ishan derslerde tembellik yapmaktadır. durmadan yaramazlık yapmaktadır. hep sınıfta kalır. okuldan atılır. baska bir okula yatılı olarak verir ailesi. cok disiplinli, katı bir okuldur. durmadan "basarıszsın, tembelsin" gibi sert geri bildrimler alır ogretmenlerinden. en sevdigi sey resim yapmak olan ishan artık resim bile yapmamaktadır. tek basına saatler gecirmekte ve her seyden korkmaktadır. cocuk kaybedilmek uzeredir. derken okula farklı tarzda bir resim ogretmeni gelir:
----spoiler---
ishan yaramaz ya da tembel degildir. resim ogretmeni onun disleksi oldugunu anlar. ona farklı bir egitim verir. ve ishak ısıldar. o cok ozel yetenekleri olan cok cok ozel bir cocuktur. hatta okulda yapılan resim yarısmasında birinci olur.
dogru ogretmen, dogru tarz ve bolca sevgi ve ilgi. harika seyler yaratır.
-solomon adasında bir agacı kesmek istediklerinde onu kesmezler. ona kotu sozler soylerler. agac kendiliginden kuru ve ölür. umursamak onemlidir. hep buradayım demek. bir sarılma, bir opucuk. deger vermek. guzel sozler soylemek. sevgini gostermek. basarısı kadar basarısızlıgını kabul etmek. kosulsuz sevmek. sevgi dolu buyutulen cocuklar ısıldar. ve bes parmagın besi bir degil. her cocugun kendi ozel yetenekleri vardır. her cocuk bir hazine. gormeyi bilene.
Öncelikle şu konuda bir anlaşalım. Sinemadan mükemmel anlamıyorum, hatta nazarımda anlıyor bile sayılmam. Sadece anlamaya çalışıyorum. Bunun için de araştırmalar yapmaktayım. Benim için 2 saatlik filmin uzunluğu asla 2 saat değildir. Film bittikten sonra filmle ilgili araştırmalar yaparım. Bazısını 10 dakika araştırırım, bazısını günlerce. Alfred Hitchcock’un Psycho filmini izledikten sonra çok etkilenmiştim ve herhalde en uzun film uzunluğu benim için o filmdir. En uzun olmasa bile ilk 5'e girer. Filmi izlemeyi bitirdikten sonra yaklaşık 10 gün filmle ilgili araştırmalar yaptım. Freudyen bakış açılarından tutun uzun uzun çekim tekniklerine kadar her şeyi notlar aldım. Tabii bunu kişisel bir hobi olarak yapıyordum. Sonra dedim ki neden yazmıyorum ki bu notlarımı? Başlıktan da anlayacağınız üzere bu yazma olayına başladığım film ilgimi çok çeken bir sinema türü değil. Hatta çoğu insanın garipsediği, beğenmediği film. Bakalım ben nasıl buldum?
Filmin açılış sahnesinde, ana karakterimiz olan Ishaan’ı su oluğundaki balıkları yakalamaya çalışırken görüyoruz, üzerinde okul kıyafeti var. Okul servisindeki görevli ona bağırmasına ve korna sesine rağmen dikkati balıkta. Daha ilk sahneden çocukta zihinsel bir problem olduğu seyirciye anlatılmaya çalışılıyor. ilerleyen sahnelerde dikkatinin çok çabuk dağıldığını, çoğu konuda dikkat eksikliği çektiğini, okuldaki başarısızlıklarını, kimseyle anlaşamayıp otist bir yaklaşım sergilemesini, diğer çocuklarla kavga ettiğini, babasından şiddet gördüğünü görüyoruz. Fakat burada çok önemli bir ayrıntı var: Ağabeyi.
Yahu şu kısmı da atlamak istemiyorum: Çoğu sahnenin çekimi gerçekten kötü. Hayır, hayır merak etmeyin. Bu filmde klasik Hint filmlerinde olduğu gibi bir anda garip bir tonla başlayan müzik ve o müziğin etrafında dostuyla düşmanıyla dans eden insanlar yok. Bu filmde de müzik var fakat öyle iyi kotarılmış ki benim hoşuma gitti. Yani şöyle hoşuma gitti: illa müzikli sahne olacaksa böyle olsun. Yoksa hiç istemiyoruz böyle bir şey. Şaka şaka. Aslında çok da bilgim yok. Genelde izlediğim Hint filmleri gereksizce uzun ve Türk dizisi kıvamında uzun bakışmalar ve müzikle geçen dakikaları içeriyor. Bu filmde özellikle annenin evdeki 3 eril için nasıl didindiğini gösteren klip buna güzel örneklerden. Aamir kaptın buradan puan he. Haydi yine iyisin.
Neyse konumuza dönelim. Bu bizdeki çok çalışkan, çok zeki komşu çocuğu var ya bu filmde bu çocuk Ishaan’ın öz ağabeyi. işte burası çok kritik. Ağabeyi okuldaki başarıları, spor faaliyetlerindeki başarıyla ailesinin göğsünü kabartıyor iken Ishaan ağabeyinin tam tersi. Sürekli bir sorun, sürekli bir disiplinsizlik hali. Babanın da canına tak ediyor: Hop yatılı okula. Yatılı okulda da aynı şeyler falan fıstık. Ta ki nereye kadar: Aamir Khan is coming folks.
Zaten filmin yarısı bitti. Uzun bir süre çocuğun okulda yaşadığı sorunları izledik. Aamir Khan gelince çocuğu fark eder, disleksi olduğunu öğrenir, kendisi de disleksidir zaten, empati yapar, çocuğa yardımcı olur bla bla. Dur dur dur, ne yapıyorsun sen ya? Herhalde filmde herkesin sevdiği kısımlar bu kısımlar. Fakat ben şimdi bu kısımları bir cümleyle anlatınca sorun olabilir galiba. Ama bunu yapma sebebimi şimdi açıklıyorum.
Bir çırpıda bitmesi ve çocuğun bir hastalığı olduğundan itibaren zaten böyle bir olaylar silsilesinin yaşanacağını bilmemiz. Çocukların hayatını değiştiren öğretmenler gibi bir konu çerçevesinde güzelce ve uzunca işlenmiş. Bunu izleyip de heveslenmeyen öğretmen yoktur. Çünkü çok güzel bir duygu bir çocuğun hayatına pozitif bir katkıda bulunmak. Öğretmen değilim fakat zamanında özel ders vermişliğimiz vardır, bu da böyle biline. Çok goygoy yaptım, farkındayım. Hemen devam ediyorum.
Bizim insanımız tarafından beğenilmesinin sebebi ise toplumsal normlarımız olabilir. Küçüklükten itibaren ilerideki hayatı için yetiştirilmeye başlanan, çocukluğu hiçe sayılan, kafasını test kitaplarından kaldıramayan, aileleri tarafından sürekli yarıştırılmaya, ders çalıştırılmaya zorlanan bir nesiliz biz. Sadece bizim neslimiz değil, bizden öncekiler de bizden sonrakiler de öyle. Filmin anlattığı “ulan her şey matematik, fen değil, sanat var lan sanat”, “her çocuk özeldir” gibi şeyler aslında film kendi matematiğinde kotaramıyor. O çocuk yine matematik, fen öğrenmek zorunda kalıyor. Çünkü sistem onu gösteriyor. Film zaten bu konuları kör göze parmak şeklinde anlatıyor. Film bittikten sonra saatlerce psikolojik çıkarım yapacak derinlikte değil. Sosyolojik çıkarımlar yapılabilir ama zaten hali hazırda bilinen, film çıkmadan öncesinde de çoktandır bilinen konular filmin anlattığı konular. Mesele Türk yapımı Sınav diye bir film var. O da bu konulara farklı bir şekilde değiniyor. Şimdi düşünüce o film bu filmden iyi bence.
Yazı çok uzun oldu ve bir bok anlatmadım. Şuna da değinmek istiyorum. Resim yarışmasının sonunda Ishaan kazanıyor ve Aamir Ağabeyimizle sarılıyorlar ya, bitir işte şu filmi orada. Kardeşim neden mutluluk mastürbasyonu yapıyorsun? Ailesi Ishaan’ın durumunu öğrenmek için okula gelir, mutlu olurlar, tüm öğretmenleri mutludur, ailesi Aamir Khan’a karşı mahcuptur falan. Ne gerek var? Resim yarışmasının son hali zaten bize onların olacağını düşündürtüyor, tamam filmi uzatmak isteyebilirsin ama bu bildiğin mutluluk mastürbasyonu. Duygusallaşan seyirciyi filme daha da çok çekmek için. Seyirci zaten o sonda o tatmini alıyor. Bırak seyirci hayal etsin sonunu.
Aklıma gelmişken de yazayım. Matematik sınavındayken çocuğun hayal gücünün yansıtıldığı o sahne, o gezegenli sahne gerçekten güzeldi. 3x9'un nasıl 3 çıktığını çok güzel bir şekilde açıklıyor film. Şunu da es geçmeyeyim, çocuk uzaya aşık gibi bir şey. Hayalinde sürekli uzay, evinin odası gezegenler, yıldızlar. Film ilerledikçe ona dair bir şey bulmak istedim fakat ikinci yarısında ona dair hiçbir şey yoktu. Senin canın sağolsun Aamir Khan.
Spoiler vermek gibi olmasın da yurtta kendisini aradıklarında telefona çıkmaması yürek dağlamıştı. Her çocuğun özel olduğunu anlamak bu kadar zor olmamalı.
çok zeki, hayal dünyası farklı ve yetenekli bir çocuğun disleksi rahatsızlığı nedeniyle öğrenme güçlüğü çekmesi ve bunu kimse anlamadığı için sürekli azarlandığı ve aşağılandığı için hayata küstügü bir dönemde bir resim öğretmeni ile tanışması sonucu hayatının değişmesini anlatan güzel bir film. filmin sonlarına doğru yer alan çocuğun sevinçten ağladığı sahne gözlerimi doldurdu. aamir khan gerçekten bambaşka bir adam. bu adam, hindistan'ın yüz akı.
Disleksi sorunu yaşayan bir çocuğu anlatan film.öğrencilere de izleyebilirsiniz.izlemeyenler için bir diğer hint filmi Black tavsiye edilir.farkındalık güzel anlatılmış.
hayatımda etkilendiğim 1-2 filmden biri.işhan karakterini canlandıran çocuk mükemmel oynamış.keza ona akıl hocalığı yapan adamda çok çok iyi oynamış.izlediğim ilk hint filmi.
ilk başta konusu çok basit,öyle aman aman bi film gibi durmasa da,benim gibi duygusuz bir öküzü bile ağlatmış filmdir..ağzına sıçayım aamir khan..
filmi genel olarak beğensem de genelde aralara tek tük serpiştirdikleri kliplerin bu filmde bokunu çıkardılar artık,filmde kaç şarkı çaldılar sayamadım..ve filmin ilk 1 saatini izlemezseniz hiçbirşey kaybetmezsiniz,en az 40 dakikası falan gereksiz olmuş..bide başroldeki çocuk daha sevimli olabilirmiş..
filmin ilk bir saati çok boş. aamir khan filme girdikten sonra biraz canlanıyor film ancak kesinlikle resim yarışmasıyla sonlanmaması gerekiyordu filmin. resim yarışması bittikten sonra çocuğun önü açılmış olacak ve ileride iyi bir yerlere gelip hocasına teşekkürlerini sunacak gibi bir izlenim uyandırdı bende. eksik, yarım kalmış filmdir bence.
bu arada çocuğun iticiliğine hiç değinmiyorum bile.
Aamir khan'dan beklendiği üzere mükemmel, ders verici nitelikte bir filmdir. Hintçesi ne anlama geliyor bilmiyorum ama Türkçe'ye "her çocuk özeldir." ismiyle çevrilmiştir. Filmin konusunu da çok güzel yansıtmış.
ben de çocuk iken okuma yazma ile ilgili sıkıntılar yaşıyordum, bazı şeyleri anlamakta zorlanıyordum. tıpkı ishan gibiydim, herkes deli gibi sınava hazırlanırken benim kafam hayallerimle meşguldü. ne öğretmenlerim ne de ailem okul konusunda en ufak yardım göstermediler, kendi başıma öğrendim her şeyi.