hayattan nefret ettirendir. şöyle ki :
öğle vakti yemeğinizi yemişsinizdir, ve haliyle ihtiyacınızı gidermek için binadaki alaturka tuvaletlerin birine girmiş ve ihtiyacınızı gidermeye başlamışsınız. herşey güzel giderken birdenbire arka cebinizde bir kayma bir okşanma gibi dürtümsü bir duygu hissedersiniz. tam ne oldu diye arka cebinizi yoklarken cüzdanınızın yerinde olmadığını anlarsınız ve jeton düşer.
bundan sonrası daha trajikomiktir çünkü kafaya koymuşsunuzdur o cüzdanı oradan almayı. sağdan soldan hüseyin abilere, tanıdık tanımadık herkese durumu izah edersiniz. karşıdaki önce trollce bir gülümsemeyle sizi rezil eder ve sonra uzunca bir sopa verir bununla çıkar diye. o sırada tuvalette bulunan herkese rezil olmak da cabası. ondan sonrası en iğrencidir. cüzdan bir şekilde sopayla falan çıkar ama boklu moklu o cüzdanıbir daha nasıl kullancam sorunsalı içinizden çıkmaz. neyse sonra cüzdanı atarsınız ve içindeki bok kokulu kimliğinizi, banka kartlarınızı, ehliyetinizi, en sevdiğiniz arkadaşlarınızın fotoğraflarını bok kokusuyla birleştirip yeni cüzdanınıza koyarsınız ve kimliğe her dokunduğunuzda aklınıza bu sahne gelir ve bir kez daha iğrenmenin sınırlarını zorlarsınız.
bazılarında telefonu deliğe düşürme gibi bir sorunsal da olabiliyor tabi. bu durumda yapacak bişey yok telefon bozulur takozsa üzülmezsiniz fazla nasıl olsa yenisini alcaktım der çıkar gidersiniz amaa telefon iyi bişeyse:
( bkz: sıçarken iphone 5ini tuvalete düşüren adamın ızdırabı )