osmanlı nın da son dönemlerinde " Türk " olmak utanılacak birşeymiş gibi gösterildi. kurtuluş döneminde mustafa kemal atatürk halkımıza kendilerinin ne kadar değerli bir millet olduğunu tekrar öğretti. ilk başlarda arkasından giden çok azdı. zaten kendisine de intihar ediyor gözüyle bakılıyordu. fakat mustafa kemal atatürk hiçbir zaman milletinin asilliğinden, gücünden ve yapabileceklerinden şüphe etmedi. sonuç olarak ne oldu? türk milleti kendine geldi ve tüm imkansızlıklara rağmen itilaf devletlerine ve daha arkamızdan vuran birçok devlete karşı mücadele edip kazanmayı başardı. ( arkamızdan vuranlardan biri de türk halkı bağımsızlık savaşı verirken meydanı boş bulup kadınları, çocukları katleden ermenilerdir. )
ve bugün....
tekrar o döneme geri döndük. Ne diyelim bir atatürk daha lazım.
osmanlı'nın son dönemlerinde 2 türk askeri bulgar komutanları soylarına küfrettiği için çekip alnında vurmuştular da o gavuru, iadam edilmişlerdi. osmanlının son dönemleri, evet... o karanlık, umutsuzluğun en zifiri zamanı. türk için yok olmakla var olmak arasında bir gidiş-geliş zamanı...
efendiler! ne oldu o zaman? bir kıraathaneye giren yaşlı adam demişti ki 'kim savaşır cephede, kim ölür?' çünkü cephede savaşan da, ölen de türktür, ganimeti alıp safa süren rumdur, ermenidir, bulgardır. 'içimizi kararttın ey koca türk' derler ona, koca türk der: 'kararacaksa zamanı şimdidir oğul'.
bunlar da geçer dostlar. tüm dünya türk düşmanı olmuş, türk türke düşman olmuş. afrikanın kapkara zencisi fransızca konuşur da kimse fransız'a sormaz bu adamlara ne yaptın diye? açlıktan ölen milyonlara bir lokma ekmeği çok gören fransız'a kimse bir şey demez, 3-5 milyonu katleder de kimse ona 'yaptın' diyemez. gel gör ki 100-150 kürt haksız yere öldü diye türk'e edilmeyen hakaret kalmaz. oysa kürt benim hastahanemde sırtüstü yatıp ilacını içer, yemeğini yer 3 öğün, iyileşince izlediği televizyonu da sarar bir battaniyeye alır gider evine ve açar roj tv izler. türk'e söver, elinden gelse bir bardak suda boğar, 'geber' diye bağırır. türk 'din kardeşidir'der, halepçeden çeker alır, bağrına basar.
dünümüz odur, bu günümüz budur, yarınımız nicedir dostlar?
ama zanneder misin ki türk uyuyor? türk uyanık, zamanını bekliyor.
osmanlı türkleri' nin mustafa kemal' de bulduğu önder, ne yazık ki rusya türklerine nasip olmadı. * 1920' lerin sonlarında söylenmiş bu sözün ışığında günümüze baktığımızda açıkça görülüyor ki, türkiye cumhuriyeti sınırları dahilinde yaşayan pek çok insan ne yazık ki o önderin işaret ettiği vatandaşlık bilincinden, hedeflerinden zerre nasiplenememiş. nasiplenmeyi geçelim, bu toprakları vatan yapan değerlere alçakça saldırmakta beis görmemeleri, taa eskilerden kalma bir değil, pek çok kuyruk acıları olduğunun açıkça ispatıdır.
hümanizm, insan hakları, avrupa birliği uyum süreci gibi kılıfına uydurulmuş vıcık vıcık gerekçelerle her türlü ayrılıkçı etnik faaliyete sessiz kalan, cesaretlendiren hükümet artık yavaş yavaş; başların ayak, ayakların baş olduğunun en açık göstergesidir.
ne kadar suç olsa da bu ülkede insanlar türklükleriyle gurur duyuyorlar. bence bubile çok güzel bir olay. bu ülkede türküm diyen bütün insanların gözlerinden öpüyorum.
atatürk'ün en büyük hatasıdır aslında bu. hatta tek hatasıdır. o hata şudur. bu ülkeyi gerçek sahiplerine vermeli onun öz malı yapmalıydı. yani türkiye türkiyelilerin değil türklerin olmalıydı.
cennet mekan esat bozkurt'un sözleri, diğer türkçülerin sözleri toz oldu gitti. tek bildiği yan gelip yatmak olup, herşeyi devletten bekleyenler ayrıcalık üstüne ayrıcalık alıyor. nerede ise bu ülkenin gerçek sahibi olan türklerden daha büyük avantaj elde edecekler.
zaten yıllardır bu böyle. elektrik, su beleş kullanıp, vergi vermeyenler, kollarında bileziklerle hastaneye gidip yeşil kart kullananlarda bunlar.
en son bu yumruklu protesto olayında da gördük bunu. acaba ismail'in cezası ne olacak. merakla bekliyoruz. devletin kolluk güçlerine mermi sıkıp anında serbest bırakılanları düşündüğümüzde aslında pek bişi olmaması gerekir diye düşünmekteyim.
vatanını sevenin ırkçı damgası yediği, vatanı bölmek isteyenlerin istediklerini söylediği ve yaptığı bir ülkeyse artık türkiye; doğru bir önermedir. bu gidişe bir dur denmelidir. hala geç değil.
demokratik açılım, ya da bilinen adıyla kürt açılımı safsatasıyla birlikte ortaya çıkan gerçek...
gazeteleri okuyordum az evvel, habertürk gazetesi'nin manşetine daldım uzun uzun...
"türkiye'ye yapılan saldırı"
kanım dondu...
yaşadığımız ülkeyi düşündüm, sormak istedim yakınımdakilere, nasıl böyle bir küstahlık yapılabilirdi.
neydi insanları buna iten?
sanki ahmet türk bu ülkenin yetiştirdiği en nadide insan.
sanki ahmet türk her gelen şehit haberine feryat figan ağlayan insan...
bir grup terör örgütü sempatizanı, altlarında bu memleketin insanlarının dişinden tırnağından arttırarak verdikleri vergilerle kendilerine tahsis edilen kırmızı plakalı lüks araçlarla samsun'a provakasyona gidiyor, galeyana gelen türk insanını temsilen bir genç çıkıp hissiyatını fiiliyata döküyor, tüm medyanın bir anda hedefi haline geliyor.
ah ismail...
sen neymişsin meğer?
ismail şu anda cezaevinde. ama haburdan davul zurna ile geçenler, bu ülkenin hukuk kurallarını çiğneyerek ifade verenler ve alanlar serbest.
terör örgütü sempatizanları serbest...
teröristbaşı ceza yatıyor sözümona, çıkacağı günü dahi bilerek yatıyor, kitap okuyor...
polise taş atanlar serbest,
muş'ta esnafı kepenk kapatmaya zorlayanlar serbest, kepenk kapatmaya hayır diyen vatansever cezaevinde...
ülkenin başbakanı, cumhurbaşkanı, meclis başkanı kınıyor saldırıyı,
gazeteler kınıyor,
ismail'e "saldırgan" diyorlar...
taksim'de bir grup gösteri yapıyor, saldırıyı kınıyor,
hakkaride saldırıyı kınamak için polis taşlanıyor, iki polis yaralı...
ismail ifadesinde "pişman" olduğunu söylüyor...
iş işten geçmiş meğerse değil mi ismail?
türkiye,
o canımızdan çok sevdiğimiz türkiye türklerin olmaktan çıkmış meğerse,
ismail'in pişmanlık duyduğu bu olsa gerek...
ismail çelik 27 yaşında ve "sayın abdullah öcalan" diyen bir terör örgütü yandaşına yumruk attığı için cezaevinde...
ismail türk olmanın suç olduğunun farkında artık.
habertürk gazetesi en çok okunan gazetelerden biri,
hürriyet, milliyet, zaman, akşam, sabah, vatan...hepsi çok okunuyor ve hepsi türkiye'nin önemli patronlarının sahip olduğu gazeteler.
hepsi yarın bir gün ahmet türk'e yapılan saldırıyı en itinalı şekilde kınadıkları için karşılığını fazlasıyla alacaklar...
siz de türk olmanın suç olduğunun farkında mısınız?
yoksa,
eline iliştirilen pankartları pervasızca sallandırıp "hepimiz hrant'ız, hepimiz ahmet türk'üz" diye slogan atacaklardan mı?
türkiye cumhuriyetinde türklük, türk olmak bu kadar aşağılanmamalı, gidecek başka vatanımız yok. ama vatanı satanları sürebileceğimiz birçok ülke var.
ismail çelik içeride, şehitlerimiz toprak altında...
ahmet türk'ten özür dileniliyor, apo serbest kalmaya hazırlanıyor.
bu gün bunlara tepki göstermezsek, önlerinde set olmazsak yarın öbürgün hazırlıklı olun,