1980 darbesi sonrası yaptırılan ısmarlama anayasadır. netekim namı ile ünlenmiş kenan evren paşamız ve onun sonsuz evrensel anayasasıdır. işte türkiye cumhuriyeti vatandaşları ile muasır medeniyet yurttaşlarının arasında ki farklardan biridir.
bizim halkımıza ve bu paşalarımıza göre toplumlara uygun yasalar yapılır. fakat çağdaş milletlerde hak ve özgürlüklere uygun yasalar yapılır ve toplumlar bu yasalara uyarlar. bu yüzdendir ki yıllardır ne isveç, norveç, hollanda, kanada olamadık. fakat bir iran, ırak, malezya ve arap emirlikleri de olmadık ya bu bizim için sevinç kaynağı olmuştur. gerilemekten korkarak adım atamayan başka bir ülke var mıdır acaba? sürekli yakın tarihine baktığında gerilemedik diye şükreden başka bir ulus var mıdır acaba? yücelen milletler ile yücelemedik. dünya'da standart haline gelen özgürlüklerden gerilemekten korktuğumuz için yıllardır mahrum bırakıldık. şimdi arkamıza baktığımızda biz neremize sokalım bu hukuku?
yıllardır gelir dağılımının adaletsizliği yüzünden on milyonlarca insanımız binlerle rakamlandırılan kitlenin kölesi olmuştur. halkımız yiyecek ekmek derdine düştüğünden hak ve özgürlükler ona hep lüks gelmiştir. 1980 darbesi sonrası toplumu magazine boğarak, açlıkla terbiye ederek, işkenceler ile bezdirerek yıldırmışlardır. artık türkiye cumhuriyeti vatandaşları isteyemeyen, talep edemeyen, hakkını arayamayan korkak bir toplum olmuştur. eskiden onuru ve şerefi için dünyalara baş kaldırabilen bir toplumduk. şimdi ise korkan ve korkularını dile getiremeyen kuklalar diyarı olmuş durumdayız.
türkiye cumhuriyeti halkı daha nice askeri darbelere, sivil darbelere ve sözde hukuk darbelerine layıktır. bu soğuk kış günlerinde gece gündüz çalışarak aldığınız birkaç torba kömürle güç bela ısıttığınız yuvanızda oturup bu sene de şeriat gelmedi diyerek halinize şükredin. daha fazlasını istemek mi? aza kanaat etmeyen çoğu elde edemezdi sizin anlayışınızda. belki kanaat ederek bir gün çoğu rüyalarınızda görürsünüz.
not: kullanılan "sözde hukuk" öbeği mevcut yasaların hedef gösterilen muasır medeniyetler seviyesinde geçersiz ve yetersiz sayılmasından kaynaklandığından kullanılmıştır.