Laisizm veya Laiklik, devlet yönetiminde herhangi bir dinin referans alınmamasını ve devletin dinler karşısında tarafsız olmasını savunan prensiptir.
yani, türkiye laik bir ülke değildir...
kutlu doğum haftası etkinlikleri (!) çerçevesinde okullarında ilahi söyletilen bir ülkenin laikliğinden bahsedilemez, ne yazık ki doğru olan önermedir.
yanlış önermedir zira laiklik devletin din esaslarına göre yönetilmemesidir. evet türkiye'de siyasi partile din üzerinde siyaset yapmaktadırlar ancak bu devletin laik olmadığı anlamına gelmez. laik olmaması için yasalarda din çerçevesinde oluşturulmuş hükümler bulunmaktadır ki yoktur, varsa bile bunlar yoruma dayalıdır ki bu tarz maddele her ülkenin anayasasında mevcuttur.
Dinin çoğu geri kalmış ülkelerden bile daha gösterişli bir şekilde showa dönüştürüldüğü ülkemde olan doğru bir önermedir.
Türkiye laik, sosyal, hukuk devleti:
sosyal devlet mi kaldı ki laik olalım?
hukuk kaldımi ki laiklik kalsın?
4 sene sonra...
Cumhuriyetimiz, bağımsızlığımız duruyormu ki laikliğimiz kalsın?
komik olmayalım.
eger devlet islerinde dini anlayis rol oynamiyorsa -ki cogunlukla boyledir-, sahislar ne kadar dini butun olurlarsa olsunlar turkiye hala laiktir denir. kimse cikip da "halk beni irgalamaz, allah boyle istiyorsa bu karari verdim" demiyor/diyemiyor, yasalar kaynak olarak dini gosteremiyor, vesaire vesaire. aslinda her turlu dini kimliginden arindirilmis bir mekanizma icin "turkiye yuzde 99 musluman bir ulkedir" diye gevis getirmek de mumkundur ve yapanlar da mevcuttur. sloganlara degil, muhteviyata ve isleyise bakmak gerek...
ancak bu elbette laikligin tehdit altinda olmadigi anlamina da gelmez oyle degil mi? din de laiklik de dogal degil insan icadi ideolojilerdir ve insan istedigi zaman birini birakip digerini kullanabilir. oyleyse gevsemeyin dinciler ve dahi gevsemeyin laikciler! bu memleketin yanlis, eksik ve yaya kalmis hadiselerine el atan insanlara degil, hele sosyal adalet ve hedef, bilimin ve ifadenin onunun acildigi bir gelecege hic degil; sadece dolap beygirlerine ihtiyaci var...
doğru önermedir. ancak zaten anayasadaki altı ilkeden hangilerine saygı duyulduğu meçhuldür.
türkiye laik değildir. çünkü din görevlileri devlet memuru, çünkü din sürekli sömürülüyor vs. vs. sayılan sebepler.
türkiye devletçi değildir. cumhuriyetin ilk yıllarında devletin refahını arttırmak için çalışan (evet sadece bunun için çalışan, kamu hizmeti adına mal üretip zararına satan) kamu iktisadi teşebbüsleri birer birer satılmıştır. tüpraş halka açımıştır
türkiye milliyetçi değildir. evet buna biraz şaşırabilirsiniz. ama hele bi dinleyin. milliyetçilik, fransız ihtilali sırasında halkların emperyalist güçlere başkaldırısı şeklinde ortaya çıkmıştır. kendi etnik kökenini yüceltmek, hiç çaba harcamadığı bir şeyden gurur duymak olarak değil... anayasamız da milliyetçiliği bu yönüyle almıştır. ancak şimdi emperyalizmin eline almadığı bi benim kara kutu kaldı, onu da alırsa helal etmiyorum hafız.
türkiye halkçı değildir. halkçılık hiç bir zümreye imtiyaz tanınmamasını öngörür. ancak bizde iktidara kim gelirse o kadrolaşıyor, onun tabanı zenginleşiyor.
türkiye cumhuriyetçi değildir. sürekli milli irade yüceltmesi yapılıyor. "halk ne derse o" deniliyor. adalet partisi de yapmıştı. peki kardeşim senin milli irade dediğin ne? çoğunluğun görüşü. hem de yüzde on gibi utanç kaynağı bir seçim barajından muzdarip bir halın çoğunluğunun görüşü. la kardeş, peki azınlık gayrı milli mi? bu mudur cumhuriyet? çoğulcu demokrasi midir yoksa bodos çoğunlukçu demokrasi midir? kafalar karışır hafız.
türkiye inkılapçı değildir. şimdi aklıma somut bir örnek gelmiyor ama, kabul edelim ki bu coğrafyanın insanının en çok korktuğu şey değişimdir.
neyse giriş gelişme iyiydi de sonucu bağlayamayacağım gibi. bu da böyle bir yazımdır. saygılar.
