soner yalçın'nın da bir çok kitabında belirttiği solculara bu ülkede hiç şans tanınmamıştır. çünkü kabul ettiğimiz bir gerçek vardır ki halkımız cahildir. hiç bir şey bilmeden sadece din sömürüsüne oy verebilcek kadar cahildir. memleketi 10 kg lık kömür torbalarına satacak kadar cahildir. işte bu yüzden bu memleket bu durumdadır. "yok efendim cahil değiliz" diyerek te kimse çemkirmesin.
bu ülkeyi din ile sömürerek bugünlere getirenler elbet bunun hesabını vereceklerdir. Türkiye Cumhuriyeti' nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk benim bildiğim has solcuydu ne zaman merkez sağ oldu arkadaş.
eninde sonunda tartışılabilecek bir iddiadır. merkez sağın başarısını sadece din sömürüsüne bağlamak koskocaman bir saçmalıktır. dini sömürüdü,kömür dağıttı demek de koskoca bir birikimi çöpe atmaktır. bunu ne bir komünist yapar ne de bir sosyalist. bunu yapanlar olsa olsa kitap okumayan, düşünemeyen barbarlardır. yaptıkları şeylerin slogan atmak olduğunun farkında değillerdir.
mustafa kemal'in merkez sağın hedefini gösteren kişi olduğunu da yaptıklarından gözlemleyebiliriz.
ama ne yazık ki yöntemlere takılıyoruz. atatürk'ün yöntemleri ile sonradan gelenlerin yöntemleri doğal olarak farklıdır. çünkü uluslararası ve iç şartlar daima değişmektedir.
ayrıca bizim halkımız salak, aptal bir şeyden anlamaz demek en büyük gaflettir. ve aslında insanlık vasıflarından yoksunluğu, güçsüzlüğü ve acizliği itiraftan başka bir şey değildir.
bizim milletimiz, merkez sağa her zaman güveniyor ve destekliyor. sebebine bir bakalım, arayan olursa beraber çözümüne de bakarız;
---öncelikle yaratmaktan kasıt bugüne getirmiş olmaktan kasıttır, yoksa cumhuriyetin ilk yıllarında kurulan ne chp ne ikinci parti terakkiperver fırka merkez sağ değillerdi---
öncelikle benim bu konuda ki tespitim şu yönde, son 60-70 yıldır türkiye'de medyasından, çığırtkanlarına, siyasetçilerinden, köy kahvecisine herkesin benzer bir yaklaşımı var. kavramların içini boşaltmak, halkı kavramlardan soğutmak.
ben yarın sabah kızılay meydanında "yaşasın devrim" diye bağırırsam beni en kızıl komünist ilan ederler;
aynı şekilde kızılay meydanında "vatan sana canım feda" diye bağırsam ülkücüye bak derler...
bir milliyetçi, devrimci; bir solcu, vatansever olabilir. olmalı!! ve oluyor da zaten... fakat halkımız özellikle 2 darbe geçirdikten sonra genetik hafızasına bu iki uç idolojiyi kazıdı ve bunu değiştirmek istemiyor.
halk sadece huzur ve eve götürecek ekmeğinin peşindeyken de kim en güzel akbabalık yapıyorsa o parsayı götürüyor.
milliyetçilerle, solcularda kendi köşelerinde burjuva sohbetleri yapıyor.
açıkçası böyle gider bu uzunca bir süre.. umarım değişir..
insanların en kolay sömürülen manevi uzvu bizzat maneviyatları olduğu için ''allah'' kelamını kendi menfaat çarklarına karıştırıp memleketin kaderiyle, milletin ekmeğiyle oynayan merkez sağ sayesinde bugün oramızı buramızı açmakla uğraşıyoruz. evet solculara şans verilmedi bu memlekette, komünizmden korkmakta belki haklıydılar ama sosyalist düzenden de bu kadar kaçmamalıydı halk. insanlara öcü gibi gösterilmemeliydi diğer siyasi fraksiyonlar. halkın vicdanını vakumlamak kaidesi kabul edildiğinde merkez sağın bu ülkeyi kurduğu da kabul görebilir. beyanımdır.
bu önermeyi ortaya atanın cümlelerine bakıldığında türkiye nin şu durumundan memnun olmayanların tamamı solculardır gibi bir sonuç ortaya çıkar ki buda yazarın metninin içini boşaltır. gün geçtikçe artan işsizlik, gün geçtikçe artan gelir adaletsizliği, gün geçtikçe artan bölücü tavırlar ve gerilim, gün geçtikçe artan dış borç, gün geçtikçe zenginleyen iktidar sahipleri kimin eseriyse yarattıkları türkiyeyle gurur duymasınlar.
toplumun inancını ve geleneksel değerlere düşkünlüğünü merkez sağın kullandığı bir gercek. böyle bir toplumda solun başarısız olması gayet normalken ve vatansever bir eksende yaşanıyorken bu kacınılmaz bir sondur elbette.
ancak son dönemimiz icin bunu söylemek bu denli kolay olmamalı, eksen islamcı bir politakaya kaymışken özellikle.
yıllardır milli kimliğin mutasyona uğratılması icin yapılan yatırım meyveleri kısmen toplamaya başlandı, görüyoruz. ancak istenilen rekoltenin sağlanamadığı ise aşikar. iran ve suriye'ye karşı tampon bölge olarak korunup-kollanan türkiye'nin ümmetleştirilmesi, yine istenen kıvamda oluşturulamayan kökten dinciler ve dönüşüme uğrayan bir kısım ümmetci görünüşlü dincilerin milli kimlik konusundaki kısırlıkları düşünüldüğünde; ülkenin, öncesinde ve sonrasında merkez sağda olduğunu düşünmek safdillikten öte gitmez.
biri "din elden gidiyor" der diğeri "laiklik elden gidiyor" der, biri inançları sömürür diğeri atatürk ü sömürür. zihniyet aynı kullandıkları değerler farklı. sağmış solmuş aynı bokun laciverti lan. orduyu göreve çağıran solcuları da gördük batının kucağından kalkmayan sağcıları da. kaybeden futbol takımının başkanı, teknik adamı hakemi suçlar, muhalefet iktidarı, iktidar muhalefeti suçlar. zihniyet her yerde aynı. sorun bu. sağmış solmuş bırakın bunları. sorun zihniyet lan. hala bunu göremiyormusunuz. the prestige` den "hilenin sırrını arıyorsunuz, ama bulamazsınız. Çünkü dikkatli bakmıyorsunuz. Siz sırrı bilmek değil, kandırılmak istiyorsunuz"
aslında başlığa bir kaç kelime eklenir ise doğruluğu kanıtlanabilir bir önerme olabilecek idda cümlesidir.
gerilemeye müsait ve araştırmayı unutmuş bir türkiye yaratan merkez sağdır gerçektende.
en korktukları şey,gerçek bilgiye ulaşılması idi sanırım.
idda ve yalanlardan oluşan hurafeye yakın tezleri; düşünerek ve araştırarak çürütülebilen bir toplum istemediler.
kapital ekonominin sarhoşluğunu sunarak ve halkı bilinçsizlikte boğarak,bununla gurur duyarak
yeni bir türkiyenin temellerini attılar.
keşke inşası her hangi bir ,devlet ihaleli baraja benzeseydi,ama yeni çok katlı bir alışveriş merkezi hızıyla devam etti
inşaat.
şimdi peyzaj ve dış düzenleme kısmında cilalıyorlar ülkeyi.
bugünün türkiyesini -ama iyi ama kötü- yaratan merkez sağdır. ister beğenin ister beğenmeyin atatürk'ün gösterdiği hedefe, yöntemleri kabul edilmez de olsa kimi zaman, ulaşmak için uğraşan da merkez sağdır. halkı cahilleştiriyor, salaklaştırıyor demek bir noktada doğrudur ama bu genel olarak sistemin kendisinden kaynaklanmaktadır. kaldı ki konumuz cahilleştirmek ise, gerçekleri saklamak ise size 1924 anayasasını okumanızı tavsiye ederim. 24 anayasasında baskının da zulmün de cahilleştirmenin de en alasını görebilirsiniz.
büsbütün bir deli saçması ve aptalca bir düşüncenin ürünüdür. hiçbirşeyin farkında olmayan ve cahilliğin sınırlarını aşan bir bünyenin ileri sürdüğü hayali fikirdir. orduya güvensizliğin beyanatıdır. yaşar büyükanıt' ın genelkurmay başkanı olduğu dönemde yaptığı sert uyarı da bunun belgesidir. bu dini sömürmek demek değil de nedir. üniversitelere giden onca öğrenciyi daha şehre adımını atar atmaz karşılıyorlar bunlar, hemen kendi evlerine almaya çalışıyorlar, ardından büyük bir beyin yıkama seansı, sürekli sohbet ile adlandırdıkları din baskısı konuşmasını yapıyorlar. üniversite öğrencileri işte böyle gerici oluyor. bunlar yök ile de işbirliği içindeler ki zaten yök' ün yapısını da kendi atamalarıyla da tamamen değiştirdiler. yök her sene kontenjan artırıyor ama yurt yapılmıyor. e nerde kalacak bu çocuklar.tabi ki fetullahın yurtlarında veya evlerinde. bu da onlara gelecek yeni kaynaklar ve yandaşlar demek. yazık bu gençliğe. yazık bu ülkeye...