geçen yerleri süpürürken bir de baktım ki yerde bir adet tırtıl, avare olmuş salonun ortasında fink atıyor. "Gel ulan buraya!" dedim oralı olmadı, haliyle sinirlerim oynadı aldım elime gazeteyi, kaldırdım tam indiriyorum kafasına gözüm önce onun o hırbo vari surat ifadesini tamamlayan gözlerine ardından elimde gazete sandığım şeyin çizim kağıtlarım olmasında kaldı. Bir an duraksadım elimi indirdim gelip bana demez mi tırtıl çakması velet "Ulan ibiş sen değil misin elmalarımı yiyen, bana geriye çekirdekten öte bir şey bırakmayan,şimdi böyle mi oldu ha iblis!" Bu sözler karşısında hezeyana uğradım ne diyeceğimi bilemedim. Eksik etek bir tırtıldan azar yiyordum ama ağzımı açıp laf edemiyordum ben konuşamadıkça o üstüme geldi, ben konuşamadım o geldi sonunda durdum "pardon elma mı dedin?" dedim. Tırtıl durdu ve "adım hayrettin kısatop bana hayır derler dedi" algılama güçlüğü çektiğim o dakikalarda üzerine durduk yere ismini söyleyişi de beni dehşete düşürmüştü. Tam diyalogumuzun ortasında telefon çaldı, kız arkadaşım arıyordu ilişkimizdeki pürüzlerden sıkılmış olduğunu son kez buluşup çözmemizi istediğini söyledi tam o sırada tırtıl bozması bana "nah barışırsınız" deyince "hayır bak alıcam ama ayağımın altına" dedim ve dingil kız arkadaşım o dakika suratıma kapatmak suretiyle ilişiğinde ilişkimizi de bitirdi. Tam " Hay.." derken adımımı attım arkasından bir ses geldi cırk diye. Hayır, Hayır'ın hayrını göremediğime mi yoksa göt gibi ortada mı kaldığıma yanayım bilemedim...
Ard arda gelip dizilen modelleri zehirlidir efenim. Zehiri ısıraraz-sokarak zerk etmezler bünyeye. Üzerindeki ince kıllara dokunulduğu zaman temas edilen bölge kaşınır-şişer.
Yastığınızda veya yatağınızda dolaşmış ve gitmişse dolaştığı yere deyen bölge kaşınır-şişer, mesela surat. Şerefsiz yastığınızda gezip siktirolup gitmiştir siz farketmessiniz bile yüzünüzü yastığınıza koyarsınız ve yüzünüz şiş bi şekilde kaşınarak uyanırsınız.
Bunların ard arda gelip dizildikleri yeri süpürürseniz oradan havalanan tozlar vucudunuza deyerse tozun deydiği bölge şişer. En karanti yol bölgeyi süpürmeden önce sulamaktır.
Tüm bu semtomlar izmirde yaz mevsiminde yapılan askerlik sırasında başa gelmiş, gözlenmiş, acısı çekilmiştir.
iyileşmesi için revirde iğne yemekten başka çare yoktu o dönem.
"ağaçta bir tırtıl
yiyor yaprakları kıtır kıtır
pis tırtıl
hain tırtıl
keserim seni kıtır kıtır"
şeklinde salak saçma bir çocuk şiirine de yardım ve yataklık yapmış hayvancık.
yapraklarla beslenirler ve birkaç günde ağırlıklarının birkaç katına ulaşırlar.Daha sonra ise bir koza örerek kelebek olacakları sonraki hayatlarını beklerler.
Sormadın ne diye niye böyle kederli suskunum ben
Anlasana be canım tek bir derdim sen
Temmuz ateşi gibi yakıyor o bakışlar aşığım ben
Çekinirim diyemem ama tek bir çarem sen
Ah deli sevgili
Ah be nazlı peri
Ah canım bidenem
Tut şu ellerimi
Tırtıl, tırtılın sonu pır pır kelebek
Kalbim sürünüyor bırak uçsun ellerinde