türk filmlerinde tecavüzün gerçek anlamda tecavüz sayılmayacağı ya da bir holivud standartlarına asla yetişemeyeceği kanaatindeyim. bunun nedeni türk filmlerindeki mağdur karakterlerin başına geleceklere oranla aşırı tepki vermelerinden ve tecavüzcünün hot spot'lara ilgi göstermeden direk boyun ve gerdan bölgesine saldırmasıdır elbette. bunun da nedeni sinema endüstrimizde tecavüz maduru rolünü iyi oynayacak cesur ve çekici hanım kızlara yeterli ödeme yapılmamasıdır. bunun nedeni ise her ne şartlarda olursa olsun halkın etik değerlerini vücudu erik gibi kuruyana kadar korumaya çalışması ve mazbut, muhafazakar kimliğinden kurtulamamasıdır. bu sebepledir ki, bırakın bir erkeğin bayanı köşeye sıkıştırıp eteğini sıyırması ve kıyma makinesinden çıkan kıymayı avuçlar gibi kalçaları avuçlamasını, standartların üstünde dudak dudağa öpüşme bile bir diziye reyting rekorları kırdırabiliyor, bir anlık fantezileri karşılayabiliyor. böyle bir nedensellik var artık..
sevişme sahnelerine kıyasla daha fazla edep içerdiği var sayılır. sevişme sahnelerinin onuncu saniyesinde kameranın yöneldiği şömine, mum, abajur bu sahnelerde görülmez. uzun uzadıya işlenir konu. mağdurun yerine kendimizi koymamız açısından uzatıldığını düşündürür. öte yandan nihat genç biz tecavüz sahnelerine bakıp 31 çeken bir milletin efradıyız der ki o da yapanların hayvanlığıdır.
kınalı yapıncak filminde gördüğümüz dilsiz bir genç kıza sarhoş bir adamın ettiği tecavüzdür. hüzünlüdür; tecavüz nasıl hüzünlü olur a dallama diyen arkadaşlar durun bir açıklayayım; bu dilsiz kızımız annesini ve babasını bir kazada kaybetmiştir ve bu yüzden kaybetmiştir konuşma yeteneğini, ve üstüne üstlük geldiği evde aşık olduğu genç tarafından uğramıştır tecavüze, hem de bir leğende banyo yaparken. sevdiği adamın tecavüzüne uğrayan bir kız. hüzünlüden öte aslında.