bir süre özelleştirmeler, gelen paralar sayesinde eskisi gibi artmayan fakat satılacak bir şey kalmadığı için göklere çıkacak olan borçtur.
izleyip görelim.
başbakanın dediği gibi, toplam dış borç bazında değil de gayri afi milli hasılaya göre değerlendirilmesi gereken ekonomik veridir. aylık 10 bin lira kazanan bir ailenin 5 bin liralık borcu ödemesi, 2 bin lira kazanan ailenin 3 bin liralık borcu ödemesinden elbette ki daha kolay olacaktır. dolayısıyla bu konuda başbakan haklıdır.
yalnız ne hikmettir ki aynı başbakan, avrupanın ikinci büyük nüfusu olan türkiyenin avrupanın altıncı büyük ekonomisi olmasıyla övünebilmekte, rakamlar aksini göstermesine rağmen türkiyenin dünyada ilk on ekonomi arasına gireceğini savunabilmektedir.
sadece devletin değil, özel sektörün de aldığı borçların çıktısı olduğundan sorumluluğunun tamamen devlete yüklenmemesi gereken borçlar bütünüdür.
not: akp' li değilim.
Borç yiğidin kamçısıdır diye çekilen, sonrasında da kamçının altına milletin yatırıldığı, partilerin hükümetlikleri surecinde durumu kurtartacak para akışını sağlamaya calışıp, faizleri ile milleti boğdukları durum.
biz öldükten sonra bizden sonraki nesillere bırakacağımız ve bu nesillerin bize "neden bu adamları seçtiniz" diyerek küfür etmelerine sebep olacak borçtur. ayrıca borç yiğidin kamçısıdır.
Türkiye'nin toplam dış borç stoku, yılın ilk çeyreğinde 15,8 milyar dolar artarak 262,9 milyar dolara yükseldi. (2010) http://www.tumgazeteler.com/?a=3838262
bizden öncekilerin 80 yılda yapamadığını 8 yılda yaptık demişlerdi değil mi?
ülkeler mali bakımdan şirketlere benzer, borcu olmayan şirket*, işlemeyen, artık üretimini bitirmiş bir işletmedir, zira borç alırsın yatırım yaparsın bu yatırımı üretime çevirir ve kar elde ederek aldığın borcu vade dönemlerinde geri ödersin, bu kısmen devletler içinde böyledir, lakiin borç aldın, varlıklarını sattın, özelleştirmeler yapıp bir gelir elde ettin ama bunları akıllıca yönetemeyip daha yüksek oranlarda borç almaya devam ettin, işte senin (borcun hiç bitmez)**..
Miktar olarak fazlaca görülebilir, dolayısıyla insanları " amanın tehlike çanları çalıyor " tadında bir duruma sokan borçtur. Fakat insanların gözden kaçırdıkları nokta şudur, dış borcu döndürebildiğiniz sürece kimse size gelipte bir bakkal tavrıyla " yeğenim haydi şu veresiye defterini kapat" şeklinde bir tavır takınmayacaktır. Dış borcun, GSYH'a oranı çok çokm önemlidir. Bugün Yunanistan'dan kat kat borçlu ülkeler bulunmaktadır ama onların GSYH'ı Yunanistan'dan aynı oranda yüksektir. Türkiye'nin de borcu bu yönüyle Yunanistan'dan farklıdır. Fakat tabiki daha tedbirli olmak, ülkenin cari açığını sadece sermaye açığıyla, develüasyon ile kapatmayarak, artık kendi de üreten bir ülke olmakla durum düzeltilmelidir. Bunun önündeki en büyük sorun " Ya ithal etmek daha ucuz kardeşim " mantığıdır. Bundan kurtulmalıdır Türkiye.
benim bile tek başıma üç implant, iki kanal tedavi, bir dolgu ve bir küretaj tedavisi nedeniyle dört bin dolar borcum olmuş. koca türkiye'nin nasıl hesaplayayım?
Öncelikle şunu bilmek gerekir ki dış borç sadece devlete ait olan borç değildir. Dış borç ülkedeki tüm sektörlerin(özel devlet) borcudur. Dolayısı ile dış borcun artması sanıldığı gibi sıkıntılı bir durum değildir. Zira eğer sıkıntılı olsaydı dünyanın en fakir ülkesi A.B.D olurdu. Firmalar tedarikçi firmalardan ithal ettikleri malları vadeli alırlar peşin almazlar. Şimdi düşünün ki x firması 1 üretiyor ve dolayısıyla 1 ithal ediyor ama 10 üretirse 10 ithal edecektir fakat vadeli aldığı için borcu 10 katına çıkacaktır. Sonuç olarak gsyh(ülke içerisinde bir yıld üretilen nihai mal ve hizmetin parasal karşılığı) büyüdüğüne göre orantılı olarak dış borcun büyümesi kadar normal bir durum olamaz. Bu olumsuz değil olumlu bir durumdur.
sağ da solda malezya mı oluruz yoksa pakistan'a mı benzeriz diye tartışanlar bence bu tartışmanın yönünü başka ülkelere benzeterek yapsalar daha iyi olur. zira, ülke bu ekonomik politiklar ile giderse çok yakında gürcistan gibi olacak! üretmeden tüketen bir ülke, cari açığın sürekli büyümesi, borç ekonomisi ile yaşatılan sahte baharlar... resmen türketerek tükeneceğiz! ama kimsenin umrunda değil. birileri tutturmuş malezya mı yoksa pakistan mı olacağız; bir diğerleri de ab, özgürlükler, türban... tartışmaları içersindeler. hepsi boş, hepsi hikaye! ama bir gerçek var ki: 2008 çok sert geçecek bundan emin olabilirsiniz.
edit: gürcistan gibi olacağımıza marduk gelsin hepimizi ziksin. hiç değilse bir pok anlamadan geberip gideriz.
hazine sitesinden anlasilacagi uzere 2006 sonunda 197 milyar dolara ziplamis. akp iktidari oncesi 2 yil ve devaminda masallah hizindan hicbir sey kaydetmemis.
