-aşkım bugün kızlarla bi kadavranın sikiyle oynadık ehehehe
-aferim aşkım ee başka
-dötüne çubuk soktuk çok eğlenceliydi ehehehe
-hmmmm
-öyle işte aşkım sen ne yaptın ?
-bende halil abinin sikiyle oynadım
-nası yani aşkım
-gayim ben nejla ayrılmak istiyorum senden.
Kardiyoloji sınavını versin diye 5 hafta görüşülmeyen sevgilidir. Her daim meşgul olacak bir şeyi vardır, işi olmasa ders çalışır o da olmasa erkektir, maç yapar counter strike falan oynar. Ara sıra " senin de tıbbın da anuna koyayım" diyesi gelir insanın ama hafiften gurur da duyarsınız adamla. Gerçi niye duyarsınız o da bilinmez sonuçta herifin hayrı kendinedir. Aynı evde yaşasanız bile bu şahsı akşamları bir kaç saat görürsünüz zaten kendisi filmin ortasında uyuyakalır. Hele ki intern ise bir de tus kasıyorsa tadından yenmez.
'benim de kalbimde ritm bozukluğu var, ölür müyüm ki?' dedim; 'her aritmi ölümcül değildir, ondaki kalp kaslarinda myopati nedeniyleydi; yani aritmi bi sonuçtur,neden olduğu önemli.' dedi. bilgisi ve yardımseverliği hoşuma gitmişti. gülümsedim.
'esprilerini seviyorum' dedim. 'ben de seninkileri seviyorum... beynindeki nöronların plastisitesine hayranım' dedi.bu sefer fazlaca gülümsedim.
zaman aktı gitti. ben 'höt' dedim; o 'zöt' dedi.
'ot' dedim 'bok' dedi.
.
.
.
.
'böbrek taşı varmış bende'dedim. 'hımm,nefrolitiazis?'dedi. baktım öyle,baktım sadece. ve işte o zaman anladım farklı bölümlerin öğrencisi * olduğumuzu. sustum.
bir gün geldi, emin olduğum bir şey için. 'o öyle değil benden iyi bilemezsin' dedim. 'okulunu okuyorum ben bunun bana işimi öğretme' dedi. **
ciddi bir ilişki söz konusu olduğunda fedakarlık yapılması şart olan, tıp okumanın stresini size de yaşatan, diğer çiftler orda burda fink atarken siz 'yok bunaldım ben yapamıyorum' dediği anda klinik bilimlere giriş adlı tuğlayı kaparak -çok anlıyormuşsunuz gibi- kendisini yanınıza alarak çalışmaya başladığınız, romantik dakikalarda dil sürçmesiyle araya kattığı tıbbi terimleri duymamazlıktan geldiğiniz sevgilidir.
tıp okuyan biriyle sevgili olması gerekendir. zira bu insanların hayatları, sürekli ders çalışmak ve hastane okul arası mekik dokumak olacağından, zaman ayıramama problemi yerini iletişim kopukluğuna ve ayrılığa bırakacaktır.
hastanelerde doktor hanım doktor bey diye koşturma külfetinden adamı kurtarır daha ne olsun..çok iyidir ayrıca..ota bokta ıyk aşkitom iğrennnç demez..beyin nasılş çalışır bilir..noroanatomi görmüşse hele , doğumgünümü unuttun hıyaroğlu bik biklemez..psikaytri bilmesinden mütevellit zoraki gülüşlerin anca yanak çizgisi sebebi olduğunu , kimseyi jandırmayacağını kendi idrak edemmiş olsa da, hocaları sike sike anlatır.. vs vs güzeldir..iyi ki öyle sevgili vardır..
sizinle paylaşacaği anlamlı seyleri olan kişidir. 4.sınıfta dersleri agırlaşsa da ekstra bagra basılması gereken sevgilidir.
size özel recete uygulayabilir işte bu cok guzeldir...
hasta ve hastalıkla ilgili ne yapılması gerektiğini öğrenirken bir yandan da kendine hayata dair dersler verebilen kişidir. öğrendiği her yeni şeyi bir hekim mantığıyla sağlıklı-sağlıksız diye ayırt etmeye kalkar, sonunda duran bir kalbi tekrar çalışır hale getirebilecek, ama insanın kalbini güçsüzleştiren şeyi anlamayacak hale gelmeye adaydır. bir sağlıkçı olarak insan sağlığıyla oynar, istemeden etiğinin dışına çıkar, aşk da bir hastalık sonuçta.
zamanı olmaz çoğunlukla, dersi, komitesi, sınavı bitmez. ders ektiremezsin, sınav dönemi korkar, doğru düzgün görüşelim diyemezsin, sonunda tamam dersin bi şekilde. ve kolay kolay unutulmaz, çünkü sevgilisinin doktoru gibidir aynı zamanda, onun bir çocuğa dönüşüp, ateşim var, şöyleyim böyleyim, ölüyorum oyunlarına gelmekten kendini alamaz bazen. gerçekten eli hafiftir, kıyamadığından belki, ama kalbi nasırlaşana kadar, kadavra görmekten belki.