su götürmez gerçeklik...
türkçülük adı da verilen ilkel ve gayriinsani fikriyata iman etmiş erkek popülasyonun genellikle birbirleriyle muhabbet etmeyi, birbirleriyle takılmayı, birbirlerini popohlamayı sevmesi ve birbirlerine ilgi duymasıdır. zira hiçbir dişi bu apış arası kokan, gayrimedeni muhabbetlere dahil olmak istememektedir. temennimiz odur ki; tez elden evrileler...
ilginç bir tespittir. zira sokaklarımız anlaşılamayan bir dille bağıra bağıra konuşan, yerlere tüküren en az 9 ar kişilik gezen "türkçü" gruplardan geçilmemektedir.
sevgilisi olanlar sadece kürt mü diye soru sormama sebep olan tespittir.
ulan bu dışarıda gördüğümüz elele tutuşan türklerin(bizim) bu tespitte niye yer almıyor?
yılmaz odabaşı ne derdi: herkesin bir feridesi vardır.
bunların neyi var arkadaş?
Türk kadını Türkçü fikriyatta önemli bir yere sahiptir. Onu ideoloji malzemesi yapmaz ulu orta yerlerde! Fikriyatı için yürüyüş yapacaksa eylem yapacaksa kadınları öne sürüp arkadan taş atıp etek altına saklanmaz. Türk Kadını yücedir değerlidir Türkçü için.
Tabi her eylemde kadınları ve çocukları öne süren ahlaksız puştlar pek anlamaz böyle şeylerden.
