genetik olarak açıklanmış diyenlerden açıklamanın bir metnini beklediğimiz über bilimsel çalışma.
iki teori var değil mi geçerli olan.
birinde Adem le Havvadan geldiğimiz söylenmektedir,
diğerinde 75 yıl önce evrimleşmeye başladığımız.
Her iki teoride de hiç bir millet yoktur.
o zaman çinli de yok, alman da, ermeni de.
Biz bunlara kısaca ademoğlu ya da homosapiens diyoruz.
fakat dersenizki her su damlası kendi adını alır. Bunu da nil nehri, van gölü, kızıl deniz, büyük okyanus olarak çeitli şekillerde adlandırıyoruz. o zaman da her kişi kendi milletinin ne olduğuna karar verebilir.
Marmara denizine karışmış bir yağmur damlasının yok arkadaş ben fırat nehrindenim asıl demesi ne derece doğru olur, oda tartışılır.
kısaca hepimiz biriz, yeterki günü gelince buharlaşacağımızı bilelim.
siz aslında türk değilsiniz diyenler şunu da dediler; "siz buraya daha sonra geldiniz. o yüzden buraların gerçek sahibi siz değilsiniz."
biz türk değilsek ve sonradan geldiysek, türkler bizden önce gelmiş demektir yani rumsak türkler bizden önce gelmiştir, ermeni isek türkler bizden önce gelmiştir. o halde türkler buranın gerçek sahibidir.
şimdi angels marksın doğu sorunu kitabına yazdığı önsözde der ki, o sırada yazdığı sırada ki yunan ulusundan bahsederek, 'yunan ulusu dediğiniz ulus aslında helenleşmiş slavlardır.'
yani engels yunanlılara slav demektedir. şimdi biz rumsak rumlar da rum değil slavsa yunanistanın otokton halkı biz oluyoruz. o zaman bu sahte rumları ordan kovsak yeridir.
gerizekalılıkta sınır yok elbette. şimdi sen sarı saçlı mavi gözlü türk mü olur diyerek sözüm ona atatürk e rum diyorsun. git ders çalış lan o zaman biraz sarı saç mavi göz yunan ırkının baskın özelliği mi değil mi diye!
yok savaşçı özelliklerimiz orta asya türklerine göre düşükmüş filan, bakkala at üstünde yağmaya talan a mı gidiyoruz da bu tespiti yapıyorsun?
türk boylarının yaşadığı coğrafi bölgelere ve gen havuzuna bakıldığında doğru yapılmış bir tespittir.
öncelikle popülasyon, insan popülasyonu, gen havuzu ve gen akışı nedir en basit tanımlarıyla açıklayalım;
popülasyon : aynı bölge ve zaman içinde yaşayan canlı varlıkların oluşturduğu topluluktur.
insan popülasyonu : kısaca nüfus diyebiliriz.
gen havuzu : bir popülasyonda bulunan tüm bireylerin genlerinin toplamıdır.
gen akışı : bir popülasyonda bulunan genlerin diğerine aktarılmasıdır.
----
türkiye türk'leri için bir tespitte bulunacak olursak;
orta asyadan çıkan türk boyları batıya doğru ilerlerken geçmiş oldukları bölgelerde bulunan insan popülasyonu ile etkileşime geçmiş ve popülasyonlar arası gen akışı olmuştur. gen akışı ile şu an yaşadığımız topraklara gelen türk'ler, anadolu'da bulunan farklı ırklar ile de gen alış verişi yaptılar.
başta "aa" * olan türk gen havuzu farklı popülasyonların gen havuzuna dahil olmuş ve farklı popülasyonların gen havuzlarına genlerini bırakmıştır. böylece türk'lerin gen havuzu, başka milletlerinde genlerini alarak genişledi ve nesiller sonra "abcdefg" * olarak çoğaldı. böylece başlarda kısa boylu, geniş yapılı, ablak suratlı ve çekik gözlü olan türk insanı genetik çeşitliliğe sahip oldu. türkiye coğrafyasında yaşayan bizlerin safkan türk olduğumuzu iddia etmemiz tüm bu genetik gerçekliliği redetmemiz demektir. bu da mümkün değildir. ancak zaten modern dünya üzerinde safkan kalan bir ırk olup olmadığı da tartışmaya açıktır.
gercekten tamamen ilmi delillerle kanıtlanmış. türkler anadolu halkını asimile etti yapmaya ya ne olacağdı türkler 1071 de girdiğinde anadoluda yerli nüfus kactı haberin varmı bizansın gerlemesinin önemli bir nedeni de nüfusunun yetersiz olması oysa ana doluya malazgirtten 16 yy kadar akın akın türk geldi yağmur gibi türk yağdı türkistandan irandan... bazı ufak tefek yerli halkın asimile olması normal ama türkiyede en baskın nüfus türk nüfusudur. bu arada konuyka alakası az ama karadenizlilerin hepsine laz diyenin aklına tükiriyim aklıma gelmişken.
anadolu tüklerinde eski türklerden kalma birçok adet gelenek görülür.
eşiğe basmama, nazarlık, ağaca çaput bağlama, gidenin arkasından su dökme vs gibi hareketler, birçok deyim, alevi türkmenlerin hala sürdürdüğü bir çok gelenek türkistan'dan anadoluya gelmiştir.
adama sorarlar, lan gerizekalı! madem anadoludaki insanlar ermeni, rum kırması ya da asur, hitit insanları; hayatlarında hiç karşılaşmamış orta asya'daki adamların geleneklerini niye sürdürüyorlar.
medeniyet tarihini az çok okuyan veya merak edip inceleyen bir insan yeryüzünde ari bir ırk kalmadığını anlar(tabi ki def'ni hacet bölgesi ile düşünmediği sürece).
bu önermeyi sıçan cahil şahsiyetin kıpçak türklerinden haberi yok heralde. yazık...
kıpçak türkleri sarışın ve mavi gözlü olmasıyla bilinirler, göçten sonra karadenizin güneyine ve selanik civarına yerleşmişlerdir.
bu sorunsalın sadece fiziksel ayrımlar sonucu ortaya çıktığını düşünüyorum.
bir millet bir dil de birlik sağlamışsa gerisi boştur. (bu konuyu daha iyi anlamak için ismail gaspralının sözde birlik teorisini inceleyin derim.)
lavaboda yapılmasına rağmen büyük oranda doğruluğu olan tespittir.
yazar duble sıçmaktan son anda kurtulmuştur.
yadsınmaması gereken nokta şudur ki:
günümüzde safi ırk kalmamıştır neredeyse.
kimse kalkıp ben orijinal fransızım veya kürdüm veya türküm veya italyanım demesin.
zaten milliyetçiliğin şaçma olması da bu yüzdendir.
(bkz: that' s why racism is bad.)
- 1 aslında 1 değilmiş.
- neymiş abi?
- valla ben de bilmiyorum.
- ne demek lan?
- herşeyi bilen, uluların ulusu şeyhimiz dedi.
- lan olm, inanalım mı?
- abi hem apaçi hem de slamik edeceklerine söz verdiler, bence kabul edelim.
...
"türk"ü bir ırk olarak tanımlarsanız, türkiye türkleri açısından vardır tabi bu sorunsal. Türkler anadoluya geldiğinde anadoluda rum hakimiyetinin ynaında, ermeniler, süryaniler, ve hatta slav köyleri vardı. Türklerin egemenlik kurma süreçlerinden istanbul'un fethi ile birlikte Ortodoks kilisesi anadolu hristiyanları üzerindeki hakimiyetini tekrar kurana kadar geçen 400 sene boyunca anadoludaki rum, ermeni, slav (sırp), süryani ve hatta Kürt (yezidiler) halklarının hızla müslümanlaştıkları bilinir. Bizim tarihçiler bilmese de uluslarası tarih camiası bunu bilir. Zira rum kilisesinin istanbul'daki merkezine gönderilmiş yüzlerce şikayet ve rapor vardır.
tabii kimliği ırk üzerinden tanımlamazsak bunun ne önemi var? bir önemi var: biz neden orta asya türklerinin tarihini, orada kurulan devletleri ve Çinlilerle mücadelelerini okuduğumuz kadar anadolu medeniyetlerini de okumuyoruz ki? En az orta asyalı olduğumuz akdar anadolulu da değil miyiz biz?
türklüğün ne demek olduğunu bilmeyen insan söylemi.
arkideş, atatürk ne diye "ne mutlu türküm diyene" demiş??
atatürk'ün bahsettiği türklük tanımı sadece orta asyadan gelen türk kavmi için mi geçerlidir?? zaten bu ülke atatürk'ün bahsettiği kavramları tam olarak anlayamadığı için bu halde değil midir?? türk kavram kargaşası yüzünden kürt sorunu çıkmamış mıdır???
soru: babası orta asya steplerinde at koşturan asil(!) bir türk olan, annesi ise haşmetli romalı valantiniyanus un soyundan gelen x(erkek) kişisi; büyük ermeni piskoposlarından kendikyan ile evli, bir zamanlar konstantiniyeli güzeller güzeli rum catalina nın kız çocuğu olan y kişisi hayatlarını birleştiriyorlar. çok zaman geçmeden bir çocuk dünyaya geliyor. buna göre çocuk ne ayaktır?
a- hişş! akıllı ol lan! türktür tabi. görmüyor musun babasının babası türkmüş işte. hem de asil türktür. o kadar! kaybol şimdi!
b- bu mozaiği çok seviyorum ya. hem biz çanakkalede sırt sırta çarpışmadık mı? ya ya..
