daha önceleri, askeri darbeler ile dünya gündeminde önemli yer edinen türkiye'nin, ileri demokrasi için attığı adımlar, askeri darbelerin önü engellenmiştir. ancak, bu durum, darbenin genlerine işlediği bazı kesimlerin, rahatını kaçırdığı apaçık bir şekilde görülmektedir. bunun en iyi örneği, geziparkta kustukları kindir. askeri darbe ile hükümeti düşüremeyeceğini anlayan bu kesim, sivil darbe girişiminde bulunmuştur. ancak, çok geçmeden, bu girişim halkı bütünleştirmek yerine ikiye ayırmıştır. son yirmi yılda, ulusalcı ve muhafazakar safları hiç bu kadar belirginleşmemişti. sosyal medya ve bir kaç haber ajansında geçen, muhafazakar kesime yapılan saldırılar nedeni ile, sivil darbe girişiminin önüde kısmen engellenmiştir. bu haberlere bir kaç örnek ile açıklanabilir.
muhafazakaların bitmeyen mağduriyeti
ne istiyor bu adamlar çok merak ediyorum
tüm türkiye tornadan çıkmış gibi bir rte bir emine erdoğan mı olsun
o zaman mı rahatlayacaksınız.
ayrıca levent kırcanın londrada yaptığı konuşma, silivride yatan darbecileri dışarı çıkarma, ve son derece ırkçı konuşması, safları biraz daha belirginleştirmiştir.
en büyük gerçek ağlak, mazlumu oynayan, tüm antitezlere göz kapayıp takiyesini, sükünetini korumuş mülayim dinci kesimin, gün bizim günümüz diyerek yaşam tarzını, tabularını sahiplendirme zorbalığına karşı çıkanlara darbeci yaftası yapıştırması olayıdır.
darbe dediği şey aslında mazlum ajitasyonu. yüzbinlerce insan senin fikirlerini benimsemiyor diye darbeci olmaz. ama sen bu insanları susturarak fikirlerini dayatmak istiyorsan faşist olursun. bunun adı aslında radikal islamdır. yani erken şeriat.