Ülkede matematik eğitimi baştan aşağı ele alınmalı ve revize edilmeli.
Ezberci ve test odaklı bir eğitim yerine öğrenciyi düşünmeye itecek, analiz yeteneğini kuvvetlendirecek ve problem çözme becerisini geliştirecek bir şekilde yeni bir matematik sistemi gerekiyor. Misal bu tarz bir lise müfredatı olan almanlar mühendislik denince akla ilk gelen millet.
Bunun ilkokuldan başlayarak lise sonuna kadar devamı şart. Bugün hindistan'ın bilişimde çok çok iyi olmasının önemli bir faktörü lisede harika bir matematik eğitimi verilmesidir. Gelecek bilişimde iken bizim ülkede bunla alakalı en ufak bir teşvik, düzenleme olmaması çıldırtıyor adamı.
John nash'ten bir alıntıyla bitireyim entry'i: "iyi matematik bilmeyen toplumlarda adalet yoktur."
hepimizin kabul edebileceği üzere ezberden ibarettir. halbuki matematik ezber değil, mantıktır. bir şeyin nereden geldiğini merak etmeyecek nitelikte nesiller yetişiyor, buna benim nesilim de dahil.
ben okulda sınavlara çalışırken herhangi bir fizik sorusunda "peki bu nereden geliyor arkadaşlar?" dediğimde benimle dalga geçiyorlar falan. ama ben gidip o şeyin nereden geldiğini araştırıp öğreniyorum ve bir daha da unutmuyorum böylece ezberlememe gerek kalmıyor.
Türkiyede eğitim ezbere dayanıyor matematik değil. küçüklükten beri ezbere alıştırılan öğrenciler de matematikte de bu yöntemi uyguluyorlar ve başarısız oluyorlar. matematik hep sayısaldır , hiç bir matematik konusunu , formülünü ezberleyip başarılı olamazsın. bu kadar net söylüyorum.
bir konuda da saçma bir giriş yapmışsın. yok ankara hukuğu kazananlar ezberle falan filan. ankara hukuğu kazanmak göt ister. öyle iyi bir bölümü kazanabilmen için boru gibi matematik çözmen lazım. çünkü eleyebilecek en iyi ders matematik. ankara hukuğa girecek insanın sözele olduğu başarıdan çok matematiğe başarısı olması lazım. bir öğrenci matematik formüllerini ezberleyerek ankara hukuğun önünden geçemez.
zaten bizde hiçbir şeyin mantığı öğretilmez. varsa yoksa ezber. tarihi bile götümüzden anlayıp olayların tarihlerini ezberletiyoruz. olayın nedeni, nasılı ve sonucu hak getire. sonra kopuk, nedeni bilinmeyen şeyler. en basit örneği de istanbul'un fethi. şöyle ki;
malesef ezbere dayanıyor hafızası kuvettli işçi mühendis çok. orta okul mezunu birisi rahat üniversiteyi okur. formülleri hissetmeyen inşaat mühendisi hata yapıyor.
Evet beyler
derslerde kötü olmamız kimin suçu acaba
sadece sistem mi
nerde bu sadece eleştirip geri kaçanlar
(Ben oldukça iyiyim)
kusura bakmayın
söylemezdim ama ...