2 gün sonra uygulamaya koyacağım hede. istanbulun bir ucundan tam göbeğine taşınmak, ortamların ve mekanların bodozlama içine dalmak süper olacak. (bkz: taksim).
meşakkat dolu edim, iş, fiil. her ne kadar eşyalar göze az görünüyorsa da ve de tek kalınıyorsa bile (bkz: sabile) yine de ıvır zıvır denilen mahlukatların nasıl birer dağ yığını oldukları ve evin kendisinden bile büyük oldukları farkedilir. sinirlere ve yıpranmış bedenlere sahip olunur. gözlerden yorgunluk dolayısıyla iki damla yaş süzülse de çaktırmamaya çalışılır. yeni taşınılacak olan yerdeki olası güzel yaşanılacaklara karşı önceden hazırlık yapılır.
an itibariyle temellerini attığım eylem. en başta söylemem gerekir ki acayip sinir bozucu amk. bir yığın eşya ve bunların nakledilmesi gerekilen 30 km uzaklıktaki yeni bir ev var. 2 saat önce işten geldim ve john coffey' nin de dediği gibi "köpekler gibi yorgunum.". ama işte bu eylemi gerçekleştirmek şart. az sonra evin önüne bi starex gelecek ve 11. katta olan şimdiki evimden alabildiği kadar eşya alacak. onun için bi sıkıntı yok tabi amk. ama o eşyaları arabaya yükleme mecburiyeti olan ben ve arkadaşlarım için sergen yalçın' ın da dediği gibi "sıkıntı var.". artık girdik bu işe, kaçış yok. şemsiye açılmıyor. ha bu kadar özele girmemin ne gereği var diye düşünebilirsiniz ama halimi görün de az dua edin diye yazdım. çok ihtiyacım var lan şu an buna. son olarak; bekarlık, sultanlık filan değil amk. bekarlık, ömer üründül' ün de dediği gibi "enteresan.".
zordur taşınmak... en sevdiğin eşyalarından vazgeçip hepsini atasın gelir. olmuşken tam olsun her şey yenilensin dersin. sonra gidersin yeni güzel evine. bir bakarsın ki sen geçmişte kalmışsın. bütün eşyaların her şey orada ama sen yoksun.
beden ordan oraya gitsede ruh hapistir bedende. en kötüsü taşıyamamaktır ruhu. kaç senelik kiralamıştır sahip olamadığı ve olamayacağı bedeni bilinmez. tek bilinen, kontratı yenilenmemek üzere bittiği zaman, ikametgahının ebedi olacağı...
taşınmak, geçmişi; anıları; iyiyi, kötüyü; dostlukları; mutlulukları, hüznü öksüz bırakmak değildir. taşınmak gönülden ırak olmak da değildir. sadece kapıyı çekip çıkmaktır. bir kapının kapanması ve başka kapıların açılmasıdır.
yaşam alanını değiştirmektir.
insanı yorar, hele ki kısa sürede birkaç kez yapılması gerekirse. eşyaları toplamak, sevilmediği halde hangi ara bağlanıldığı bilinmeyen mekana veda etmekte zorlanmak, alışkanlık yaratacak yeni yere gitmek, yerleşmek, yine eşyalar, yeni insanlar, kendini tekrar tekrar anlatmak zorunda kalmak, yeni yanlış anlaşılmalara gebe tanışıklıklar.
taşınma eylemi evde kullanılmayan, başkasının işine yarayabilecek eşyaların gün yüzüne çıkmasına olanak sağlar.
kullanmadıklarını ayırırsan kullandıklarını taşımak hamallara kalır. yük olan, ağırlık yapan kullanmadığın ve bir gün lazım olur düşüncesiyle manen sırtında madden evinin dip köşe yerlerinde konuşlandırdığın zımbırtılardır.
en iyisi taşınma olasılığı ortaya çıktığında bu zımbırtılardan kurtulmaktır. ihtiyacı olan birinin yüzündeki mutluluğu görmek için değer bence.
bir de hayatınız boyunca bir yerlere taşınmak zorunda kalıyorsanız alışılması kolay, eyleme geçirilince zor bir iştir.
eşyaların kaybolması, kırılması gibi olayların olması kaçınılmazdır.
her aşaması baş belası olan eylem. ev bulması ayrı dert, toplanması ayrı dert, doğru düzgün taşıma şirketi bulmak apayrı bir dert... ev arkadaşını saymıyorum bile. yine yeni ve de yeniden yapacağım eylem. oy anam oy...
tanım: taşınırken eşya kaybetmek istemiyorsanız envanter tutmak en etkili yoldur efem, tavsiye olunur. yeni evden görüşmek dileğiyle, selam ederim!
sessizlik, ayrılık, gözyaşı, hüzün, özlem, umutsuzluk, yorgunluk.
''bir ev vardı, küçüktü belki
ve bizimdi
odalarda ışık yüzerdi
ve bizimdi
birgün hiç doğamadı güneş
ve bitti...''
insani bavul doldurmak gibi bir eziyete gark eden lanet olgu. neler alinacak neler geride birakilacak ona karar vermek de zordur, hic giyilmedigi-kullanilmadigi halde, atilmaya kiyilamayan esyalar konusunda alinacak karar hayati onem tasimaktadir.