ölüm döşeğindeki kadın. din tüccarları zil takıp oynayabilirler. her halde şimdi zaman, stv, kanal7 ve türevlerinde çalışanlar bayram ilan etmişlerdir.
evet yaptığı sayısız iyi ve faydalı işin yanısıra bir hümanist olduğunu düşündüğümüz ama derneğinin öğrenci seçme listelierinde kendisinin bile öğrencileri fişlediğini, dini,siyasi ve etnik özelliklere göre ayrımcılık yaptığını gördüğüm de içimi cızlatan ve artık işin çivisi iyice çıkmış diye düşündürten kişi.
hakkında karalamalar yapılan, ölünce yapmış oldukları insanlar tarafından beğenilmesin diyerek bütün geçmişi kirletilmiş, (annesi müslümanlığa geçmesine rağmen ısrarla hristiyan deniyor.) yalanlarla ve iftiralarla ülkeyi satmak isteyen şereften müzdarip din tüccarları tarafından ülkenin üzerindeki etkisi silinmeye çabalayan ölüm döşeğindeki insan.
bu ülkede kim iyi ise bir çok hırsız tarafından halka din düşmanı olarak ifşa edilip, linç ettirilmiştir. dinine bu kadar sarılan türk halkı, kendi kızlarının namuslarına, canlarına hiç önem vermez. bu kadın türk halkının sömürülmüş duygularının tedavisi için elinden geleni yapmıştır. ama hırsızlar, yetim hakkı ile gemi satın alanlar, kar için her yolu deneyenler, kapitalizmin ve sermayenin kulları tarafından ölümüne az kala toprağa gömülmüştür.
ama sizin gibi yalancılara hatırlatırım, bu kadın yenilmedi!
melek vallahi melek... kul hakkına giren bir melek te ilk defa görüyorum. o kadar garibin ahını almıs ama tabi burs verdiklerinin duaları sayesinde dimdik ayakta heyyy maaşallah.
hakkındaki binbir türlü iddiayı pek de inandırıcı bulmadığım kanser hastası tıp profesörü, çydd başkanı.
bakış açılarımız ve fikirlerimiz bir çok konuda taban tabana zıt olsa dahi davasına duyduğu inanç, kararlılığı ve aktivitesi göz önüne alındığında saygı duyduğum bir insandı.
fakat son açıklamaları ile bu görüşümü tarumar etti.
"başörtüsüne kesinlikle karşı değiliz, biz sadece yasaların uygulanmasını istiyoruz" mealinde verdiği demeç, takiye tarihine altın harflerle yazılabilecek bir örnek.
ne gerek var ki?
neden yalan söylüyorsun ki?
olmaz ya, bir şekilde bu konu yasalaşsa sen "eyvallah" deyip destek mesajları mı vereceksin?
okullara başörtülü kızlar girip çıkarken gıkını çıkarmayacak mısın?
ya da başörtülü kızlara birden burs vermeye mi başlayacaksın?
hayır.
e o zaman?
ne gerek var?
evet zıttık bu konuda seninle ama hiç olmazsa sabittin, doğruydun kendince ve kendi doğrunu savunuyordun.
nedense kendisine yönelik bir tapınma havası oluşturulmuştur. türkan saylan, bir tabudur ve eleştirilemez. kemalizmle hiçbir alakası olmayan, anti-militarist kimliğiyle tanınan yıldırım türker bile türkan saylan'ın ne kadar insan sevgisi dolu olduğu hakkında övgüler düzmüştür. orduya tapınan, gerektiğinde adnan menderes benzetmesi yaparak hükümeti tehdit eden, başörtülü genç kızların ajan olduğunu söyleyen türkan hanımın insan sevgisi bütün insanları kapsamıyor demek ki.
bundan daha da vahimi gülen cemaatinin yayın organlarının türkan saylan hakkında misyonerlikten girilip, pkk'lılara burs verdiği iddiasından çıkılan saçmasapan haberleridir. haklıyken haksız duruma düşmeye bundan iyi örnek olmazdı herhalde... kendisi hakkında yüzlerce komplo teorisi üretilen bir cemaatin aynı dili başkasına yönelik kullanması kadar tiksindirici bir şey yok.
nedir, ne değildir, onu geçtim. esasen hakkında edinilmiş yeterli bilgim de yoktur, o nedenle yorumdan da kaçınırım.
lakin;
sözlüğümün heyecanlı gençlerinin, askeri öğrencilere kız servis etmekten tutun da, darbe çığırtkanlığına kadar tekmil iddiayı hangi engin delillere dayandırdığını, hangi sağlam kaynaklardan süzülmüş bilgilerle donattıklarını ciddi anlamda merak etmekteyim. aynı gençlerin, süregelen bir dava ile ilgili olumlu yahut olumsuz yorumda bulunarak anayasal bir suç işleme gayretlerini ise anlamakta aynı derecede güçlük çekmekteyim.
sözlüğümün öte demokrat, kendine müslüman, überyeşilleri, seviyorum lan sizi.
çağdaş yaşama destekleme derneğini kuran bu yüzden default olarak çağdaş ilerici modern über insan olan kişi.
kendisi zinhar yanlış bir şey yapamaz. çağdaş yaşamı destekleme derneği başkanı olan, o kadar hastayı tedavi eden biri hiç kötü olur mu?
kendisini sevmeyenler de gericidir, pis şeriatçıdır keldir folduldur, sizin ne haddinize lan kendi düşüncelerinizi özgür biçimde sağda solda açıklamak cahiller.
oh rahatladım sözlük. şimdi ben de modern, ileri görüşlü, iyi eğitimli bir insanım değil mi?
şimdi derhal arkadaşları toplayıp modern yaşamı destekleme derneği kurmaya gidiyorum. belli mi olur ilerde adli bir durum olur modern yaşamı desktekleme derneğini kuran kişi böyle şeyler yapar mı diye beni de savunurlar.
hele hasta olursam bide yaşlı bir kadın olursam kılıma dokunamazlar valla. dur sonuncusu olmadı gibi.
bilgisiyle, kültürüyle atatürk'e ve cumhuriyet bağlı oluşuyla beni etkilemiş insandır. hiç bir cahilin karalamasını hak etmiyor ne yazıkki bu ülkede de hak ettiği değeri görememiş insandır.
ileri görüşlü ülkesine bir çok yardımları olan yüce insandır. yardımlarıyla da bir çok öğrenci okutmaktadır. ülkemiz de türkan saylan ve onun gibilerinin olduğunu bilmek onur verici.
bütün renkler aynı hızla kirleniyordu, birinciliği beyaza verdiler. ismi karalanmaya çalışılan büyük insan türkan saylan evde oturtulması, torun sevmesi gereken, hastalığı ile utanç duymadan dalga geçilebilen kadın öyle bir kadın ki başlangıcı cüzzamlı bir kaç öğrenciye yardım ile başlayarak binlere ulaşabilmiş bazılarının tekerine çomak sokabilmiş, huzursuz edebilmiş. pkk lı çocuklara yardım ettiği, okuttuğu öne sürülüyor oysa ki pkk çocuk okutmaz diye biliriz ne zamandan bu yana pkk eğitime yönelir oldu ki? öğretmenleri katleden canilerle nasıl iş birliği içinde oldukları öne sürülebilir ki keza milli eğitim bakanlığının onayı sonrasında öğrencilere burs bağlanıyormuş. liste ellerinden geçiyormuş. sınıfa girip de sen, sen sizi seçtim yok dinine, düşüncesine bakmaksızın yapılıyor. iyi niyetten, kızların çocukların okutulması, bireyden sayılması isteğinden, muassır medeniyet çikletini çiğneyenlerin yapamadıklarını başarabilmek maksatlı tamamen çağdaş yaşamı destekleme derneğinin faaliyetleri en azından ben öyle sanıyorum. istanbula gelen bu çocuklar musluktan akan suyu ilk kez görmüşler. bir diş fırçasını toplu kullanacaklarını sanmış. sandalyede oturmak nedir, masada yemek yemek nedir bilmiyorlarmış ama öğrenmişler hatta konser dahi vermişler. kimin sayesinde türkan saylan. 13 yaşında ocak yaktırmadığınız, evde bir başına bırakamayacağınız çocuğu babası ticaret yaparcasına eline para geçsin diye başlık parası için satarken o aileyle iletişime geçip de kızını okuttuğu sürece para yardımı yaparız diyor türkan saylan. eğer ki parasızlık ise neden burs sağlıyor yok aile kız çocukların okumasını gereksiz görüyorsa, nasılsa evlenecek bir kaç seneye zihniyetindeyse senelerdir süregelen bu tutumu değiştirebiliyor. bakış açılarını değiştirebiliyor. hiç de kolay bir iş değil hele ki gönüllü karşılık beklemeksizin yapılıyorsa ancak diretiyor ve başarılı da oluyor. doğuda bir baba kızını üniversiteye yollayabilmek için bir sene boyunca kahveye gitmiyor. fedakarlık mı bu elinden gelen buysa evet fedakarlık ve kız öğrenimi tamamlayıp, kazanıp babasına para gönderiyor. köyde üniversiteli kız diye nam salmış. baba evlat yerine koymadığı kızıyla gururlanıyor. sözde bir çırpıda, üç beş satırda anlatılıyor olabilir. ama küçümsenemez devletin yapamadığını yapmış. okuma, yazma seferberliğine kendine adamış bahsi geçen insan sayısız hayatın seyrini değiştirmiş. türkan saylan çok büyük işler yapmış. çok yollar katetmiş tutup da kendisine ne dinsiz, ne misyoner, ne pkk destekcisi denemez diyenler ve diyecek olanlar allah katında sevap sayılacak yaptığı hayrın onda birini yapmışlarmıdır acaba? iyi niyetinin bedeli bu denli ağır ödetilemez, ödetilmemeli. bir kaç gün arayla hastaneye kaldırılmamalı. sağlığından yana sıkıntıları varken hele vebali ağır olur. kulağına çalınanları şakşaklamak, emmek yerine araştırıp, ellerini vicdanlarına koyup da öyle konuşurlar bundan böyle umarım destek beklenmiyor sizden ancak köstek de olmayın. gerçeği bir kez olsun söyletmeyin türkiye de hiç bir başarı cezasız kalmaz.
hocamdır.bir gün gelir de onun başına taktığı türbanı siz de takmak zorunda kalmayın dilerim..taktığınız gün başınızda ben olabilirim!ama ben sizin gibi şerefsiz ve ahlaksız değilim..bağırırım, haykırırım duvarlarınıza lanet olsun içimdeki insan sevgisine diye...ama anlayamazsınız bunu da bilirim...
kendisini aklamak için de, yermek için de hüseyin üzmez'in kullanılmasını anlayamadığım insan. hüseyin üzmez'den çok önce faaliyete başlamış bir dernekten bahsediliyor. hüseyin üzmez olmasaydı suçlu mu olacaktı, ya da hüzeyin üzmez sayesinde mi yargılanmadan aklamalıyız?
ne insanlarsınız ya! gören de türkiye'nin bir yanı tamamen aydınlık, diğer yanı da tamamen karanlık sanır. oysa bugün onu savunanlar da, aşağılayanlar da oldukça karanlık yanlara sahipler.
türkan saylan'a misyoner diye takmış zatlar. gülen hareketi de islam misyoneridir ve bunda bir sakınca yok, ama türkan saylan'a misyoner diyerek "karalıyorlar." hiç mi utanmadınız 2007'de bu topraklarda kesilen 4 misyonerden? nerede barış dolu kelebekler uçan islam temelli medeniyetler kaynaşması söylemleriniz?
diğer tarafta da türkan saylan'ın ne kadar çağdaş olduğundan bahsediliyor. çağdaş nedir yahu? benim bildiğim modern anlamında kullanılan çağdaş bugün ayrımcılığa, etiketlemeye karşıdır. fethullah gülen'i "islamcı insanlar yetiştiriyor, muhafazakar çocukları fonluyor" diye eleştirenlerin türkiye'nin geleneksel ve mütedeyyin bir ailesinden gelen çocukları "maalesef devşiremeyiz" havalarında silip atması, devşirme gayreti nedir?
gülen hareketi en azından söylem düzeyinde kendi modeline ters insanları da harekete katmak için "uzlaşmacı" bir tavır izliyor. bunlara bakıyorum ramazan'da mülakat yapıp kendileri oruçlu oldukları halde bu gariban çocuklara pasta börek yedirmeler, su içirmeler. oruç tutmadığını anlayacaklar ya! ulan o komisyonun üyelerinin bir kısmı oruç tutuyor zaten, bu ne adiliktir!
neyse üstadım, bu gruplar ciddi anlamda kilitliyor insanların beyinlerini. sosyal hukuk devleti denen şey çok farklıdır, devlet bütün vatandaşlarına eşit mesafede durur, ama bakıyoruz bunu da "fethedilecek ve ettirilmeyecek kaleler" olarak kurgulayan adamlar devleti ele geçirmiş. hıristiyanlara rütbe vermeyen ordu mu dersin, dersimlileri, alevileri işe almayan bakanlıklar mı? ne pis bir insanlık algılayışınız varmış, ne tarafgir bir zihinsel tutsaklığınız varmış! ulan ne çıkar odaklı insanlarmışsınız kendi güç savaşınıza kitleleri alet edip boyunlarına "yerel boyunduruklar" takma sevdanız varmış.
duyduğuma göre rte ile de sağlam ilişkileri varmış, hatta pkk ya yardım ettiği doğruymuş, yakın zamanda da fetullah gülen'i çydd nin başına geçirecekmiş; "sağlık sorunlarım nedeniyle ben başkan yardımcısı olacağım, fetullah bey de başkan olacak, bu görevi çok iyi yapacağına inanıyorum" demiş.
giydiği de baya baya türbanmış, iyileşince de kara çarşafını giyecekmiş.*
laikcilerin, çağdaşci geçinenlerin fetullah güleni, Fetullah gülen ve okullari hakkında ortaya atilan saçma sapan düşünürler ne kadar yanlışsa bu kadın içinde ayni derece yanlıştır, sözün özeti fetullah gülenin sol flamedeki yansimasidir. ikiside eğitim için çalişmaktadir. ***
haber programlarina çıkan çağdaş aydinciklara göre ise fetullah gülen, okullari ve eğitim için verdikleri burslar başka amaçlara hizmet etmektedir. yine eğitim sebebiyle verilen çağdaş yaşamı destekleme derneği burslari iylik haraketi olarak gösterilmektedir. işte aydinlarimizin çifte standart objektifliği,*
kendisiyle ilgili çok fazla bilgiye sahip olmamakla beraber özlük hakları elinden alınmış okuyamayan dünyadan metozori yoluyla soyutlanan insanları hayata tekrar katma çalışmaları bunun için çaba sarf etmesi şu günümüz koltuk siyasetinde kendine pay aramadan bunları yapması benim şahsım adına onu kutlamam ve kendime pay çıkartmam için yeter de artar.
çağdaş yaşamı destekleme derneğimiz'in eşsiz başkanı. öncelikle geçmiş olsun diyerek başlamak istiyorum sözlerime ve birtakım kendini bilmezlerin adına özür diliyorum o'nu üzdükleri için.
diğer adı ölümüne iyi niyet olan bir insanın bu türlü karalanmasını ne kabullenebiliyorum ne de sindirebiliyorum. yutkunamıyorum bile düşündükçe. türkiye cumhuriyeti skandalı bana göre, silinmez izler bırakan derin yarası, ayıbı. ne kadar saçma bir zihniyete sahip olduğunu büyüklerimizin(!) ispatıdır.
meyve veren ağacı taşlamadılar bu kez kestiler, yaktılar kendilerince. ama bilmezler ki çoktan filizlenmiştir o ağaç belki de en uçlarda, en kuraklarda, yeşertmeye başlamıştır havasız mekanları bile. dedim ya kendilerince bir çözüm... neyin çözümü sormak istiyorum cevap alamayacağımı bile bile, sorun mu var ki ortada? bir dünya güzelliğe karşı yapılan bu kıyım niye?
ben bir üniversite öğrencisiyken burs vermeyen devletin kredisini de protesto ederek başvurmadım. ben ve benim gibi olanlara el uzatmayı bırakın tüm hayatını vermeye hazır olan bu güzel insanlar haketmemişlerdir bu zulmü. sırf ben düşünmek istiyorum, gelişmek, insan olmak ve kendi ayaklarım üstünde durmak istiyorum diye üstelik. tüm bencilliğime rağmen. bir insan bir millettir düşüncesi yolunda koşar adımlar atarken köstek olmak neden? art niyet değil de nedir bu?
devlet denen şeye seslenmek istiyorum her ne kadar kulaklarına beton döktürmüş olsa da, senin yetişemediğin değil, yetişmediğin, uğruna bir şeyler yapmayı zerre kadar düşünmediğin genç, ileriye dönük, çağdaş görüşlü evlatlarına tabir-i caizse ekmek veren bunun da ötesinde emek veren, gönül veren, sağlam bireyler yetiştirmek adına her nefesini bağışlayan türkan saylanlardır.
türkiye'nin her bucağında mevcuttur bu yürekler ve birlikte atmaktadır. neye engel olabilirsin ya da mantıklı mı engel olmak? hatırlatmalıyım ki, atı alan üsküdar'ı çoktan geçti. tembel, iki kelimeyi yan yana getirip de kendi öz düşüncesini söyleyemeyen insanlarsa vatandaşın olmasını istediğin, durma yola devam et!
elbet birgün kara listeye aldığın bu en değerli insanlar senin bile karanı silmeye çalışacaklardır gözlerini bile kırpmadan. ne intikam peşinde olur bu insanlar ne de karaya bir fırça daha kara atma çabasında. çünkü insan da bizim insanımızdır, toprak da bizim toprağımız, hava da... hepimizin... bu sınırlar içerisinde nefes alan herkesin.
bir nevi turnusol. şu dinci tayfa dediklerimizin aslında ne kadar korkak ne kadar kin dolu olduklarını bir kez daha önümüze koyan bir turnusol.
bu ne korkaklıktır, ömrünün sayılı günlerini yaşıyan, vücudu iflas etmiş bir kadının tedavisine bile engel olabilecek kadar ne korkuttu bunları?
ve bu nasıl bir nefrettir? nasıl taşıyorsunuz, nasıl yaşıyorsunuz bu nefretle? bir insanın kanserine bile sevinebiliyorsunuz?
ha bir de meselenin hukuk ve adalet kısımları var ki, sizler onu zaten çoktan es geçmişsiniz. oysa ki bilmiyorsunuz, hukuk bir gün herkese lazım olacak.
"sokaktaki adam"ı varoş, lümpen, cahil, osurukkafa şeklinde lanse etmeye pek bi meyilli ortalama sözlük yazarları "türkan saylan'ın ev baskını" nevisinden gelişmelerde birden bire olaylara soğukkanlı bakmayı unutabiliyor. kendileri de birden o taşşak geçtiği, göbekli adamlara, bıyıklı kadınlara dönüşebiliyorlar.
türkan saylan'I öve öve bitiremeyen medyaya inanmamak daha doğrusu güvenmemek gerektiğini, iktidarla olan bir takım kavgalarından, patronlarının çıkar çelişmelerinden kaynaklı maksatlı yayınların yapılabileceğini benim gibi DiĞER BÜTÜN yazarLAR DA domuz gibi biliyor. bu bilme'ye rağmen hala egemenlerin dilini konuşmaktan geri durmuyorlar.
bugün türkan saylan'ı aklamak, ya da haksızlığa (gerçekten haksızlığa uğramış da olabilir ki ben başka bir şeyden bahsediyorum) uğradığını kanıtlamak için başvurduğunuz yayın organları daha bir ya da iki hafta öncesine kadar muhsin yazıcıoğlu'nu da göklere çıkarıp, sonra gökten zembille indirip yeniden göklere çıkarıyordu.
bu söylediklerim türkan saylan aleyhine yapılan düzeysiz, salt karalama amaçlı yapıldığı aşikar olan yayınlar için de geçerli bittabi. biraz temkinli, biraz daha vakur olmak lazımmış gibi geliyor bana sanki. yani ne çılgınlar gibi savunmaya, göklere çıkarmaya ne de hakkında atıp tutup, sabun köpüğü argümanlarla üzerine gitmeye gerek var.
imam hatip lisesi mezunları ile başörtüsü kullanan kızları burs kapsamına almayan ve bunları en başta ajan pravakatör olarak tescilleyen çydd başkanı. pkklılara ve pkk sempatizanlarına karşı gösterdiği hoşgörüyü başörtülü kızlarla imam hatip mezunlarına göstermememesindeki neden nedir acaba? böyle bir ayrımcılığın merkezi nasıl oluyor da bir anda rahibe terasa ilan ediliyor anlamak mümkün değil.