bugün

Başta zor gelse de ilerleyen zamanlarda tarifsiz bir hazdır.

Hayalde ne kadar güzeldi motosiklet almak. her hafta sonu bir şehir gezerim diyordum. istanbul trafiğinden bir nebze de olsa uzaklaşırım diye düşünüyordum.

Kısmen oldu da isteklerim. Ufak ufak başladım gezilerime. Trafikte araçları trolleyip evime neredeyse 1 saat erken ulaşabiliyorum artık. Ama neler çektim, başıma neler geldi bir ben bilirim..

Bayiye gidip motoru beğenerek başlıyorsunuz önce. Haydi bu model olsun deyip motor dünyasına büyük bir heyecanla adım atıyorsunuz.

işte o parayı ödedikten sonra başlıyor bütün sıkıntılar. önce sizden tescil işlemleri(plaka+ruhsat) için ekstra para ve noter vekaleti istiyorlar. Yaklaşık 250 lirayı buluyor. Yok ben para vermem plakamı ruhsatımı çıkarırım diyorsanız işte o zaman sıkıntı daha büyük.

Ben onu diyenlerdendim. o parayı elin adamı yiyeceğine ben yerim dedim geçen hafta. Ve çektiğim sıkıntı aklıma geldikçe keşke 500 verseymişim de uğraşmasaymışım diyorum.

Tescil işlemleri için randevu almak gerekiyormuş internetten. Yaklaşık 2 günlük bir takip sonrası benden 30 km uzaklıktaki bir ilçede randevu buldum ve aldım. Tüm evrakları toplayıp gitmeme rağmen sadece bağlı olduğum ilçede bu işlemleri gerçekleştirebileceğim söylendi. internette ne bir uyarı ne de bir yazı var buna dair.

Neyse dedim, bir gün sonra olsun ne olacaktı sanki. Sonra dedim madem ruhsatı alacağız sigorta da çıksın aradan. Gittim 17 sigorta şirketinden fiyat aldım. En ucuzu 1017 tl çıktı. 150cc motor için 1017 lira sigorta istediler.

30 yaş altında ve istanbul'daysanız bu fiyat bile iyiymiş. 5 yıllık sürücü olmama rağmen bir gram indiremedim fiyattan. Bir de şöyle bir sistemleri varmış. Mesela ben bu motoru anneanemin üstüne alsam ona sigorta 400-500 arası çıkacakmış yaşı 30-40 dan yüksek diye. Kadın zar zor yürüyor, hayatında motora bile oturmamış ama yaşı büyük diye benden az ödeyecekmiş. şaka gibi amk.

Her neyse. Onu da verdim. Randevumu da aldım ve eksiksiz bir şekilde gittim. Kırmızı bir dosya alıp dosyaları içine koymam gerekiyormuş. şoförler odası mühürlü bir dosyaymış. Hastane önlerinde nasıl eczaneler doluysa bu tescil şubelerinin önü de dosyacı kaynıyor. Haydi son bir adım kaldı deyip dosya almaya gittim ama kalmadığını söylediler. Ebesinin şeyindeki şoförler odasına gidip oradan alacakmışım.

Dosyayı aldım. Bu arada Bir güzel de ıslandım geçen haftaki yağmurda. Artık her şey hazır, işlemlere başlayalım dedim. Ruhsatı yarın alabileceğimi söylediler. Beraberinde bir plaka kağıdı verip yarın bunu götür şoföler odasına sana plaka versinler dediler. Yarın oldu, ruhsatı ve plaka kağıdını alıp plaka bastırmaya gittim. Bu arada bayi de 1 haftadır motoru bekletiyor. adamlara her gün aküyü şarj edin gelip alacağım bugün diye talimat veriyorum.

Evet, son adım. Plaka basılacak ve alıp gideceğim. Normalde 5 dakikada basılan plaka sırf ben olduğum için bir sonraki güne hazır olacakmış. Neden diyorum. Neden bir sonraki gün? Beyefendi öyle işte diyor. Sırada kimse yok, iki kişi oturmuş çay içiyor.

Neyse onları da hallettik. Tam bir hafta sonra motorumu teslim alabildim. şimdilik sizi araçtan saymayan taksiler, sıkıştıran bayan sürücüler ve kürt minibüsçülere rağmen trafikte mutluyum diyebilirim. Ne arabam eskiyor, ne benzin parasını düşünüyorum ne de acaba metrobüste düdükleyecekler mi sıkıntısı çekmiyorum.

türkiye'de motosiklet sahibi olmak, daha doğrusu motosiklet sürücüsü olmak zordur. Ama şunun garantisini verebilirim ki, Her dakikasına değiyor.
deliliktir. kimseye saygısı olmayan türk şoförlerin, motosikletlere uyuz olması sebebiyle sözde yanlışlıkla(!) birçok motor sürcüsü hayatını kaybetmektedir.