yanlış bi düşüncedir.türk tarihine bakarsak türkler tıp,astronomi,matematik alanında bir çok buluşa imza atmışlardır.
(bkz: ibni sina)
(bkz: ali kuşçu)
kurşunoğlu behram; genelleştirilmiş izafiyet teorisini ortaya atan türk bilim adamı, florida üniversitesi fizik bölümü başkanı.
mimar sinan; yaptığı bazı eserlerinin fiziksel olarak açıklaması hala yapılamıyor, dünyanın en büyük mimarı.
ömer hayyam; binom formülünü avrupalılardan çok daha önce bulan matematikçi.
piri reis; yüzlerce yıl öncesinden, bugünün haritaları kadar doğru haritalar çizmeyi başarmış coğrafyacı, amerika kıtasının varlığını cristof colomb kıtaya ayak basmadan önce haritalarında göstermiştir.
Uluğ bey; çağının en büyük astronomu, trigonometride çığır açmıştır.
Zehravi; 1000 sene önce ilk modern ameliyatı yapan ve böbrek taşının nasıl çıkartılacaığını ortaya koyan bilim insanı.
ibni Sina: Doktorların sultanı. Eserleri Avrupa üniversitelerinde 600 sene temel kitap olarak okutulan dahi doktor. Hastalık yayan küçük organizmalar, civa ile tedavi, pastör' e ışık tutması, ilaç bilim ustası, dış belirtilere dayanarak teşhis koyma, botanik ve zooloji ile ilgilendi, Fizikle ilgilendi, jeoloji ilminin babası.
.
.
.
.
bu liste uzar gider böyle, bu saydığım insanların ellerine şu anki bilim adamları su dökemez, daha az başarıya imza atmış olanlarıda sayılabilir.
şimdi bir millete bok atmaya çalışıyosan önce bi araştır, bi bak bu adamların en zayıf noktası neresi diye. götünden uydurduğun bilgilerle kimseye ayar vermeye kalkma.
günümüzde bilime yeteri kadar fayda verememiz, türk milletinin bilime olan katkılarını yok etmez.
bok atacaksanda işini adam gibi yap gerçekten yadırganacak yönlerimizi önce çıkartmaya çalış, de ki; türkler yüzyıldır bilime bir şey katmıyo*, böylece kendini rezil etmemiş olursun.
yanlış önermedir. çok sayıda bilim adamımız dünya çapında tanınmaktadır. televizyona çıkmadıkları için tanımıyor olabilirsiniz. fakat şu an türk üniversitelerindeki birçok profesör dünya çapında tanınmaktadır.
bir şey dikkatimi çekti;
--spoiler--
ama bilim kadını çıkacaktır. bekleyiniz...
--spoiler--
"ömrümüz yeter mi ya da torunlarımız görür mü acaba?" diye sormak isterim.
20 kişilik büyük fikiler listesinde yer alan ve einstein le aynı skalada değerlendirilen astrofizik dünyasının en önemli isimlerinden biri olan (bkz: feryal özel) i tanımamaktan kaynaklanan yanılgıdır.
ihtisas alanı karadelikler ve nebulalar olan ve alanında bir numaralı isim olarak değerlendirilen feryal özel arizona üniversitesinde astrofizik alanında profesör olarak görev yapmaktadır.
türkler deha yetiştiriyorlar fakat dehalarını kullanmayı bilmiyorlar.
lütfen tanımlamalarımızı yaparken realiteleri de atlamayalım.
bugün nasa da onlarca türk bilim adamı dünya uzay bilimine katkılarda bulunan projeleri yönetmekte.
doktorlarımız dünyanın aranılan hekimleri arasına rahatlıkla girebiliyor.
avrupa ve amerika üniversitelerinde onlarca türk profesör alanlarının en iyisi olarak görev yapmakta.
türk bürokrasisi içinde yaşam şansı bulamayan beyinler göçmektedir.
türkiye den dünya starları çıkmaması gibi bir şeydir.
eğitim sistemi ile alakalı olabileceğini düşünmekteyim. matematik hocası evde karısı ile kavga edip hırsını öğrencisinden çıkarır, matematikten soğutur , fen hocası evde kalmış, koca bulamıyorsa hırsını örenciden çıkarır, dersi sevdirmez, edebiyat hocası türkçe konuşmayı beceremez, resim hocası yaptığın resmi senin yaptığına inanmaz, aynısını çizersin yine inanmaz.
o kadar hasta ruhlu öğretmenler tarafından eğitildik ki, üniversiteye gelene kadar insanı okulla ilgili her şeyden soğutuyorlar. ağaç yaşken eğilir demişler, yabancı bir belgesel kanalında ''küçük mucitler'' adında bir program vardı. 12, 13 yaşında çocuklar ekolojik betondan tutun, robotlar, güneş enerjisi ile çalışan aletler gibi çeşitli icatlar yapabiliyorlardı.
ülkemizdeki var olan yabancı okullarda durum daha farklı. mesela alman lisesine anasınıfı öğrencilerinin mutfak dersi var. ufacık çocuklar mutfağa girip kek, pasta yapıyorlar. müzeleri geziyorlar...vs sadece kitaplardan okuyup dersi dinlemekten başka seçeneğimiz yoktu bizim, o da öğretmen dersi sevdirebilmişse.
üniversiteye geldiğimizde iş işten geçmiş oluyor, öğremeye en yatkın olduğumuz yılları geride bırakmış, geçim derdine düşmüş insanlar oluyoruz, sevgilimizin tripleri, yaklaşan kira ödemesi, faturalar, gelecek kaygıları bu gibi bir çok sebep kafamızı meşgul ederken ilkokul, lisedeki gibi öğrenme kapasitesi kalmıyor insanda. zaten okul hiç sevdirilmemiş, öğrenmenin güzelliği aşılanmamış. sırf diploma için okudum a.k bilim insanı olmayı çocukluktan hayal etmek gerek ama çocukken bilim insanı olmayı hiç hayal etmedim, çünkü öyle bir şey aşılanmadı, polis olmak, doktor olmak, öğretmen olmak türk çocuğu için en bilinen meslek hayalleridir. '' büyüyünce bilim adamı olacağım'' şeklinde hayal kurabilmek bile başarıdır bir çocuk için benim memleketimde. bilim adamı olmayı düşünmek bile ülkemizde eğitim görmüş bir insan için büyük bir adımdır.
Gercekten bölemi. Bizim neden bilim adamımız yok! Efenim ilk olarak bu sorunun temeline inmeliyiz. Yani bilim adamı olmamış kişinin çocukluguna inelim. Diyelimki X cocugumuz istanbulda dogsun. Gaziosmanpasada yasasın. Cocugumuz dogar. Ailesi bez parası o parası bu parası dıe dıe cocuguna gereken oyuncakları almaz. Ve cocugun zeka gelısımını olumsuz yonde etkıler. Yanlıs anlamayın aptal yapar demıyorum. Yani oyuncagı olmayan cocuk aptaldır demıyorum fakat oyuncagı olmayan cocuk oyuncagı olan cocuktan daha aptal olma rıskı cok yuksek. Nese cocuk buyur okul cagına gelır. Beyın gelısımını tam olarak tamamlamamış X okula baslar yazmayı ogrenır kurdele alır okul boyunca takdır tesekkur belgelerınde getırır. Fakat X in gittiği okul normal bı devlet okulu oldugundan egıtım oldukca kotudur. Sınıflar 60 ila 100 kısı arasındadır. Yani egitim için sana sıra gelmez. Bölece ılk okulu 8 sene okur ve hıc bıse ogrenmeden okulu bıtırır X imiz. Hadi bakalım hayırlı olsun. Şimdi sırada lise var X imiz lise sınavına gırer ve normal bı puan olur cunku X dersaneye gıtmedı. Aılesının maddı durumu ıyı deıldı. Lise olarak duz lıseye gıder ve ordakı egıtımıde ılk okuldakı egıtımınden pek farklı olmaz. lıse sonda artık aılesı yemez ıcmez X i dersaneye yollar fakat dersanaedede cocuk cemaat kavramı ıle tanısarak hayatı yenı bı boyut kazanır. Farkına varmadan pıyon olur. Derslerını gerektıhı gıbı ılgılenemeyen X asosyallıgınde dıbıne vurur. Unı sınavına gırer gerektıgı puanı alamaz ısyan eder. Fen fakultesıne gıder fızık kımya bıyolojı okur. Ve bı dersanede ogretmen olur gider.... EE ne alaksı var bunun bilim adamı olmakla veya olmamakla. işte olay burda zaten anlayana....
