karnını doyuramayan türkiye beslenmesini kahvehanelerde yapıyor kardeş nerede kaldı opera bale, tiyatroya gidemiyoruz bırak hepsini kitap alamıyoruz türkiyem...
opera italya'nın floransa kentinde doğmuştur. müzikli sahne eserlerinin mihenk taşlarından birisidir. lakin müzik kültürdür. nasıl bir italyanı türkü dinlemiyor diye eleştiremez isek, milletimizin opera ve bale gibi yabancı kültürleri benimsemesini beklemekte komik bir durum olur.
bizim mahallede özel bir bale kursu var.
bu kursta ders veren bale, binadan taytla çıkıp arabasına binmişti bir gün.
ertesi gün öyle bir sopa yedi ki mahallede, bir daha onu gören olmadı.
Maslov'un ihtiyaçlar hiyerarşisi'ne göre baktığımızda da açıklayabileceğimiz durumdur.
Opera ve bale belli bir eğitim seviyesi ve maddi açıdan belli düzeyde insanlara hitap eder genellikle. Türk insanının ise yemek ve güvenlik ihtiyaçları bile doğru düzgün karşılanamadığı, belli bir refah seviyesine gelinemediği için opera, bale, tiyatro gibi sanatlar pek ilgi görmez.
Maslov der ki; insanlar önce karnını doyurabilir, güvenlik ihtiyaçları karşılanırsa diğer aktivitelere yönelmeye başlarlar. Adamın elinde on lira parası var. Tiyatroya mı gitsin, yoksa gidip evine ekmek mi götürsün. Haklı olarak gitmez o tarz etkinliklere tabiki.
Ve ayrıca insanımıza bu tarz sanatlar hakkında yeterince bilgi verilmiyor ve oraya yönlendirilmiyorlar. Sonuç olarak insanımız da bu tarz etkinliklere katılamıyor. Basit ve net.
90'lık dilimdeyim. Ama bu Türk kültürüne uygun değil demek yanlış olur. Öncelikler meselesi bu. Halkın önemli bir bölümü fakirlik ve açlık sınırlarında yaşıyor. Operaya gitmek yerine evine et almayı tercih ediyorsa bunu sorgulamak kimseye düşmez. Ayrıca diyelim ki hali vakti buna uygun ama gitmiyor. Burada da zevkler devreye girer. Gelişmemişiz diye olaya bakmak yanlış.