en pro olduğum oyundur. parti günlerinin vazgeçilmezidir. internet versiyonlarında ne yazık ki aynı keyfi alamıyorsunuz. yasak kelimeleri kullanmadan kendi takımınıza bir kelimeyi anlatmak için saç baş yolduran yoğun tatlı keyif.
arada kalmışlıkla doğru orantılı olarak yoğunlaşan bir kavram.
süperego sayesinde ortaya çıkan bu içsel sınırlamalar, doğu medeniyetlerinde terbiye olarak zuhur eder; batı medeniyetlerinde ise çok da güçlü değildir. fakat arada kalmış ülkelerde, yıkılması gereken şeyler olarak görülürler. aslına bakılırsa, saygı olduğu sürece bir zararları yoktur. bir de gariptir ki, tabudan yoksun tek insan grubu, afrika'daki ilkel kabilelerdir.
karşı grupta türkçeyi çok iyi bilmeyen bir arkadaşın olmasının eğlenceyi katladığı oyun. hem saçma tahminlere hem diğerlerinin sinir krizlerine yarılırsınız. elemanın türkçesi de gelişmiş olur.
Ortamlara eğlence katan; anlatma ve anlama kabiliyetini güçlendiren; bolca güldüren, ilginç diyologlara şahit olabileceğiniz kırıp geçiren bir oyundur.
şefkat kelimesini anlatmak için anne ve şef garson kelimelerini kullanan bir hala kızına sahip olduğumu fark ettiren oyundur. annede çok bulunan bir duyguymuş ve 'şef garson' daki garsonu atıp şef ile anneyi birleştirip şefkat kelimesini bulacakmışım. allahım sen nelere kadirsin! *
anlatırken " ıııııı sen onu biliyosun ııııı söylesene ıııı şey hani geçen gün dedin ııııı" diyen insan evlatlarının kafalarına o öttürgeçin, kum saatinin atılması farz olan, kafa dengi insanlarla oynanıldığında tadından yenmeyen oyundur.
nice ilişkiyi yokuşa sürüklemişliği, nice yalanları ortaya çıkarmışlığı vardır hey gidi hey. ***