ülkemizde zihniyet acısından dogu ve guneydogu anadolu bolgelerinde gorulen fakat uygulanması acısından bütün türkiye yi kapsayan 21.yüzyılda belkide türkiye nin hic durmayan,devamlı kanayan yarası..bir nevi geri kalmı$lıgın gostergesi..avrupa birligi yolunda adım adım ilerleyen ülkemizde bu tür ortacag du$uncelerinin halen barınması,uygulanması dahi durumun vahimligini en acık $ekilde gozler onune sermektedir..ulkede ya$amakta olan belirli bir kesim kız cocugu okutulmamaktadır.
evlenme cagına gelmi$ genc kızların -ki bunların ya$ı kesinlike evlenme cagında degildir- secme hakkı elinden alımı$tır..evlenirken kız babası kimi daha uygun gorurse onunla evlenecektir..kati suretle kıza senin fikrin nedir diye sorulmaz..buda sürekli yanan bir ate$e bir odun daha atarak ate$i dahada koruklemek demektir..
günümüzde dogu ve guneydogu de i$ler ne yazık ki feodal bir sistem dahilinde yürür..agalık,derebeylik sistemi vardır..
bolgede kadınlara,genc kızlara kullanılacak bir e$ya gibi bakılması,her $ekilde acizligin gostergesi olup,her turlu ozgurluk kadının elinden alınmı$tır..
yine guneydogu da bir turlu aydınlanamayan insanın zihniyetinin sahip oldugu tore ve namus algısından dolayı son gunlerde intihar olaylarıda artmı$tır..yorede ya$ayan kadınlar,genc kızlar öldürüleceklerini bildiklerinden bu hakkı kimseye vermemek icin "intihar" yolunu secmi$lerdir..oysa ki kimsenin insanın canını alma gibi bir hakkı bulunmamaktadır..
tore ve namus cinayetleri basındada yer bulmakta fakat yeterli hassasiyeti ve tepkiyi kamuoyundan gorememektedir..
(bkz: guldunya toren) (bkz: yasemin cetin)
toreye kurban giden,namus olgusuna yenik du$en iki genc kızdır..bir sembol,bir imgedir..
gorunen üzere bu isimler bugun guldunya olur,yarın yasemin olu,ondan sonraki gun fatma,ayse diye devam eder....degi$en hic bir $ey yok..zihniyet aynı,sadece isimler farklı..turkiye nin cagda$,modern bir ulke olması yolunda,sürekli kanayan bu yaranın iyile$tirilmesi artık kacınılmazdır..ve ülke olarak turkiye bu yarayı sarmak,bu zihniyeti öldürmek zorundadır..
ilkellik,sefalet ve kültürsüzlüğün bileşimiyle oluşan,feodal sistem tarafından beslenen ve kökleri doğmatik boş inançlara dayanan cinayetlerdir.ülkemizde,gelişimine izin verilmeyen bölgelerde ve bu bölgelerden büyük kentlere,belli semtlere göç eden insanlar arasında görülür.töre cinayetleri toplumun yarasıdır ve bu ülkede hiç bir hükümet ciddi sayıda aydınlanmış vatandaş istemediğinden olsa gerek "toprak ağa" larına pek bulaşmadıklarından,kapanmasının da imkansız gibi göründüğü bir yaradır.
töre ve namus cinayetleri ni kabaca inceler ve düşünürsek; baş rolün kadın, azmeden kahramanınsa erkek olduğunu görebiliriz! sürekli kadınlar üzerine kurulan bu sistem neden erkeği es geçiyor? ölen neden sürekli kadın oluyor? bunların yanıtını ben veremem. o kültüre o yöreye ait değilim. iyi tamam da devlet adamları, sosyologlar, psikologlar neden her seferinde buna toplumsal olarak yaklaşmak yerine bireysel bir olaymış gibi inceliyorlar anlayamıyorum. neden olayın yaşandığı çevre bütünüyle algılanmaya çalışılmıyor. burada bir kasıt mı var acaba? olayı çevresel olarak algılamaya başlarsak bir şeyleri değiştirmek zorunda olacağımız gerçeği mi bizi durduruyor. bizi dediysem ilgili kişileri. sen ben ne yapabiliriz ki. anca burada vah vahh çok yazık bilmem ne deriz. iki gün sonra da unuturuz. neden devlet de unutmayı tercih ediyor ben bunu anlamıyorum.
üstelik şimdi birde yasada bir oynama söz konusu. yasaya göre töre cinayetleri diye adlandırdığı için namus cinayetleri bu kapsama alınmıyor. peki bu ne demek? ''uygunsuz tavırlarıyla ailesinin namusunu kirlettiği iddia edilen kadın üyeye, geniş aile meclisi denen akrabaların verdiği ölüm cezası''nı içerir. ayrıca ölüm kararı aile tarafından alınması, suçun yine aileden birine işlettirilmesi ve törelere göre meşru sayılmayan bir davranış nedeniyle gerçekleştirilmesi gerekir. bu da dar alanda kısa paslaşmalarla müebbet hapisten yırtmak anlamını taşır. nasıl mı? çok basit bir örnekle açıklayayım: ölüm emrini aldıktan sonra aileden olmayan birine öldürtürseniz ömür boyu hüküm giymezsiniz. ne azmeden ne de azmettiren. hem bu dar kapsamlı kanun yüzünden kıskançlık, aşk, tutku, gibi sebeplerden ötürü işlenen cinayetçiler de müebbetten kurtulur. hem sadece doğuya mal etmeyelim avrupa ülkelerinde de böyle cinayetler işleniyor diyorsunuz hem de kanunlarınızı ona göre düzenlemiyorsunuz. bu ne biçim kadın hakları, bu ne biçim yasa!