aamir khan'ın 3 idiot filmi ile başlayan bollywood film serüvenimin ikinci filmi.
bir olay bu kadar mı güzel anlatılır. yaklaşık 3 saat süren film, izleyince yarım saat gibi geldi. benim gibi film izlerken sıkılan bir adama bile soluksuz izletecek kadar güzel bir film kısacası.
gözleri dolduran harika bir film. şöyle dev ekran koyacaksın her il ve ilçenin merkezine. alacaksın ne kadar anne, baba, öğretmen varsa hepsini. izleteceksin bu filmi.
Aslinda ogretim uzerine kurulu fakat uzaktan yakindan alakasi olmadigi halde adina egitim denilen sisteme egitimin nasil oldugunu ogreten mukemmel film. Anne baba ve ogretmenler izlemeli. Yani herkes izlemeli.
orada aamir khanın sözü bir çocuk kazanılsın da gerisi mühim değile getirmesi acaba dünyada bunu yapacak kaç öğretmen var diye kendime sormamı sağlamıştır.
bir bollywood tutkunu olarak aamir khan yiğidimin yaptığı en iyi filmlerden birisi olup gösterime girdiği yıl hindistanı oscar'da temsil etmiştir ama ne yazık ki adaylar arasına girememiştir..
film öyle güzel bir film ki bir öğretmen olarak böyle farkında ve duyarlı olabiliecek miyim diye kendimi sorgulamama sebep olmuştur..
ayrıca diğer hint filmlerinin aksine bu filmdeki müziklerin gerçekten vurucu olmuş..
benim favorim bu müziktir hakikaten çok güzel ve etkileyici olmuş..
Kalıplaşmış tabuları yıkmak gerektiğini, koyun gibi insan yetiştirmek yerine düşünen insanlar yetiştirilmesi gerektiğini eğlenceli ve müzikal bir şekilde anlatan aamir khan filmi.
"Türkçeye Yerdeki Yıldızlar ismiyle çevrilen Taare Zameen Par, Aamir Khanın yapımcı, yönetmen ve oyuncu olarak bulunduğu bir eğitim sistemi eleştirisi filmidir. Film, dişleri bağımsızlık savaşı veren dislektik bir çocuğun idealist bir öğretmenle tanışmasıyla değişen hayatını konu ediniyor.
Ormandaki hayvanlar üzerinden yapılan meşhur bir teşbih vardır. Filmdeki temel vurgu da bu teşbihteki farklı türdeki hayvanların ortak müfredatla eğitilmesi neticesinde ortaya çıkan yıkımla ilgilidir. Hikâyede, uçma dersinde ayağı kırılan tavşan koşamaz hale, koşma dersinde tüyleri dökülen kuş uçamaz hale gelir falan filan. Sistemin en başarılısı da her şeyi yarım yapabilen yılanbalığı olur. Bu bağlamda filmin en öne çıkan sloganı, her çocuk özeldir olmuştur. Çünkü her çocuğun yetenekleri, eğilimleri, ilgi alanları farklıdır.
Filmin güçlü repliklerinden biri de yarışmaya meraklıysanız, yarış atları yetiştirindir. Zira bu, hayvan ile insan yetiştirme arasındaki farkı idrak edemeyenlere kallavi bir cevap niteliğindedir.
Doğrusu film, tektipçi anlayışı da yerden yere vurmaktadır. Filmin sloganı da bunu gösteriyor. Örneğin, öğretmenin Hitler selamıyla verdiği ironik tepki, tektipçi ve totaliter zihniyete anlamlı bir mesaj niteliği taşıyor. Neticede insan denilen varlık, seri imalatla üretilen bir resim değil, usta bir ressamın yarattığı eşsiz bir tablo gibidir.
Öte yandan film, ebeveyn-çocuk ilişkisinde de ciddi eleştiriler sunan bir filmdir. Filmde ilgisiz bir ebeveyn vardır. Çocuğun ilgi alanlarını, yönelimlerini, fikirlerini, isteklerini, hayallerini pek önemsemez.
Dislektik olan Ishaan, sadece sorun büyüyüp sosyal bir boyut kazandığında, yani ucu kendisine dokunduğunda müdahale etmeyi gerekli gören ebeveyne sahiptir. Yani sorun son aşamasına gelince ailenin gündemine girer. Aile, sürecin bütünüyle ilgilenme sorumluluğunu taşımak istemez. Bu yüzden, yaramaz ve tembel çocuklarını yatılı okula göndermekle sorunun hallolacağını düşünürler. Bir anlamda bencilliktir bu."