her yerde aynı şeyi söyler, her daim belli konuları vardır ve hep aynı yorumu yapar, düşündüğünü, ürettiğini zanneder ama bir arpa boyu bile yol gidemez. üstüne üstlük bu türden etrafımızda o kadar çok ki, öylece kalakalıp saçmalıklarını izliyoruz.
napalım onlarda bu vatanın birer evladı ama bazen sınırları aşıyorlar. kendinizi azcık bile olsa gelistirin ya, dünden bugüne hiç mi değişmez insan? *
biri de benim. aslında insanların ne düşüneceklerini hesaplayarak, insanlara 5-6 hamle sonrasını hesaplayıp oynayarak çok zevk aldığım doğrudur. ama bir süredir yapmıyorum. çünkü yapamıyorum. sanırım sıkıldım. ben sıkıldığım herhangi bir şeyi yapamıyorum. istesem de.
at gözlükleri vardır. empati duyguları gelişmemiş olduğundan ( az okumaktan kaynaklıdır) olaylara, insanlara önyargılarından kurtulup bakamazlar. onlar için siyah ve beyaz vardır. gri ihtimali akıllarına gelmez.
gecen gün arkadaşla dolaşıyoruz. aynen şunu dedik:
-ya kanka biz niye bir araya geldiğimizde edebiyat, sanat, bilim konuşamıyoruz mk. sürekli spor, siyaset konuşuyoruz.
En bariz özelliği sorgulayabilme yetisi eksikliği olan insan şekli.
Aynı zamanda kendisine aktarılandan sadece anlamak istediğini anlayabilmek, "doğrular içerisinde yanlışlar" ya da "yanlışlar içerisinde doğrular" gibi bir ihtimalin olabilirliğine akıl erdirememek, kişi ve olayları tamamen beyaz ya da siyah değerlendirmek ve grinin farklı tonlarının da olabileceği gerçeğini görmezden gelmek, saplantı ve önyargı sığ insanların belli başlı özelliklerindendir.
Önyargı, aslında insan zihninin dış dünyayı işlemesi ve anlamlandırması sonucu oluşturduğu ve her insanda farklı şekillerde bulunan bir üründür. Fakat önyargıların, insan bakış açısını daraltması; ne derece hayatının önemli bir parçası haline getirdiğiyle alakalı.
"Ben öyle bir şey görüp duymadıysam öyle bir şey yoktur." Zihniyetine sahip olmak ise, sığ insan kimliğinin bürünebileceği en üst şekillerden biridir.