ne yaratıcı eğlence programlar vardır , ne de insanları bilgilendiren programlar , saçma sapan , insanları sömürüp üzerlerinden para kazanma amacı taşıyan sabah programları , yurtdışından formatı alınmış programlar ve para kazanıldığı görülünce bıktırıncaya kadar uzatılan diziler.
bir kesit,
sayın duygusal terminatörümüz Doğuş asansörde kalır. Tabii ki gazeteciler çıkıştadır. Doğuş güç bela kurtarılır. Gazetcinin sorusu televizyonumuzun geldiği noktayı özetler.
"bir daha asansöre binecek misiniz?"
tiyatro ve oyuncuları ne zaman televizyona parasal bi' güdü sebebiyle dahil oldu; iş gerçekten vahim bir duruma geldi.
dikkat ediyorum, konservatuar sınavlarına girmek isteyen gençlerin bile amacı tiyatro değil, eğitimlerini tamamlayıp bir an önce televizyon ve sinemaya dahil olmak.
neden peki diye sesler duyuyorum?
cevap gerçekten açık; para.
türk televizyonculuğu reyting üzerine kuruludur.
dolayısıyla içinde bulunduğu halin tek sorumlusu ve aynası türk toplumudur.
bir toplumun medyası onun aynasıdır.
ya onlar bizi benzetiyor, ya biz onları.
sonuçta birbirimize benziyoruz.