tekinde bile elle tutulur bir bilimsel araştırma olmayan, prof kadrosu büyük ihtimalle boş olan ve okutman kadrosuna doldurulmuş yandaş kişilerce eğitim verilen üniversitelerdir.yakında bizim köye de kurulur.
bir türlü öğrenmedi şu millet nicel ile nitel arasındaki farkı.
cnn turk'un bu haftaki haber dizisidir. hükümetin yeni açmış olduğu 17 üniversiteyi kapsayan röportajlarla bezenmiş belgesel niteliğinde bir yayındır.
bu 17 üniversiteye maliye bakanlığı toplam 150 milyon lira -bu miktar istanbul üniversitesi'nin bütçesinin 3'te 1'ine bile tekabül etmiyor- bütçe ayırmış. üstelik bunu üniversiteler; ne zaman isterse veya üniversiteler ihtiyaç duyduğunda değil, maliye bakanlığı'nın uygun gördüğü zamanlarda alabilmekteymiş.
bu 17 üniversitelerdeki öğrenciler ve öğetim görevlileri ile yapılan görüşmelerde de birçok derse, kadro sıkıntısı sebebiyle farklı branşların hocalarının girdiğinden bahsetmekteler. bir öğrencinin "lisede okurken haftanın 3 günü laboratuvarda ders yapıyorduk, 2 senedir üniversitede laboratuvar yüzü görmedim desem yeridir" cümlesi dikkate değerdir.
hükümet 5,5 yıldır iktidarda, akademik kadro yeterince açmıyor, yök ile kavgalarında da "yök önce gitsin öğretim elemanı yetiştirsin" diye serzenişte bulunuyorlardı. millet de hükümetin bu bilinçli eksik bilgilendirmesini afiyetle yiyordu. sen kadro vermezsen nasıl öğretim elemanı sayısı fazlalaşacak?
17 yeni üniversite altyapısı hazırlanmadan açılmıştır. öss'nin mağdur ettiği gençliği kurtarmanın yolu, her yere yüzlerce üniversite açmaktan geçmez. eğitim sisteminin baştan aşağıya gerçek bir reformla yenilenmesinden geçer.
tabi, günü kurtarmak varken, siyasi rant peşinde koşmak varken neden "vatandaşa hizmet" edilsin ki? sistem bir anda doğru değişince, çağdaş bir eğitim sistemi gelince kimleri kandıracağız o zaman? her dediğimizi yutacak mı halk? en iyisi yavaş yavaş kendi siyasi düşünce sisteminize uygun bir eğitim sistemi yaratmak değil mi?
çoğu gazi, erciyes, trakya, katü,süleyman demirel, selçuk, erzurum, dicle, fırat üniversitelerinin bu şehirdeki bölümlerine "yeni üniversiteymiş gibi" tabela asmakla kurulmuş (ayrıca ekonomik kaygılar ile bulunduğu şehri öğrencileri söğüşlemek suretiyle kalkındırmayı da amaçlar peki akademik amaç ? siktir et ben aldığım "oy"a bakarım) üniversiteler daha doğrusu yüksek liselerdir.
geçen yıl ülkemizde 17 adet açılan, fakülteden bozma üniversiteye çevrilen, ayrılan bütçeden dolayı yeteri kadar öğrencilerine kültürel, sosyal ve eğitim bakımından hizmet veremeyen, gelişmesini beklediğimiz adı üstündeki üniversitelerdir. üniversite ismini koyup tabelayı dikmekle olmuyor, sanki yeteri kadar ön yatırım yapılsada 17 yerine 5 olsaydı daha yararlı olcaktı diye düşünüyorum.
Üniversiteye türban'ın girmesi için yapılan yasal düzenlemelerin hemen akabinde bu düzenlemeler bir serbestlik getirmediği bilindiği halde türbanlı kızları üniversitelere alan üniversitelerdir.
Bu tabela üniversiteler dışında köklü ve akademik olarak ön planda olan üniversitelerden hemen hepsi yasağı uygulamya devam etmiştir. Danıştay kararı sonrasında da eski uygulamaya paşa paşa dönmek zorunda kalmışlardır.
Bu üniversitelerin ne için kurulduklarını hepimiz biliyoruz zaten.