mr and mrs brown'un aksine dünyayı gezmezler. uzun deniz turlarına katılmazlar.
Minik bi bahçeleleri vardır, ekerler biçerler. hasat zamanı unutulur yılların verdiği o yorgunluk.
huzurevlerine mahkum edilmek, kuyruklarda emekli maaşını almak için sürünmeye mahkum edilmek, yalnızlığa mahkum edilmektir. özetle bir mahkumiyet halidir.
dünyanın birçok yerinde yaşlılara nasıl davranıldığını bilenler için oldukça güzel bişeydir.şöyle ki biz yaşlılarımıza sahip çıkıyoruz.annemize, babamıza,büyükannemize, büyükdedemize...ailenin ne demek oldugunu biliyoruz biz.avrupa ülkelerindeki gibi anamız babamız yaşlanınca onları terkedip, yaşlı evlerinde yalnız yaşamaya mahkum etmiyoruz.saygılıyız yaşlılarımza.basitçe günlük hayattan örnekler verirsek;yaşlılarımıza otobüslerde yer veririz, karşıdan karşıya geçmekte olan bir yaşlımıza yardım ederiz,"amca ver poşetini ben taşıyayım" deriz,konuşmalaramızda onların kalbini kırmamaya çalışırız.bu örnekler cogaltılabilir.bizim kültürümüz çok güzeldir ve yaşlılarımıza göstermemiz gereken saygıyı,sevgiyi taa küçük yaşlarda ögretir bize.