gürcistan da kadın olmanın zorluklarının yanında türkiye dekiler hiç kalır. bir de sözlükte kadın olmak vardır o da olayın farklı bir boyutudur.
(bkz: aha anlamışlar mıdır?)
Türkiye'de kadın olmak; olamamaktır esasında.kimi yerde cinsel obje olarak görülüp kimi yerde hizmetçi yerine koyulan sevilmesi gereken yerde horgörülen, karda kardelen misali açmaya çalışan bir çiçektir aslında...kıymetini bilene sadık, sevgili ve doyamayacağınız bir eştir,anadır.
türkiye yaşayan kadınların hepsinin aynı olmadığına göre genelleme yamak doğru değildir. kimisine göre modern bir ülke kimisine göre geri kalmış bir ülke olmasının yanında kadınlara gerçekten önem verilmesinin yanında kadınları yerin dibine de vurabilen bir ülkedir türkiye. o yüzden yerine göre iyi yerine göre katlanılmazdır türkiye de kadın olmak.
hayat boyu baskı mağduru olmak demektir. efendim her yaştan her statüden insanın hayatında, gözlemlerime göre şöyledir; aslında siz doğduğunuz anda başlayan ve süre gelen bir kısır döngüdür bu. ama farkına vardığınız ilk anlar ergenlikte başlar hani büyüdüğünüz serpildiğiniz anlarda... duruş, oturuş, kalkış, kılık kıyafet herşey çevreye uyumlu vaziyette olmalıdır isteğe göre...
kilonuz önemli bir araçtır. çok zayıflarsanız "aaa neydi o kızın hali ole kemikleri batıyodu".. yada olurya kilo aldınız diyelim "ayy gördünmü can yeleği yapmış resmen bende yok o basenler" vs...
bir de konu dışına azıcık çıksada bunun unisex olan bir durumu vardır çok kısa değineyim... öss aileler arasında en güzel sohbet konusudur "sizin kız(oğlan) kaç net yapıyor"?. "ne yaptı kazandımı"? "nereyi kazandı"?...
sürekli bir rekabet ortamına sokulmak istenirsiniz sürekli bir kaşılaştırma hali. mutfakta bile neyi nekadar başarabildiğiniz konuşmak en zevk aldıkları konudur. kim daha iyi ev hanımı olabilir yarışa gelinir. baskıyı seven türk kadını evlilik müessesesine de atar o elini kim daha iyi bir eş adayı bulabilir kim daha cafcaflı düğün dernek kurabilir.
evlenirsiniz sonra hamilelik testleri başlar azıcık karnınızda şişlik görülür. hoş görmeselerde olur ya "aa hamilemisin ee geç bile kaldınız ben sorunmu var acaba diodum" bu psikolojik baskının basamağıdır. sonra neyse hamile de kalır bu kişi 6, 7 aylık olur bu kez anormalmiş gibi "aa hala doğuramadınmı" bakın tamamen mantık ötesi amaç delirtmek ya ona çaba.
çocuğunuz doğar bu kez ikincisi için yapılan baskı başlar "ne tembelsin iki çocuğa bakamıcakmısın" der ve yine başlar bir kovalamaca. derken artık devreye 2. 3. şahıslar girer. çocuklarınız en güzel rekabet nedenidir. "hala atamanıdızmı bezi benimki 2 ay önce atmıştı valla. "benimki sayıları ezberledi ayşe hala 10 a kadar sayamıyormuş kreşte duydum vah vah". efendim bir kadının bir kadına yaptığını yine kimseler yapmıyor aşınız şunları allah aşkına bırakınız, çıkınız şu hipodramdan...
edit: diğer entrylerde bahsedilen baskılarıda yaşar tabiki türk kadını bunları yadsımıyoruz. bu sadece başka bir açı. ama bu; kadın yaparsa namussuz erkek yaparsa şanındandır muhabbetini, laflarınıda dikkat edin yine kadınlar söylerler bir yerde yanlış bir dönüşüm olmuş kadınlarımız aşılamış bunu da zannımca... pohpohlamış oğlunu her zaferinde hatta yanlışında erkeksin sen yapıcaksın tabi elinin kiri demiş yüceltmiş her yediği nanede... neyse konu uzaar gider velhasıl zordur zorr...
Evet türkiye de tacize uğrayabilirsiniz.
ama ancak ve ancak türkiye de "hoop, ananız bacınız yok mu lan sizin" diye bir tepkiyle çekip alınabilirsiniz tacizcilerin elinden.
Evet türkiye de yine de kadın olmak zordur.
ama avrupa da kadın olmak daha da zordur.
zordur. çok zordur hem de.
erkek, kendi bacısına, karısına bakanın gözünü oyar, öldürür. ama kendisi için dışarıda ki her kadın serbesttir.
hiç umursamadan bir kadının alanına tecavüz edebilir. bu ne samimiyet diye döner sorarsın, pişmiş kelle gibi sırıtır.
o istediğinde alır her şeyi. çünkü erkektir, güçlüdür. bok güçlü!!! çok zavallılardır.
iş dünyasında patron ve erkek çalışanların aşağılayıcı bakışlarına maruz kalırlar. beceriksiz olarak nitelendirilirler.
kapalı toplumlarda onun adı yoktur, kadının adı yoktur. ona sorulmaz. o sadece yapar.
evde, çocuğun ve babanın hatta kaynananın hizmetçisidir.
fakat; çok başarılı, bilgili, kültürlü, zeki bayanları görünce de milletin dibi düşer. hayran kalırlar. aşık olurlar. o zeki ve akıllı kadın da onlara bakmaz zaten. hey gözünü sevdiğim ilahi adalet!
erkek tarafından pohpohlanmaktır. ilişkide yükü çeken erkek olmasına rağmen eziliyormuş izlenimi vermektir. en ufak tartışmada en çok kırılan tarafın kadın olduğunu iddia etmektir. erkekleri potansiyel abazan olarak görmektir.
laf yemektir. bu kabul. lakin 2 çeşit laf yemek vardır; bir kendini geliştirenden laf yemek, bir de aynı cümleyi zilyon kez kullanan salak beyinden laf yemek.
kendini geliştirip aklını kullanan zihniyetten laf yemek bazen eğlenceli durumlar meydana çıkartır. güldürür geçirtir. kimisini "lan helal olsun gel öpücem o kafandan" dedirtir ama içten. sonra aynı donuk suratla duyulmamazlıktan gelinip geçilir.