kimsenin inancına, istediği gibi giyinmesine lafımız yok. olamazda...
neredeyse son yirmi yılımız ''türbanıma özgürlük'' nidalarını dinlemekle geçti. hatta bugün tüm kurumların bir nevi tasfiyesi, ele geçirilmesi, bazı insanların ergenekoncu...diye içerde olmasının tek sebebi bu mevzu. tüm eğitim kurumlarından, ordudan, yargıdan bu konunun intikamı alınıyor. burası net.
fakat bugün bu özgürlüklerine kavuşan türbanlı kardeşlerimizin birçoğu bizleri hayrete düşüren bir tavır içerisinde. sokakta, işte, okullarda rastladığımız birçok türbanlı kadın örtünmeyen birçok kadından daha dikkat çekici kıyafetler içerisinde arz-ı endam ediyor. ciddi manada makyaj yapıyor, trendin ve modanın kölesi oluyor.
tevazuyu emreden bir dinin mensupları son model jiplerle, en çekici kıyafetlerle gözümüze çarpıyor. kimsenin malında mülkünde gözümüz yok. ancak yıllarca amerika ve batının gerçeklerine, kapitalist sisteme karşı bir duruş sergileyeceksin, sonra tuzun kuruduğunda kapitalistin ağa babası olacaksın. örtünmenin gerekliliğini savunacaksın sonra da o taktığın türbanın hakkını vermeyecek, bir ucube gibi ortalıkta dolanıcaksın. sonra da şu deyimi hakedeceksin.
kimsenin sorgulama haddi olmayan kadındır. yeri geldi mi hümanist pofidiklerden olur, karetta karettalara, cinsel yönelimi farklı olan insanların haklarına avukatlık edersiniz ama konu türban oldu mu, size giren çıkanın haddi hesabı yok nedense. ilkesizliğin bu kadarına pes!
Türbanın altına giydikleriyle ( ya da giymedikleriyle ), hal ve hareketleriyle örneği bolca bulunan kadındır. Allahtan sıkı sıkı kapatıyorlar yalnız saçlarını, metroda, otobüste saç teli görüp boşalanlar var. Haşa.
