yıllar önce özal türkiyesinde bununla ilgili kısa programlar yayınlanırdı trt'de. toplum içindeyken terlediğimizde boynumuzu ve koltuk altımızı hafifçe yıkamamız deodorant kullanmamız gerektiği, çoraplarımızı hergün değiştirmemizin şart olduğu falan anlatılırdı kısa skeçler şeklinde. işte asansöre bindiğinde ter kokusundan bayılacak gibi olan bir kadın, banka gişesinde sıra beklerken - o yıllarda klima ve sıramatik mefhumları yoktu bankalarda- yine kokudan perişan oluşan bir adam gibi skeçler vardı anımsayabildiğim kadarıyla. trt topluma düpedüz "leş gibisiniz ibneler bu dediklerimizi yapın" mesajı vermekteydi o dönem.
türk olmayanları veya yurtdışını görmüş kitledir. ulan adamların yanında her birimiz sabundan yapılmış gibiyiz, cahiliiğinizi kanıtlamak için her yola başvuruyorsunuz be.
hiç bir ülkenin bütün evlatları gül kokmaz canım bunu kabullen. türkiyede de herkesin güzel kokmaması birilerinin çıkıp da türkler eşek ölüsü gibi kokuyor demesini gerektirmez. hakarete girer, fena kokutur.
malesef! var böyle bir kitle ve hem de az-boz değil.
suyla fazlaca haşır-neşir olmayı sevmiyoruz. bu belki eski dönemlerde makul karşılanabilirdi. mahalle ya da köy çeşmelerinden kovayla güç koşullarda temin edilen suyu, her gün yıkanmak için kullanmak ya da her gün hamama gitmek güç bir işti. ancak günümüzde, susuz ev yok denecek kadar az, özellikle de büyük kentlerde. buna karşın, kaçımız her gün duş alma alışkanlığına sahibiz?
avrupalı için yıkanma öylesine vazgeçilmezdir ki, duş imkanı bulamazsa lavaboda yıkanır. bizlerde, evin ilk alındığı ve lavabonun yeni olduğu dönemlerde görebildiğimiz fakat sonraları kaybolup giden zincirli plastik tıkaçlar; onlar için olmazsa-olmazdır. tıkacı tıkayıp lavaboyu doldurduktan sonra o küçücük alanda bir ördek yavrusu gibi yıkanmayı başarırlar. tarifle anlatılmaz, bizler için kameraya çekilesidir; onlar için, son derece normal olan bu eylem.
akşam evine giren kişi kimselere görünmeden kendisini banyoya atıverir. aklanıp-paklandıktan sonra çıkar aile efradının karşısına. bunu onlara ve tüm alışkanlıklarına hayranım anlamında söylüyor da değilim. güzel olan, karşısındaki insana saygının gereği olarak görülmesidir.
önceki akşam her hangi bir sebeple yıkanamamışlarsa tedirgin ve çekingendirler, birlikte yaşadıkları diğer insanlara karşı. bunu hisseder ve sorarsanız, yıkanamamış olduğunu anlarsınız. o derece yani!
türklerin kokup kokmadığına dair bir genellemenin peşinde değilim ama kafama takılan bir şey var. bu tür önermelerde misal türkler uzaya gitse olacaklar, lostta türk olsa ne olur ya da akar kokar yiğittir vs neden yücelemenin ya da yermenin öznesi "türkler" oluyor. bu tür başlıkların altına kötüleme babında entryler giren pek çok yazarın anayasal anlamda türkiye'de yaşayan herkesin türk kabul edilmesine karşı olduğunu görüyorum. türklerden bahis etnisite olarak türkler mi? yoksa türkiye'de yaşayan ve türkiye cumhuriyeti devletine vatandaşlık bağıyla bağlı olanlar mı?
genellemenin anlamını bilmeden sikimsonik terimlerle ''olüm var ya ben ganunları bi dee osmanlıcayı falan biliyom, çünkü ben avugatııım" diyenlerin yana yakına görmek istemedikleri gerçek.
türk ceza kanununda böyle bir müeyyide varsa zaten o tck'nın eksikliğidir. bu durumda da türklerin öz eleştiride bulunamadıklarına şahitlik etmiş oluruz.
bu leş gibi kokma olayı sadece türklere has bir durum değildir.dünyada yaşayan herkes eğer türkler gibi haftada bir banyo yaparsa, terli terli üstüne deodarantı parfümü boca ederse, temizliğin su ve sabunla olduğunu bilmezse kokabilir en nihayetinde.olay türkler, yunanlar, ruslar, ingilizler yada bilmem kimler değil aslında, temizlik kültürüne sahip olup olmamakla alakalı.
bu ifadeyi amerikalı bir basketbolcu ikrar ederse bağlı olduğu hukuki disiplin müeyyide gerektirmiyorsa, kendisi için herhangi bir suç teşkil etmez.
bu ifadeyi türkiye cumhuriyeti'ne vatandaşlık bağı ile bağlı bir gerçek kişi, sanal ya da gerçek bir ortamda ikrar ediyorsa, türklüğü tahkir ve tezyif etmekten suç işlemiş olur.
bu sebeple öncelikle dur ve beyin aritmetiğini yor biraz. bende bir türküm, hemde asil bir türk. ama konu dönüp dolaşıp temizliğe ya da başka bir şeye geldiğinde ;
"abi varya avrupaya temizliği falan osmanlı getirmiş, fransızlar poh içinde yüzüyolarmış da bizimkiler oralara hijyen sağlamış, en inatçı kirleri silip süpürmüş abi osmanlı" düzeyinde bir çok gazelden tefrikaya maruz kalıyoruz. bir çok jenerasyondan dinledim bunları. bir çoğu yaşlandı tabii. neyse, ter kokusu bilindiği üzere temiz olmamak ve ihmalden kaynaklanan bir koku. ya arkadaş toplu taşıma araçlarına bindiğimde utanıyorum bazen milletimizden. ıslak sefil fare gibi bir koku yayılmış içeriye, sadece toplu taşımalarda olsa ne ala diyeceğim. ama yok, yaz gelmesin bilader bu memlekete.
ekşi ekşi kokuyorsunuz işte olm yaz geldiğinde, siktiğimin deo jeli, sticki, dorantı falan varken, ve bunlar içilen bir paket sigara değerinde bile değilken sen hala "türkler ter kokuyor" dendiğinde tükürüklerle saldırıp terliyosun.
çevrenizde sanki herkes gül kokuyormuş gibi bir de eleştiri yapan adamlara sabahtan akşama kadar bok atıp ortalığı birde bok kokutuyorsunuz ya, işte buna üzülüyorum.