1580'in akçesinde 0.61 g olan saf gümüş, Orhan Bey'in ilk akçelerinde 1.04 gramdı. Yüzde 40'lık bir düşüş yaşanmıştır.
(bkz: sikke)
(bkz: akçe)
(bkz: mangır)
(bkz: pul)
değeri, içerdiği altın ve gümüşe göre değişen madeni paralardaki altın veya gümüş oranının düşürülmesini tanımlayan sözcüktür. sadece parada değil, zeytinyağına çiçek yağı, dana sosisine kanatlı eti, tereyağına patates karıştırarak yapılan hileler için de aynı deyim kullanılır. arapça gışş'dan gelir. türkçesi "karıştırmak, saflığını ortadan kaldırmak"tır.
bilhassa gıda sektöründe dikkat çeken hileli üretim şeklidir.
un, bal, et gibi gıda ürünlerinin benzeri ürünlerle yahut zararlı kimyasallarla çoğaltılması, değiştirilmesi anlamına gelir.
osmanlı devrinde gelir kaynakları ve vergi sistemindeki çıkmazlar nedeniyle akçe/sikkedeki altın oranının düşürülüp gümüş oranının artırılması sonucu malî terminolojimize giren tabirdir.
zeytinyağına kanola ayçiçek soya ve diğer tohum yağlarının karıştırılmasıdır. amaç maliyeti düşürüp az ürünle çok para kazanmaktır. Türkiye'de yaygındır. sahtekarlıktır. suçtur. günahtır. vebaldir. kul hakkıdır. hesabını sorarlar. gıdada fahiş fiyat neyse bu oda onun lacivertidir. işte buna ayar düşürme manasına tağşiş denir.
dikkat edin ne diyor rasulullah (s.a.s.) "bizi aldatan bizden değildir" bunu Müslümanım diyenler iyi okusun iyi anlasın. evet..