erkek: hani ben sana hep giy derim de, sen de giymezsin ya..
-kız: don!
-topluluk: ohaaaaa!
-kızın sevgilisi: nooluyo lan burda?!
Kelime: uçak
- havada ucar ya..
- leylek
- yok bunun kanatlari var
- ulen leylegin yok mu ?
Kelime: Kapuska
-Bu ne yaa? Abi ben bunu anlatamam! (Pas dedikten sonra,)
igrenç bi yemek..
-Kapuska !!!