bende bir erkek olarak size düşüncelerimi aktarayım.
zordur türkiye de kadın olmak. hele de çalışıyor ve kendi parasını kazanıyorsa. türk toplumunda kadınlara bakış açısı her zaman değişiktir. batıdak ve doğudaki düşünceler birbirine tamamen zıttır. amacım doğu ve batı olarak ayırmak değil, sadece düşünceler farklı onu belirtiyorum. dediğim gibi doğda hiçbir zaman kadınların çalışmasına izin verilmez, otur evinin hanımı ol derler. batıda ise kadın bireyinin çalışması anormal karşılanmaz, dedikodu yapılmaz. allah kadını sevilmesi için yaratmıştır fakat toplumda genel bakış açısı böyle değil. eğer üniversite okuyorsa tek başına kesin oruspudur bu veya tek başına ayakta yılmadan parasını kazanabiliyorsa her zaman bakış açıları değişir.
bir kere bizim toplumumuza kadınların seçimine karışılmaktadır. hiçbir kadın bireyi canının istediğini yapamaz,çünkü ayıptır. o kadındır erkekle bir tutulamaz. içki içerse verir, üniversite okursa verir, çalışırsa verir. kadınlara tıpkı bir mal gibi değer verilmektedir.
bu önyargıları bir an önce kırmak lazım. sonuçta onlarda nefes alıyor ve her türlü ihtiyacını ve isteğini karşılayabilir. neden anormal karşılanır orası ayrı bir muamma.
biz lafı çok uzattık. türkiye de kadın olmanın zorlukları ve kolaylıkları vardır diyelim genel olarak. başı açık kadınlara oruspu diyenler olduğu gibi kadınların eşit olmasını savunanlarda vardır.
8 mart dünya kadınlar günü yaklaşırken türkiye'de korkunç bir utanç tablosu vardır ;
-son bir yılda hergün 3 kadın öldürülmüştür.
-4 milyona yakın kadın okuma - yazma bilmemektedir.
- hiç kadın valimiz yoktur
- kadın yargıç sayısı 2007 de yüzde 34,78 iken 2011 yılında yüzde 2,84'e düşürülmüştür. ki referandum 'da kadınlara pozitif ayrımcılık yapılacaktır deyip oy toplayanların aslında ne kadar samimiyetten uzak olduğu görülmüştür
- tüm türkiyenin gözlerinin önünde eski kocası tarafından öldürülen kadın için hiç bir koruma yapılmamış , halen kadın ve aileden sorumlu bakan istifa etmemiştir.
- türkiye nüfusunun yarısını oluşturan kadınların , mecliste sadece 46 kadın vekil tarafından temsil edilmektedir
- güzide bir üniversitemizde üst düzeyde olan bi şahıs çıkıp ''dekolte giyen tecavüze davetiye çıkartır ''diyebilmektedir
- 14 yaşında tecavüze uğrayan küçücük bir kız için ; mahkeme ''istese karşı koyardı'' diye karar çıkartıp , tecavüzcüleri bırakabilmiştir.
işte Türkiye'de kadın olmak budur . şimdiden dünya kadınlar gününüz kutlu olsun.
1-daha küçükken erkek çocuklar pipileri salına salına denize girerlerken sana ayıp , sakın , aman denir. sen anlamazsın nedenini küçücük bedeninde gizlemen gereken şeyin ne olduğunu.
2-yavaş yavaş ergenliğe girilir baban ve etrafındaki diğer erkekler bütün kıyafetlerine tavırlarına kararlarına karışır.
3-hiçbirşey yapmadıysan da es kaza eve felan geç kalırsan hemen bağrılır çağrılır.
4-üniversiteye gidersin erkek yurduna kız yurdunun aksine sıcak su verildiğini öğrenirsin. öyle ya kızlar asla rüyalarında cinsel içerikli şeyler göremez!
5-okul biter iş görüşmelerine gidersin binbir çeşit salyaları akan herif sana asılır. işe girersin iş yerindede rahat bırakmazlar işinden gücünden olursun
6-evlenirsin gene kurtuluş yok herşeyine baban karışırken kocan karışmaya başlar.
7-es kaza boşanırsan kendi başına hayatını hiç yaşayamadığından sudan çıkmış balığa dönersin.
daha kadının yediği dayaklar ,cinsel sömürüsü....vs konularına girmedik bile.işte kadın olmak böyle birşey ülkemde.
başörtülü, örtüsüz gibi saçma ayrımlara maruz kalmaktır. Mağdurluktur. Üniversite nin kapısından inancının gereğini yaptığın için geçememektir. Sözde çağdaş geçinen yobazların sivri dillerinin hedefi olmaktır. Her açık oturumda,konferansta yargılanmaktır. Bir başörtülü olarak söyleyebilirm ki zordur azizim, zordur. bu ülkede kadın olmak zordur.Başındaki örtüyü hazmedemeyen, egolarını öğrenciler üzerinden tatmin eden zavallı hocaların safsataları karşısında susmaya zorlanmaktır.
türkiye'de erkek olmaktan kat be kat zor olan durumdur.
+bugün 8 mart dünya kadınlar günü. bugün tüm dünyada kadın haklarından, onların ne kadar fedakâr, cefakâr ve kutsal olduğundan bahsediliyor, sözde de olsa hakları teslim edilmeye çalışılıyor bir nevi, ek olarak kadınların hak ettikleri hayatı yaşayabilmeleri için planlar yapılıyor, projeler geliştiriliyor.
ama ülkemizde durum biraz daha farklı.
+en başta, dogduğunuz anda, kız olduğunuz anlaşılınca, suratını asan bir baba ve kocasına karşı mahcup duruma düşmüş bir anne vardır. doğumunuz uğursuz olarak düşünülmüş, dünyaya gelişiniz hoş karşılanmamıştır. herkes için geçerli değildir bu durum ama vardır böyle bir kısım.
+erkek çocuklarına daha serbest bir çocukluk tanınırken, kız çocuklarına namus!! kavramı yüzünden, mahallenin diline düşmeme, uğruna kısıtlamalar uygulanır. örneğin, sokağa çıkma, sokakta oynama, oranı buranı açma gibi.
+türkiyede kadın olmak zordur kısacası, şiddetle, acıyla, tacizle, tecavüzle ve ölümle iç içe yaşamak demektir kadın olmak. kadınlarımız kadın olarak doğdukları için kendilerini şanssız hissediyorlar ve bu durumdan ülkem adına çok büyük rahatsızlık duyuyorum!. geçen gün yapılan bir araştırmada gördüklerim tüylerimi ürpertti sizlerle paylaşayım.
+türkiyede bir şehirde(şehrin adını vermek istemiyorum) yapılan araştırmaya göre 100 kadından 52'si dünyaya yeniden gelse, kadın olmak istemediğini söylüyor ki okuyunca içim ürpermişti, bu araştırma ülkemizdeki kadınların ne kadar aciz ve güçsüz olduklarını su gibi gözler önüne sermede yeterli sanırım.
+türkiyede kadın olmak zordur, velhasılkelam zor zanaattır kadın olmak ülkemde, amcan tecavüz eder ailen senin canını alır. olmuştur bu durum, yaşanmıştır kaç kere, kimbilir daha bilmediğimiz nicelerce.
+evlisindir. kocan seni başka kadınlara değişir. o erkektir yapar. sen evliyken birini sevsen "orospu" olursun.
+kocan bir sebepten ötürü dünyadan ayrılır, veya boşanırsın dul olursun, namusunla yaşarsın. sırf namusuna laf gelmesin diye hoşlandığın erkeklerden uzak durursun, bu defa herkes senin "orta malı" olduğuna kanaat getirmiştir. bir sürü ahlaksız teklif alırsın.
+bir hareketin yüzünden hanımefendi addedilmek ve buna paralel olarak saygı görmek, bir sözün yada bir kıyafetin yüzünden orospu ilan edilebilmektir kadın olmak türkiyede.
+kaşar kelimesinin bir peynirden çok şey ifade ettiğini bilmektir, kadın olmak türkiyede.
+töre, görücü usulü gibi 10. yy'dan kalma geleneklere boyun eğmektir kadın olmak türkiyede.
+kısacası türkiyede kadın olmak acı çeken olmaktır. sindirilen, kullanılan, korkutulan, ezilen olmaktır. düşünmesine engel olunan, söz söyletilmeyen olmaktır. asla yaranamayan, aşağılanan, ne istediği umursanmayan olmaktır.
not1 : hadi lan ordan bunlar türkiyede yaşanmıyor diyenler için, yazdıklarımı elbette türkiyenin tamamı için yazmadım ama bunları yaşayan kesimlerin olmadığını iddaa etmek pek de doğru olmaz kanımca.
not2 : bunlar sadece türkiyede mi yaşanıyor irana bak, arabistana bak, pakistana vb ülkelere bak diyenler olabilir, ama türkiyenin şeriatla değil, cumhuriyetle yönetildiğini hatırlatmak isterim onlara.
not3 : üşenmeyipte buraya kadar okuyan herkese teşekürlerimi sunarım.
değersiz olmaktır.
daimi suçlu ilan edilmektir.
namus kavramının baş timsali olmaktır.
evin de işin de sorumluluğunu alıp, destek görememektir.*
tecavüzün, şiddetin kanıksandığı yerde yaşamaktır.
(bkz: siirt te tecavüz dayanışması/#7864749)
belli bir saatten sonra rahatça sokakta yürüyememektir.
vücudu, saçı üzerinden kendinden başka herkesin laf söyleme, siyaset yapma hakkının olması demektir.
bir şeyler başarınca bel altından vurulup adice suçlamalara maruz kalmaktır.
sevilmekten ziyade damızlık mal gibi algılanmaktır.
dövüle dövüle,
bıçaklanarak
öldürülmektir. http://www.internethaber....oyle-oldurmus-326772h.htm
makyaj yapmak istersiniz; çok yapay olursunuz, yapmazsınız; yapılanlara bakılır siz neden yapmadınız olur.
güzel öpüşürsünüz nerden öğrendiğiniz sorulur, öpüşemezsiniz ayrılma sebebi olur.
çalışmak istersiniz; evde, kadın kısmının yeri evdir, iş yerinde; kesin yalaka oldığunuz için yükseliyorsunuzdur. eğer azıcık işinizi çabuk öğrenir hemen yapar bir tipseniz, kesin patrona yada patronun oğluna veriyorsunuzdur.
evlenmek istersiniz; duygusal olursunuz, çocuk yapmak istemezsiniz; canavar olursunuz.
kibar olursunuz kesin yalakasınızdır 3 konuşmadan sonra verecek gözüyle bakılır, kaba olursunuz erkek gibi olduğunuz için suçlanırsınız askerlik ne zaman diye sormaya çalışırlar.
biriyle birlikte olmak istersiniz hep verici sizsinizdir. sanki bu ilişkiye girme olayı iki kişiyle olmuyormuş gibi, sanki adam da verdiği için kadın almıyormuş gibi orda burda "nasıl verdi ama" olur. birlikte olmazsınız, vermekten kaçan yobaz olursunuz.
nitekim zordur buralarda kadın olmak ne olursa olsun.
babanın, kız kısmı okumaz! hükmüyle ilkokuldan sonra okuldan ayrılmaktır.
başlık parası için mal misali hiç tanımadığınız birine satılmaktır.
evlenmeden önce aile için, evlendikten sonra koca için namus olmaktır.
sadece temizlik ve yemek işleri için ücretsiz bir işçi olmaktır.
anne olmak, erkekten daha çok sorumluluk yüklenmektir.
üstüne kuma getirilmesi ve buna mecbur bırakılmaktır.
sefalet ya da şiddet de görsen çocukların için alttan almaktır.
genellemeye vurulduğunda bu sayılanların oranı elbette ki çoğunlukta değil.ama göz ardı edilebilecek kadar da az değil.
kısacası türkiye de kadın olmak zor.
2011 e gelindiğinde 80lere göre iş gücüne katılım oranı yarıya düşmektir. Yani 15 yıl öncesine göre ekonomik olarak haliyle zihinsel olarak da daha fazla bağımlı hale gelmektir.
Bununla beraber zihinsel bağımlılığın bağımsızlık gibi yutturulmasıdır da. nereden çıktığı belli olmayan bir örtünme şeklini ve haliyle hayat bağımsızlık olarak sana gösterilmesidir.
Yobaz zekaların aşıladıklarından sonra MOdern! zekalıların aşıladıklarına da maruz kalmaktır. Kabaca tabirle kadınlar çiçektir su ister geyiğini yutmak, sözde zerafet, sözde seçkinlik için kapitalist tüketime kaymak ve yine bağımlı olmaktır.
Vicky christina barcelona veya Issız adam gibi kadın düşmanı filmleri izleyip beğenmektir aynı zamanda.
üniversite vs için evlerinden memleketlerinden ayrılmamışların da yani babalarının kanatlarının altından ayrılmamışların ev kurup hayatın gerçek zorluklarıyla karşılaşmamışların da 30 yaşına yaklaşsalar da çoğunlukla 20 yaşındaki gibi davranmasıdır, hayata bakışlarının değişmemesidir. Düşünün bir de bunların lise mezunları var.
Kısacası neden böyle bir bilince sahip olmuşlardır bilemem ama kendi kendinin düşmanı olmaktır türkiye'de kadın olmak.
Ama tabi istisnai durumlar da çok vardır özgürlük! kavramını gerçekten içselleştirmiş, birey olmayı başarabilmiş, kapitalizmin veya yobazlığın kölesi olmamış, Mustafa Kemal'in Türk Kadınları olabilmeyi becermiş.
Onlar ise her daim saygıya layıktır.
Bununla beraber bu istisnaların içerisinde Anadolu'nun gerçek köy kültürü içerisinde sayıları giderek azalsa da varlığını devam ettiren köylü kadınları vardır ki onların yeri apayrıdır. Modern manada özgürlük kavramına giremeseler de ekmeklerini topraktan çıkartıp ailenin gerçek reisi olmalarından ürettikleri ve yönettikleri için saygıya değerdirler.