orta yaş, ya da orta yaş üstü bir erkekseniz ve bekarsanız ibnesinizdir. bir topluluğa tek başınıza giremezsiniz. girseniz bile sapık muamelesi görürsünüz bu defa da. sebebi malum, yukarıda defalarca anlatılmış zaten.
lan biz de insanız be. biz de tiyatroya, operaya ve konserlere gitmek istiyoruz. madem bu ülke bunu kaldıramıyor haremlik selamlık uygulamasına dönülsün de zan altında kalmadan rahatça bir konsere gidelim bari a k y m.
iş bulamamaktır.
firmamıza 19-29 yaş aralığında prezentabl, bayan elemanlar alınacaktır.
firmamıza 18-28 yaş aralığında prezentabl, bayan sekreter alınacaktır.
firmamıza 17-27 yaş aralığında prezentabl, bayan satış danışmanları, müdürler,genel müdürler,hademeler,kademeler alınacaktır.
ne firması acaba bunlar. hep bayan çalıştırmayı tercih ediyorlar. kıllandım nuri.
sarı sayfalar
- Acentemize eli yüzü düzgün 20-28 yaş aralığında bayan satış danışmanı alınacaktır.
- Bayan sekreter alınacaktır.ilgilenenlerin
- Firmamız bünyesinde (bkz: her pozisyonda) görev alabilecek bayan ekip arkadaşları arıyoruz.
gibi gibi gibi...
sanıyorum ilk sorun kimlik anlayışımız. biz her dem kimlikleri kişiliklerin önüne geçiriyoruz. buna bayılıyoruz. ama çok büyük bir hata yapıyoruz. karakter bazlı ilerlemek varken kimlik temasından yol alıyoruz. erkeklik, kadınlık, eşcinsellik, alevilik, rumluk, ateistlik vesairelik önem taşıyor bizler için. ki yanlış yapıyoruz.
bizlere biçilen roller var. ataerkiliik kapsamında çoğu da. erkek istenmeye gidilmez mesela. kızıma neyle bakcan sorusu oğluma neyle bakcan diye yön değiştirmez mesela. kadınların eşitsizlikten yakındığı bizim omuzlarımızdaki ağırlık aslında.
sonra bir kitabımız var mesela. erkekliğin kitabı. bazı rollerimiz var. avcılıktan süregelen belki de. vur-kır-kes-yağmala-parçala kuvveti ekseninde. ağzından çıkabilecek bir "ayy" ünlemi bile toplumsal cinsiyetçiliğin destanı olabilir. ya da yırtık kotun, küpelerin. çünkü tıpkı kadınlarda olduğu gibi biz erkeklerde de en büyük vurgun kendimizden geliyor. özgürlük anlayışımız birey temelli olduğundan, kadınları hemcinslerinin başını yer. erkekler de tabi eksik kalmaz.
bu ülkede erkek olmak zor. kadın olmak kadar belki de.
gerçi bu ülkede insan olmak zor zenaat ya, neyse...
Türkiye'de yaşam şartları hem erkek hemde kadın için çok zor. Fakat kıyaslama yapılırsa erkek olmak kadın olmaya göre daha kolay... Hem erkekler kadınlara göre daha fazla özgürlüklere sahipler. Elbetteki onlarada bunun karşılığı olarak çok fazla sorumluluk yükleniyor. Özgürlük için katlanılacak bir durum diye düşünüyorum!
evlenmeden önce kaç tane bakire kız s.ktiğiyle, "aldığı" karısının "kullanılmamış kadın" olduğunu yani "kız" olduğunu, ortak gururla söyleyebilen ve "kullanılmış kadın alınmaz" gibi cümleleri olan varlıkları gördükçe utandıran durumdur.
sanıldığı kadar kolay olmayan durumdur.
ülkemizin yaşadığı arada kalmışlık doğu ile batı çıkmazı,tüm yurdun bireylerine yansıdığı gibi erkeklerede yansımaktadır.
bütün erkekler sanıldığı gibi vurdum duymaz değil aksine ülkemiz şartlarında kendini bulamamak,bulsa bile karşı cinse kendini ifade edicek şartları oluşturamamaktadır.
ülkemiz erkeklerinin onursuz olması,bulduğu deliğe sokma çabası gibi...
durumların oluşmasında kuşkusuz erkeklerin ve ataerkil toplum olmamızın payı önemlidir.
fakat 12 eylül apolitikasyonu kadın erkek demeden topluma top yekün bir değişime zorlamış bireyin varlığını anlamsız bir topmculuğa süreklemiştir.
işte bildiğimiz üretim ilişkileri çelişkileri bu konuya girmeden özetlemek istediğim yurdum kızlarının,yurdum erkekleri üzerinde bıraktığı etkiden söz etmek istiyorum.
öncelikle sevgi ve aşk yüzyılını artık geride bırakmış dünya toplulukları olarak ülkemiz üzerinde bulunan çelişkilere değinmek istiyorum.
yurdum erkeği bir ilişki kurmak istese karşına çıkan ekonomik ve kültürel çelişkileri geçtim, karşı cinsin yaratığı çelişkileri aktaralım,
türbanın üzerine peruk takan sapık bireye mi aşık olsun? yoksa özgürleşmek veya modernizm adı altında duygusuzca birliktelik yaşayan kızlara mı?hatta bunu da geçtim bakireliği koruyup her yola gelen kıza mı?
diceksiniz "bunda erkeklerin suçu yok mu kızları bu duruma getiren erkekler değil mi"
kuşkusuz bundan erkeklerin suçu büyük peki kızlar ne kadar suçsuz yada ne erkekte ne de kızda mı suç var?
bütün suç bu ilişkileri bize dayatan toplum değerleri mi?
bu çelişkilerin ana yumağını kim oluşturuyor...
sonuç olarak hem kadın hem erkek suçlu ve ne erkek ne kadın suçlu!