19.yy ın başında asrileşme ile başlayan batı medeniyetine karşı aşağılık kompleksi, maalesef doğu medeniyetlerinin üzerine bir ölü toprağı serpmiştir. bu ölü toprağına ilk eklemeleri, tanzimat modernleşmesi yapmış bundan sonra çöküntü hemen her yerde "yenilik" adı altında muhtelif amiller ve cereyanlarla türk-islam kültürünün hemen hemen her noktasına nüfuz etmeye çalışmışsa da, bu teceddüd dalgası ilk kez abdülhamid han'ın surları önünde gerilemiştir. sultan abdülhamid yakın tarihimizde başa gelen en büyük yönetici, yenilikçi ve zeki bir devlet adamlarından biriydi. onun hal'i ile başa geçen ittihat ve terakki 10 yılda koca imparatorluğu tüketmiştir.
bir zaman geldi işgale uğrayan ülke kendi içerisinden bir kahraman ve gazi yetiştirdi. bıçak kemiğe dayanınca halkımız üzerindeki ölü toprağını atıp kuvayi milliye adıyla mustafa kemal önderliğinde kurtuluşa ermiş ancak geçmişimize ihanetimiz tek parti iktidarı yıllarında devam edip gitmiş, ölü toprağı yeniden üzerimize serpilmeye başlanmıştı.
özellikle 68 ve 80 yılları arasında birbirinin boğazına sarılıp, sen sol ben sağ deyip kendi kardeşini vuracak kadar zillete düşen genç nesil yıllarca hep izmlerin ideolojilerin karanlıklarını taşıyan sloganların etrafında hayal görmeye devam etti.
yeni dünya düzeni ile artık dünya gerçekten değişti. milletimize asırlarca her koldan taarruz eden vahşi emperyalizm artık bizde çözülemeyen tek değerin aile olduğunu farketti. türk milleti'nin elinde kalan bir avuç mukaddesatından biri ailedir. ve asırlarca her türlü tacize karşı ayakta durabilmiş en kuvvetli istihkamlardan biridir. istihkam da ne kelime o zırhlarla çevrili yuvamızdır.
bu yeni dünya düzeni(!) adı verdikleri kaosu kozmoza çevirmek için, doğu'nun en cengaver savaşçısı türkler olarak bizlere çok büyük görevler düştüğünü unutmak üzereyiz. ölü toprağı ile kan uykusu birleşirse ne hisar kalır ne sur. tüm istihkamlarımız çöker. bu millet silkinip ne zaman kendine gelecek ne zaman anlayacak kendisinin bir zamanlar "ordu-milletlerin en çok döğüşen en sarpı" olduğunu? biz treni çoktan kaçırdık mı yoksa? ölü toprağı ağızımızdan burnumuzdan vücudumuza mı girmeye başladı? işte bu soruların cevabının bile ne zaman verileceği bir muğlaklıkta gizli.
yine de ülkeme ve insanlarımıza karşı duyduğum güven devam etmekte.
türkler öyle değişik bir millet ki tarihte hiçbir zaman orta sınıf olarak yaşamamıştır ya dibe ya da tavana vurmuşlardır."ya lider oluruz ya da işlerden elimizi etigimizi çeker arkaplandan olayları takip ederiz" zihniyeti vardır.ornegin turkiye asla bir isviçre olamaz , hollanda olamaz , avustralya olamaz , belçika olamaz ama geçmişle övünmenin milletlere hiç bir yararı olmadıgını anlayıp atılım yapmaya başlarsa pekala amerika olabilir pekala japonya olabilir pekala fransa olabilir.
modernleşme gelişen dünya da insanlar için kaçınılmaz bir sondur.hele ki üretmekten daha çok tüketmeyi seven türk milleti için bulunmaz hint kumaşıdır.belki avrupa oryantalizm akımıyla doğuyu etkilemek istemektedir ancak türklerin kanında bulunan modern yasam , armut piş ağzıma düş huyları türkleri avrupa'ya çeken en büyük etkendir.bu ; çok güzel akrobasi yapan sirki izleyen seyircilere benzer.herkes o hareketleri yapmak ister , nasıl yapıldıgını ogrenmek ister hele ki akrobasiyi yapanlar izleyicilerle bütünleşirse onlara bu işi öğretmek kaydıyla her istedigini yaptırabilir.burda önemli olan 'ne öğrenilmek isteniyorsa onu öğrenmek'tir.bu ornegi her kültürün birbirine aktıgı dünya da uygulamak gerçekten zordur.avrupa bize teknoloji paketi uzatmaktadır , içinde ; rahat yaşam , konfor , sağlık , afetlere karşı önlem , çevre kirliligini engelleyici yöntemler bulunur.dışardan bakıldıgında pek iyidir , pek güzeldir.bunları üretemeyen türkler mecburen bu paketleri alırken altlarında gizli olan ; aile yaşamını bozucu , sevgi saygı duygularını hiçe sayan , psikolojiyi bozan , madde bağımlısı yapan , insanı duygusuzlaştıran yöntemleride içine alır.
ataturk muassır medeniyetler seviyesi derken avrupa'yı türkiye'ye getiren bir yapı degil türkiye'yi üreten ve çalışan bir ülke olarak muassır medeniyetler seviyesine götüren bir yapıyı kastetmiştir.türk milleti'nin üzerindeki ölü toprak , ölülerden fayda olmadıgını anladıgı zaman kalkacaktır ve öncülügünü , yönünü tarihten gelen "yönetme" iç güdüsünün yaptıgı devasa sarmaşıklar alacaktır.
türk milletinin en büyük özelliklerinden birisinin yumurta göte dayandığına harekete geçmesi olan düşüncemi ispatlayan başlık. fakat bu tarzı sürdüren yok bizden adam olmaz repliklerinden de nefret ederim ki bunlar tamamen aşağılık kompleksinden kaynaklanır. oysa türk milleti harekete geçti mi -allah korusun- onu durdurabilecek herhangi bir şeyin olduğuna inanmıyorum.