türkiye neden kötü duruma düştü

entry5 galeri0
    5.
  1. efendim şimdi ben farklı bir yöne değinmek istiyorum.

    türkiye her yıl bütçe kanunu ile bakanlıklara milli gelirini bolusturuyor. bakanlıkların kimi tum parasini harcarken kimi artan parasini faizle bankaya yatırıyor. ardından devletin başka bir bakanlığının paraya ihtiyacı olduğunda gidip bankadan yüksek faizle borç alıyor. devletin parasını devlete borç olarak vererek bankalara ortalama her yıl 60 milyar liraya yakın sadece borcun faizini oduyoruz. çok basit bir sorunla karsi karşıyayız. 60 milyar lira ekstra kaynak ile tüm turkiyeyi bir anda 15-20 yil ileri taşırsın. faiz lobisinin kıçını yalayan siyasetçiler düzene karşıyız deyip sadece oy almakla yetiniyorlar. buna karşı çıkan tek adam olan erbakan hocayi da hazin bir şekilde darbe ile indirdiler.

    faizi oran olarak ele alıp faizden değil yuksek faizden sikayetci olan guruhlar sadece kendi dünyevi menfaatlerinin pesindedirler. faiz sistemseldir ve faiz kaldırilmadikca bu milletin refaha ulaşması mumkun değildir.
    1 ...
  2. 4.
  3. üretmemek, geliştirmemek, ekonominin dışa bağımlı olması ve tabi ki en büyük bela "din". işte bunlar ülkeyi kötü duruma sürükledi.
    0 ...
  4. 3.
  5. 2.
  6. 1.
  7. osmanlı'nın son dönemini çoğumuz biliriz. ama kısaca bir değineyim.

    osmanlı üretmeyen, batının teknolojisine yetişemeyen bir ülke olduğu için batı tarafından bölüşmek üzere işgal edildi. türk nüfusunun yoğunlukta olmadığı tüm toprakları planlara uygun şekilde bölüştü. anadoluyu da bölüşüyordu ki hepimizin bildiği gibi kurtuluş mücadelesini verdik ve en azından anadoluyu kurtardık. bu vesileyle osmanlı resmen sona ermiş oldu.

    savaşın hemen ardından anadolu tam bir enkaz idi. okuma yazma bilmeyen bir halk, eğitim seviyesi osmanlı medreselerinden kalma ya da hiç okumamış yarı eğitimli veya zır cahil bir gençlik ile başbaşaydık.

    topraklar büyük ölçüde işlenmez durumda veya işlenenler de zengin toprak ağalarının elindeydi. sanayi üretimimiz ise hiç yoktu.

    önce dilimizin fonetiğine uygun olmayan arap alfabesini kaldırıp latin kökenli, türk dili fonetik yapısına uygun, yeni türk alfabesini kullanmaya başladık. dört bir yanda eğitim seferberliği başladı. insanlar hem okumayı yazmayı öğrendi, hem topraklarında daha fazla üretim yapması için teşvik edildi. hızlı bir girişle bir kaç yıl içinde eğitim konusunda belki de dünya tarihindeki en büyük ilerlemeyi kaydettik.

    bu ilerlemeleri takiben uçak fabrikaları, kağıt fabrikaları, şeker fabrikaları, demir-çelik fabrikaları peşi sıra üretime başladı. mustafa kemal atatürk bir mucize yaratmıştı. adeta yetim bir çocuğu alıp üniversite okutmak gibiydi bu mucize.

    neyse yıllar ilerledi, o zayıf ülke dünya politikasında söz sahibi olmaya başladı. halk fakirdi ama devlet güçlüydü. üreten ve avrupa ile yarışan bir toplum inşa edilmişti. ikinci dünya savaşı esnasında ankaraya gelen alman dış işleri bakanı almanya'ya şöyle rapor ediyordu türkiye'yi;
    "türkler 1. dünya savaşında içinden geçtiğim ankara adındaki köyü avrupada bile eşi benzere görülmemiş muhteşem bir başkente çevirmişler. Avrupalılar türklere karşı önlem almak mecburiyetindedirler."

    neyse ikinci dünya savaşına girmeyen türkiye bu savaştan çok büyük zarar görmüştü. 39-45 yılları arasında gerçekleşen savaş esnasında türkiye ciddi tedbirler almıştı. devlet tasarrufa gitmiş, uluslararası ticaret durma noktasına gelmiş, ülke kıtlığa düşmüştü. bu evrensel çalkantıda türkiyede de mevcut ismet inönü iktidarı çalkalanmaktaydı. savaşın ardından her ne kadar anadolunun eli önceye göre bollaşsa da artık hükümete karşı güven kırılmıştı.

    chp içinde zengin bir bey oğlu menderes parti içi muhalefete başladı. çok sürmeden partiden ayrılıp yeni parti kurdu. demokrat parti ile halk arasında itibarı yükseliyordu ve gençlik yıllarını yaşadığı amerikada başkan olması beklenen kennedy arkadaşıydı.

    devam edeceğim epey uzun olacak işim çıktı.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük