içeriği gayet faydalıdır...din-bilim paralelliği,geleneksel hikmet ve erdem algılayışıyla modern dünyanın okunması üzerine yoğunlaşan bir görünümü vardır...muhterem müteffekir fethullah gülen in aydınlık ve ileri ufku dergide zuhur etmişdir...fakat türkiyenin en fazla satan ama en az okunan dergisi olduğu savı gerçekse üzücüdür...şekil değil öz önemlidir çünki...
türkiyenin en çok satan ama en az okunan dergisi olduğu söylenir...böyleyse üzücüdür çünki içeriği faydalıdır...muhterem mütefekkir fethullah gülen hocaefendinin ilk göz ağrısıdır....
darbe karşıtlığını motto haline getirip genç sivillerle bile yakınlaşan bu dergi, kara eylülden sonra pek de demokrat değilmiş. 1980 ekim tarihli sızıntı'dan bir kesit:
"Ve, işte şimdi, binbir ümit ve sevinç içinde, asırlık bekleyişin tuluû saydığımız, bu son dirilişi, son karakolun varlık ve bekasına alamet sayıyor; ümidimizin tükendiği yerde, Hızır gibi imdadımıza yetişen Mehmetçiğe bir kere daha selam duruyoruz."
mükemmel bir internet sitesine sahiptir. yazıları bu sitede sesli (okuma motoruyla değil normal şekilde) dinleyebileceğiniz, mükemmel ve büyük bir içeriğe sahip dergi.
bir solcu olarak sunu söylemekte fayda görürüm; insanlarin birbirini yobaz ve ateist diye suclamadigi zamanlarda var olan ve hala var olmaya devam eden mistik dergi.
edebiyat dergilerinin, iki bin civarında sattığı, bilim dergilerinin, bin civarında tiraj yaptığı ülkemde, beş yüz binden fazla okurunun olduğu iddia edilen şey. lan bu memlekette o kadar okur yok ki. ( var gerçi, posta gazetesi ayağına, haydar dümen okuyanlar var ama; onlar sayılmaz.)
çok sattığı ile övünür çalışanları. üniversitede el altından satılır genelde. kral diye bir porno dergisi vardı yaklaşık yüz bin tirajlı. o da okulda el altından, gizliden dolaşırdı. nedense hep onu hatırlatmıştır bana.
geçen gün bir arkadaşımla aramda şöyle bir muhabbet yaşandı;
evinde gittiğim arkadaşım müslüman bir insan, ve eve günde 3 tane zaman gazetesi geliyor. evde 3 ya da 4 kişi kalıyorlar. bana da eline aldığı 'abone etme kağıdı' ile teklifte bulundu.
"gazete okur musun?"
"türkiye gündeminden olabildiğince uzak kalmaya çalışıyorum. hiçbir gazeteye de güvenmiyorum."
"ben zaman okuyorum, güveniyorum, okumuşsundur?"
"evet, gazete almam ama sıkıldığım bir ortamda varsa elime alırım. zaten gündemi takip etmek istersem internetim var, ordan bakmayı tercih ederim. para kazandırmak istediğim bir kesim yok."
"zaman gerçekten iyi gazete, zaten aylık 15 lira!"
"kullanmıyorum ben."
"diğer arkadaşların?"
"kullanmıyoruz."
hangi zamanda bir gazete zorlama ile okutulmaya çalışılır.
bu sadece günlük bir örnek, belirtmek istediğim asıl olay, sızıntı okuyan ve alan insanların zaten evine en az iki adet sızıntı dergisi girdiği. basit bir hesaplama ile bu derginin 1 milyon sattığı varsayımını, bir eve 4 adet de girdiğini düşünerek, 500 binin altına düşürebiliriz.
herkes sevdiği, duymak istediği müziği dinler.
herkes doğru bulduğu, duymak istediklerini okur.
lakin, doğru değişkendir, doğru aslında yoktur. doğru; toplumsal güdülenme ile insanların olaylara yüklediği ortak düşüncelerdir.
demem o ki,
posta gazetesi, 650 bin satsın. zaman 700 bin. sızıntı 83 trilyon satsın.
eğer bir doğru yoksa, sizin kaç kişi olduğunuz beni ilgilendirmez.
bizimkine zaman gazetesi bırakılıyor. sızıntı da gördüm, fakat pahalı olduğu ve kaliteli kağıt kullandıkları için sayısı 3-4 ü geçmiyor.
geçen cuma günü zaman gazetesini dağıtan arkadaşı yakalayıp gerçekten sordum; " 16 hanelik apartmana niye 20-25 tane gazete bırakıyorsunuz?" diye. efendim olay şöyleymiş, zaman gazetesine abone gözüken 700 bin küsür insan varmış. bayi satışı ise 20 bin civarında bir şey.
fakat abone olan insanalar sadece bir tane zaman gazetesine değil 10-15 zaman gazetesine abone oluyorlarmış. bu yüzden gazete/hane sayısı= 2-3 çıkıyor. ama sağolsun o abiye onun sayesinde ayakkabıların altına koyulcak gazete sıkıntısı çekmiyoruz apartman olarak. fetoşun sevdiğim yanı bu işte, hijyenik olması.
tüm yazar ve okurlarının dini öğeler kullanan fırlamalar olduğu yüksek ihtimal olan, toplu halde duran kağıt parçalarının zımbayla tutturulmuş halidir.