Sonu mutsuz bitecektir. neden mutsuzluk olacağını detaylandırayım;
1. dini ve siyasal otoritenin karışması
sorun: dini liderler veya kurumlar, siyasi otoriteyi kontrol ettiğinde, dini kurallar mutlak hale gelir ve bireysel özgürlükler kısıtlanabilir.
sonuç: halkın farklı dini yorumlara veya inançsızlığa sahip kesimleri dışlanabilir.
örnek: iran\'da şii islam\'ı temel alan yönetim sistemi, farklı mezheplere ve inançlara sahip kesimlerin temsil edilmemesi sorununu yaratmaktadır.
2. dini çeşitlilik ve azınlık hakları
sorun: din temelli yönetimler, genellikle çoğunluk dini veya mezhebini temel alır. bu, farklı dinlere, mezheplere mensup bireylerin veya inançsızların haklarının ihmal edilmesine yol açabilir.
sonuç: azınlık gruplar arasında ayrımcılık, baskı veya çatışmalar görülebilir.
örnek: suudi arabistan’da sünni islam mezhebine dayalı yönetim, şii azınlıkların ayrımcılıkla karşılaşmasına neden olmaktadır.
3. din kurallarının çağdaş sorunlara uygulanabilirliği
sorun: dini metinler ve kurallar genellikle geçmiş dönemlere ait sosyal ve ekonomik koşullara göre şekillenmiştir. modern dünyadaki karmaşık sorunlara çözüm üretmede yetersiz kalabilir.
sonuç: eğitim, kadın hakları, teknoloji ve bilim gibi alanlarda geri kalmışlık yaşanabilir.
örnek: afganistan’da taliban yönetimi altında kadınların eğitime ve iş gücüne katılımı ciddi şekilde kısıtlanmıştır.
4. ifade ve düşünce özgürlüğü kısıtlamaları
sorun: din temelli yönetimler, eleştirilere ve alternatif görüşlere genellikle tahammülsüzdür. dini otoriteye yönelik eleştiriler ağır cezalarla karşılanabilir.
sonuç: sanat, bilim ve medyada sansür artabilir; toplumda entelektüel gelişim engellenebilir.
örnek: iran’da dini liderlere veya islam’a yönelik eleştiriler, ciddi hukuki yaptırımlarla sonuçlanmaktadır.
5. hukukun dini kurallara dayanması
sorun: şeriat gibi dini hukukun uygulanması, kadınlar, lgbt bireyler ve dini azınlıklar gibi grupların eşit haklara sahip olmasını engelleyebilir.
sonuç: cinsiyet eşitsizliği ve insan hakları ihlalleri yaygın hale gelir.
örnek: suudi arabistan’da kadınların özgürlükleri büyük ölçüde kısıtlanmış, uzun yıllar araba kullanma hakkından bile mahrum bırakılmışlardır.
6. dinin tek yorumunun hakim olması
sorun: bir dinin veya mezhebin resmi olarak tanınması, aynı dine ait farklı yorumları dışlayabilir ve baskıya yol açabilir.
sonuç: toplum içinde bölünme ve radikal grupların ortaya çıkması.
örnek: pakistan’da bazı dini gruplar devlet tarafından daha fazla desteklenirken, diğerleri ayrımcılıkla karşılaşmaktadır.
7. din ve devlet işlerinin ayrılmaması
sorun: din temelli yönetimlerde dinin siyasete karışması, siyasi kararların evrensel değerler yerine dini kurallara dayanmasına neden olur.
sonuç: rasyonel ve pragmatik çözümler yerine ideolojik yaklaşımlar ön planda olur.
örnek: sudan\'da din temelli yönetim uzun süre modernleşme çabalarını engellemiştir.
8. küresel baskı ve izolasyon
sorun: din temelli yönetimler, insan hakları ihlalleri veya kadın haklarının kısıtlanması gibi konular nedeniyle uluslararası toplum tarafından eleştirilir.
sonuç: ekonomik yaptırımlar ve diplomatik izolasyon.
örnek: iran, dini yönetim anlayışı nedeniyle batı ülkelerinden ekonomik yaptırımlara maruz kalmıştır.
görüldüğü gibi makul ve mantıklı nedenlerden ötürü laik demokratik sosyal bir hukuk devleti olmak insanlar için tarihi bir fırsattır. fikri hür, vicdanı hür, modern eğitime erişim imkanlar açısından eşit, özgür bireylerden oluşan bir toplum refahla kucaklaşır. aksi durumlarda ise yeniden ve yeniden ve yeniden şiddet, adaletsizlik, yoksulluk üçgeninde sıkışıp kalan insanların dramına tanık oluruz ve hatta bunlara maruz kalırız.
yasalar azınlık haklarını, dezavantajlı grupları korumak için vardır. güçlü olanlar zaten istediklerine kaba güçle kavuşma lüksüne sahiptir. din temelli yönetim sistemlerini coşkuyla arzulayanlar hep kazanan grubun içinde olacaklarını mı düşünüyorlar, yoksa zaten bir şeyimiz yok herkes yansın ve sefalette eşitlenelim mi istiyorlar.
nedir sizi cehalet dışında motive eden şey merak ediyorum.
Türkiyenin hilafet ilan etmesi durumunda o halifeyi şii iran, azerbaycan ırak ve yemen tanımaz.
Arap dünyasının kültürel başkentı mısır, bize bağımsızlık savaşı vererek kurulmus suriye, ırak, ürdün de tanimaz.
Saudi arabia vs çevresindeki vahhabi ülkeler götüyle güler.
Doğu anadolunun kuzeyi,, iç anadolu, karadeniz bölgesi , somali, sudan mudan biat eder.
Halkın % 52si katıksız şeriatçı olduğu için bir referanduma bakar.
Şeriat ilan edilirse Trakya ege ve akdeniz bölgesi bağımsızlık ilan edip ayrılır bence. Şeriat bu ülkeyi böler.
Gitmesi varabileceği anlamını taşımaz. Bir gün seküler güruh ayaklanır ve geziyi arar hale gelir hükümet. En nihayetinde dindar nesil projeleri kötüye gitmeye başladı ve fark etmeleri uzun sürmez. Proje ters tepiyor.
Araplar bile şeriatı yumuşatıp medenilesmeye çalışırken bizim mallar medeniyetsizleşmeye can atıyorlar. Şunu bilin ki Allah ve şeriat Arapların uydurmasıdır. Getirmek istediğiniz kuralların da sizin de canınız gehinnoma.
Buna katılmıyorum. Evet kısıtlamalar var fakat şeriat ölçütünde değil. Hatta iddiamı aile kültürü ile desteklerim. Ne günümüz ne de eski nesildeki aile kültürü şeriatı destekleyemez veya uyum sağlayamaz.
--spoiler--
bu ülkede şeriatı en çok şeriatçı gözükenler istemez eğer gerçek bir şeriat gelse ilk başta onların kellesi gider. o yüzden kimse boşuna heyecan yapmasın bu ülkeye şeriat gelmez.
--spoiler--
Yazdıklarımı okumadın herhalde.
Bu ülkede şeriatı en çok şeriatçı gözükenler istemez eğer gerçek bir şeriat gelse ilk başta onların kellesi gider. O yüzden kimse boşuna heyecan yapmasın bu ülkeye şeriat gelmez.
din derslerinin çoğalmasıyla, her yerde tarikatların cirit atmasıyla ve ciasal islam partisinin 23 yıldır iktidar olmasıyla şeriatın yumuşatılmış halini yaşamaktayız maalesef.
Milli eğitim bakanı Yusuf Tekin
Güzel sanatlar derslerini kaldırıp din derslerinin sayısını arttırdı
Açık öğretim lisesini de kaldırdılar
Bunlar niyeti bozmuş
Sürekli diyoruz
Ama inanmıyorsunuz ki.
takunyalı devrimin getirisidir. halifelik mevkiinde anlaşabilirlerse cemaatle bu konuda çalışmaya kaldıkları yerden tam gaz devam ederler.
eminim bu noktada atamın kemikleri sızlıyordur.
cumhuriyetin ilk yıllardan beri, özellikle sol cenahın islam düşmanlığını kamufle etmek için uydurduğu bu hikaye belli aralıklarla gündeme getirilmiş, hatta 28 şubat süreci gibi karanlık bir dönemin yaşanmasına sebep olmuştur. yıllar sonra o süreçte yaşananların, bizzat şeriat karşıtları(!) tarafından tezgahlandığı, şeriat masalı ile milleti uyutup darbe yapma planları içinde oldukları ortaya çıkmıştır.
lakin bu halkçı(!) zihniyetin; "yüzde atmışı salaktır" diye yaftaladığı türk halkı artık bu numaraları yemiyor aga. "şeriat gelecek" hikayesi 90 larda tumuştu, ama artık bitti.