memleketimizde kadın-erkek ilişkilerinde yakalanmış kalitenin görülmesi hususunda oldukça açıklayıcı konudur.
malum; *m - g*t sahibi kim olacak meselesi.
*aşkı memnu, yaprak dökümü, binbir gece, canım ailem vs... oturup ''nedir ulan bunun mevzusu'' diye izlenildiğinde sabit bir şekilde hangi kadını kim becerecek sorunsalı ortaya çıkmakta; insanı kahreden gerçek resmen haykırmaktadır: herkes hakettiğini mutlaka yaşar.
komedisi, polisiye mevzulu olanı, dramı.. farklı sonların birleştiği nokta daima aynı. adet gelenek görenek yasak derken yüzyıllarca bastırılmış psikolojilerin beğenisi kaçınılmaz olarak bu oluyor. 'e ama bu dizilerden bazıları türk klasiği bıdı bıdı' şeklindeki künde girişimlerine 'ulan başka konusu olan türk klasiği mi yok, kasten bunlar seçiliyor' denecektir hali hazırda.
hal böyleyken oturup dışarıya bakıyor insan; onlarda durum nedir diye. elbette konusu bu olan diziler olmakla beraber odakları çok farklı olan diziler, yapımlar, şovlar...
bir amerikalı, arkadaşıyla konuşurken earl'ün karması için son yaptıklarına gülüyor; ben ise oğuz en son kimi s.kti, behlül ne zaman icraata geçecek bunları konuşabilirim. aliço seyhan'ı nasıl götürecek, halim seyhan'ın kardeşine mi akacak?
a b'ye aşıktır. ama b'nin ailesi b'nin c ile evlenmesini amaçlamaktadır. c zengindir. d ise a'nın üzerinden c'ye ulaşmayı çalışan ve onun nikahına geçmeye çalışan fetten aşiftedir.
alabilğine entrikalı olmaya başlayan konulardır. aile dizisi diye izlenen dizilerde bile herkez birbirinin bacısına, anasına, kocasına sulanmaktadır. haliyle 'biz bu muyuz?' diye soruyoruz.
fakir ama gururlu bir ailenin içinde bulunduğu mali, iktisadi, ticari, sosyal kriz durumunu şöhret anahtarıyla açıp tersine çevirme gayreti ve merakı. mutlaka bu modelde bir kız bulunur. meraktan sonraki süreci allah kimsenin başına vermesin.