dinazorlarla ilgili belgesel havasındaki 1 saat süren film gibi birşey *. 3 boyutlu olmakla beraber "darwin"'in düşüncelerini izleyiciye empoze etmeye çalışmasıyla da ideolojik saplantılar içermektedir. hayatımın en boktan 1 saatinin geçmesine sebep olmuştur sinemada o da ayrı mesele.
marc bolan ın, 1967 yılında kurduğu, 70 lerin punk rock ını etkileyen, başarılı bir proto punk - glam rock grubudur. 1978 yılında dağılmışlardır. en bilinen ve listelerde uzun süre 1 numara kalan albümleri; electric warrior.
tyrannosaurus rex.
en büyük ve en güçlü etobur dinozorlardan birisi. kuvvetli çenesi ve büyük ağzı sayesinde bir insanı bile iki ısırıkta yutabilir. sadece kısa mesafelerde hızlı koşabilen bu dev dinozor, arka ayakları üzerinde yürür ve küçük kollarını nadiren kullanırdı. ortalama olarak; ömrü 67 milyon yıl, boyu 5,6 m., ağırlığı 6000 kg., uzunluğu ise 12 m.civarındadır.
1914 yılında prof. richard osborne tarafından günyüzüne çıkarılan ve büyüklüğüyle herkesi hayrete boğan muhteşem hayvan. 15 metre uzunlunğunda, 5 m yüksekliğinde ve yaklaşık 4-6 ton kadardır. o zamana kadar bilinen en büyük etobur megalosaurus 6 metrelik boyuyla t-rex'in yarısı kadardı ve bu yüzüden dinozora latince tiran sürüngenlerinin kralı anlamına gelen tyrannosaurus rex adı uygun görüldü. genelde t-rex diye çağrılır. (bkz: gel oğlum) dünya üzerindeki en ünlü dinozordur. etoburların ağır siklet grubundadır. 93 yılında jurassic park filminde başrol oynayarak gayet başarılı bir performans göstermiş ve ününe ün katmıştır. gölgeli göz yapısına sahiptir aynı zamanda. (bkz: ben bugün bunu gördüm)
boyut olarak birçok dinozordan çok daha küçük olmasına rağmen hemen hemen zamanındaki kendi türünden canlılar da dahil olmak üzere herkesin baş belası olmuş,vahşi ötesi yaratık.
düşünün artık.
yürüyen ölüm makinesi dinozor yaratığı.
onu bu kadar ölümcül yapan cüssesinin büyüklüğü değil, ağız genişliği ve çenesinin kuvvetli oluşudur. parçalar, koparır, kırar, döker..
Guinness Rekorlar kitabına en uzun dişli dinozor olarak geçmiştir. 18 cm uzunluğunda testere gibi dişlere sahiptir bu mahluk.
iki ayağı üzerinde yürüyen ölüm makinesi. dinazorlar içerisinde en büyüğü değildir ama en vahşisidir. hele de ağzını açtığında kenarlardaki perde gibi açılan bölümler insanı dehşete düşürür. iyiki yaşamıyor bu nesil dedirten dinazor türüdür.
Fosili ilk kez Montana'da (ABD) bulunduğu zaman, paleontologlar, daha önce rastlamadıkları büyüklükte bir etobur dinozor karşısında olduklarını anlamıştı. Adını, belirgin bir saygıyla Tyrannosaurus rex yani "Zorba Kertenkele Kralı" koydular. Uzunluğu 13 metreyi, tahmini ağırlığı 7 tonu bulan bu sürüngenin yalnızca kafası 1,5 metreydi. Güçlü art ayakları üstünde dikildiğinde boyunun 2 katlı bir eve yakın olduğu hesaplanmaktaydı. tyrannosaurus, olağanüstü çenesini açtığında, karşısında korkmadan durabilen dinozor sayısı pek azdı. Kama gibi sivri dişlerinin her biri 18 santimdi. Bazı paleontologlar onun avcıdan çok leşçi olduğunu iddia etseler de, bu henüz kanıtlanmış değildir. tyrannosaurus'un minik kollarının ne işe yaradığı da ikinci bir bilmecedir. Ancak, doğada hiç birşey nedensiz olmaz.
Sue Hendrickson, Güney Dakota'daki (ABD) black Hils jeoloji enstitüsü için örnekler toplayan bir koleksiyoncuydu. 1990 yılında arazide dolaşırken bir bayırda topraktan uzanan bazı kemikler farketti. Paleontologlar kazı için geldiğinde, fosilin bir tyrannosaurus rex'e ait olduğu anlaşılmıştı. Ancak, kızılderili topraklarında bulundukları kendilerine hatırlatıldı. Anlaşmazlık mahkemede sonuçlandığında, fosil açık artırmaya çıkarılarak satıldı.
Chicago'daki field museum, onu 7,5 milyon dolara aldı. 12,5 metre uzunluktaki Therepod, kayalardan dikkatle çıkarıldı ve monte edilerek ayağa kaldırıldı. Müzedeki yerini 2003 yılında aldı. Bulunuşundan sergilenişine kadar geçen 13 yılda, bir çok vesile ile defalarca basına konu olan bu dinozor, büyük ün kazanmıştı. Ondan herkes "sue" diye söz etmekteydi. Paleontologlar, fosili bulan Sue hendrickson'a saygı için t.rex'e sue adını vermişti.
ABD'deki Güney Dakota Black Hills Jeoloji Enstitüsü'nde görevli paleontolog Peter Larson, 1994'te yaptığı bir açıklamada erkek t.rex'lerde bir kemiğin, dişilerdekinden 1 misli uzun olduğunu söylemişti. Kuyruğun başladığı yerde, omurganın altına doğru uzayan diken gibi kemiklerin (chevron) ilki dikkatini çekmişti. Bu kemik, ona göre penisi hareketlendiren bir işleve sahipti.
ABD'deki indiana Üniversitesi'nde öğretim üyesi JAmes Farlow (paleontolog) ile arkadaşı John Robinson (fizikçi) büyük bir tyrannosaurus rex modeli üzerinde ilginç bir araştırma yaptı. (1994) iki bilim adamı, T. rex'in normal yürüyüşte düşmesinin çok zor olduğunu; ama koşarken bir şeye takılıp düşmesinin mümkün olduğunu düşünüyor. T. Rex, 30 km hızla koşarken düşerse, ağırlığının 7 ton olduğu hesaba katıldığında, ağır yaralanacağını ve ölebileceğini ortaya koydular. Hayvanın küçük kolları, gövdenin yere çarpmasını engelleyemiyorlardı.
tyrannosaurus rex, her ne kadar boyutları ile insanı hayrete düşürse de ardından bulunan fosiller onun tahtını fazlasıylar sarstı. Bugün, boyut olarak baktığımızda tyrannosaurus, Spinosaurus, giganotosaurus, carcharodontosaurus'tan sonra 4. sırada kendilerine yer bulabilmişlerdir. (Dinozor Kitabı - Mümtaz Arıkan)
taa yetmişlerde kalmış, punk'la rock'n'roll arasında bir çizgiye sahip olduğu söylenebilecek müzik grubu. "get it on (bang a gong)" gibi hâlâ çeşitli mekânlarda, tanıtım vcr'larında filan karşımıza çıkan ve tadından hiçbir şey kaybetmeyen bir şarkı yapmışlar. büyük olasılıkla döneminin grupları/sanatçıları kadar önemli değil, yani, "electric warrior" isimli başyapıt albümlerinin çıktığı 1971 senesini baz alacak olursak, bir rolling stones kadar önemli/iyi değiller -zaten olamazlar da- bir david bowie kadar da (aslında bu sadece amerikan & ingiliz müzik medyasının suçu, yoksa david bowie'nin "low"dan başka bi şeyi yok, o da brian eno'nun sayılır zaten) değiller, ya da ne bileyim, bir stooges kadar hiçbir zaman olamadılar; ama yukarıda da bahsettiğim "electric warrior" albümü yine de müzik tarihinin en iyi albümlerinden ve "get it on" değerini hiçbir zaman kaybetmeyecek bir şarkı.
Çenesini yılanlar gibi yerinden çıkarabileceği kanıtlanmıştır. Bu sayede kafasından bile büyük avları yutabilecek kadar korkunç bir avcıdır.
Yeryüzünde gelmiş geçmiş en korkunç etoburlardan biri olmasına rağmen saatteki hızı 24 kilometreyi geçemezdi. Yani zinde bir insan ondan koşarak kaçabilirdi. Ayrıca oldukça hantaldı. Bulunduğu pozisyondan sağa ya da sola dönmesi yaklaşık 2 saniye sürerdi. Bu da demek oluyor ki avının peşinden koşarken ani bir yön değişikliği yaparsa sakatlanma tehlikesi geçirebilirdi.
Gelişmiş duyumsal verileri işlemeye yarayan cerebronu (beyinsi) tarih öncesi bilinen en iyi cerebrona sahiptir.
6 kilometre uzaklıktan görsel duyularını çalıştırabilir. Bu insanın 6 katına aittir.
Çok düşük frekanstaki sesleri bile duymasına yarayan gelişmiş bir işitsel yeteneğe sahiptir.
Bununla birlikte çok kısa ve 2 parmaklı kolları vardır. Bu kolların hayvanın ne işe yaradığı bugün bile tam olarak anlaşılamamıştır.
Çünkü bu kollar ağzına bile ulaşamayacak kadar kısadır.
Etobur dinozorlar içinde en hassas burna sahip olmaları onların leş yiyici de olabileceklerini düşündürmektedir.
Fosilbilimciler bu hayvanların kemikleri üzerinde yaptıkları araştırmalar sonucu yamyamlık yaptıklarını da belirlemiştir. Zira kemikleri üzerindeki diş izlerini ve kırılmaları ancak başka bir t-rex yapabilir.
65 milyon yıl kadar önce yaşamış, en büyük yırtıcı hayvanlardan biri. dinazor besin zincirinde üst sıralardadır. yakın kuzeni albertasaurus rex dir ve t rex'den daha hızlı ve biraz daha küçük olduğu düşünülür.
t rex saatte 50 km hızla koşabilirdi, cinsiyete ve gelişimine göre 7-14 metre kadar uzundu ve çenesi bir otomobili kavrayıp ikiye ayırabilecek güçteydi.
gözlerinin güçsüz olduğu ve hareket etmeyen bir cisme odaklanamadığı fakak işitme ve koku alma duyusunun anormal gelişmiş olduğu sanılmaktadır.
jurrasic park filmlerinde sıkça görülebilir merak edenler için.