beni çıldırtan, sinirlerimin zıplamasını sağlayan başlıca sebeplerden birisidir bu dizi sektörüne dair. başlarsın bir diziye hikaye bu defa orjinal diyerekten, ulan 10 bölüm sonra bir bakarsın başroldeki erkek/ kadın hafızasını kaybetmiş. hay skeyim ben sizin yaratcılığınızı ulan! bu mudur lan türk dizi sektörünün geldiği nokta? bu klişeyi ilk türk sinema filminde dahi görmeniz mümkündür ki aradan o kadar sene geçmiş hala kullanıyorsunuz utanıp sıkılmadan.
kişiyi hafıza kaybına götüren sebeplerde yarak kürek şeyler.ç e tabi gerçek sebeğleri kullanıp bitirdiler, orjinal olmak adına mal malak sebepler üretiyorlar artık. adam arabadan çıkarken kafasını vuruyor, küüt gitti hafıza! kadını bacağından vuruyorlar, hastanede ayılınca hiçbir şey hatırlamıyor. izleyiciyi iyiden iyiye aşağılıyorlar sonra da millet neden türk dizilerini izlemiyor diye yakınıyorlar! ulan elin yaptıklarına bir bakın. bakın hele bir (otoriter tavrım gereği tekrarladım). kaç kişi kaybetmiş hafızasını ya da kaç kişi kör olmuş? ya yaaa, gördünüz di mi? hiç. biz izleyicileri karşınıza almayın, pişman olursunuz. akıllı olun akıllı!
çılgınlar gibi dans edilir, içkiler yudumlanır, şişe dipleri görülür. gecenin ilerleyen saatlerinde eleman işe koyulur ve üç beş sahne ile sevişme sahnesi geçiştirilir. ertesi gün kızın bekareti kalmamıştır. hiçbir şey hatırlamaz. fakat zengin eleman hiç oralı değil. "çekil lan yolumdan şıllık." der ve züppeliğin verdiği zampara hayatına
geri döner. intikam çanları çalar. kız babasının beylik tabancasıyla evi basar. ilk önce tereddür eder ama basar kurşunu dalağına dalağına. malum hapis.