bir ateist olarak tam katılmadığım 'gerçek'. zira cemaatler (aslında tarikatlar da dahil) bir çeşit toplumsal dayanışma araçları. üstelik ciddi bir islami entelektüel birikimi de barındırıyorlar.
lakin, burada iki önemli sorun var:
1) bazı cemaatlerin, makul seviyedeki dayanışma/yardımlaşma işini örgütlü adam kayırma seviyesine getirdiklerine dair ciddi şüpheler var. Bu durum elbette ülkeye zarar verir zira niteliksiz, haketmeyen insanlar sırf bir cemaat mensubu diye yükselirken, ülkenin daha nitelikli elemanları bu işten mahrum olur.
2) yine başka bazı tarikatlar, açıkça, islam'ın insan haklarına aykırı yorumlarını yapmakta, cemaat içerisinde bireylerin kişisel haklarını ihlal etmektedir. ÜStelik hakkı ihlal edilen kişi de tarikat içinde doğup büyüdüğünden, çoğu kez bu durum karşılıklı kabule dayanmaktadır. bu durumlarda devletin müdahalesi ve bireyin özgürlüğünden yana bir mücadeleye girmesi şarttır. Tabii müdahale derken, bunun da makul ölçüleri var. Adamlar direk birisini doğramıyor, 5 yaşında kızları 60 yaşında adamlarla evlendirmiyorsa, tekkesini basıp adamları yaka paça hapse atmanın manası yok. O bölgede devletin kuran kurslarını yaygınlaştırır, müftülük eliyle daha 'makul' islam yorumlarını yaymaya çalışırsın olur biter. sonuçta amaç, bir insan hakkı ihlalini engellerken başka ihlallere yol açmamak, geride intikam hırsıyla bilenen insanlar bırakmamak olmalı.
atamızın zamanında pek iyi tespit ettiği gerçektir:
"Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır."
gün gelecek, yobazların önde gidenleri bile atamızın kıymetini anlayacak. hiç şüpheniz olmasın...
Cemaat cem kökünden gelir. Birlik, beraberlik anlamı taşır. Birliğin beraberliğin olduğu yerde de zarar değil yarar olur. Tabi müslümanların birlik olması herkesin işine gelmiyor o ayrı. Ortadoğu’nun karışıklığına bakarsak nasıl bölünmeye çalışıldığımızı ve bunda da başarılı olduklarını görüyoruz. Sonumuz hayrolsun.
hepsini palazlandıran AKP iktidarının 17 yıllık devr-i saltanatı boyunca ülkeye verdiği büyük zararlardan sadece biri.
akp laiklik ilkesini aşındırdı aşındırdı ve giderek kağıt üzerinde kalmış bir fanteziye dönüştürdü.
insanların bir sınıfa ve bir ülkeye değil bir ümmete ve şeyhe ait olduğu düşüncesiyle hareket edip semiren bu kanserli yapılar da yıllar yılı aldı yürüdü.
bunlara 'sivil toplum kuruluşları' gözüyle bakan, bunlardan nemalanan, bunlara seyirci kalan, bunları gördüğü halde gericilikle mücadelenin önemini yadsıyan herkes, her parti, her kurum ve kuruluş bundan sorumludur. elbette başta akp suçludur.
artık herkes aklını başına almalı. laikliğin en çok sıradan vatandaşlar için gerekli olduğunu görmeli ve bu kanserli yapıların tasfiyesinin gerektiğini kavramalı.