Böyle Mahsun Bir Başıma Geçiyor Ömrüm
Dinleniyor Ayışığım Sabreder Gönlüm
Sular Çekilmiş Kendine Yürekte Onulmaz Yara
Dolanır Dağları Sesim Yar Diye Diye
Unutamazsın Anlatamazsın
Düşmüşüm Bu Hale Bir Tek
Dost Bulamazsın
Bizi Bizden Alıp Giden Bir Selam Olsun
Düşlerin Karanlığına Bir Güneş Doğsun
Sızım Yel Bulur Kendine Döner Ateşten Serine
Son Sözüm Zor Hecelerim Yar Diye Diye
Unutamazsın Anlatamazsın
Düşmüşüm Bu Hale Bir Tek
Dost Bulamazsın efkan şeşen
bir sokak gibi düşünmek hayatı
bizden habersiz gelip geçenler
sonradan
hatırladıkça
bazen
kim olduklarını
bize ne yaptıklarını
hayatın anlamını düşünür gibi
apansız düşünmek
hayatımızda hiç yer yer kaplamayan
herhangi bir insanı
ne kadar silik, önemsiz de olsa
zamanın geçtiğini bize hatırlatan
her şey
hatır sızısı
anlara değerini veren sonsuzluk
ve hayat kadar sıradan
sokağın bir yerinde
artık her hatırayla baş edebilir insan
engel olamazsın öylece saplanmıştır hançer gibi bağrına. kim bu ihaneti yapmıştır bilemezsin. muhtemelen sen kendinsindir aslında yeteri kadar önlem almayarak kendini bu hale getiren. yok mu buna bi çare dersin. kesilmez bazen ardı ardına dakikalar, saatler boyunca sürer. kesintisi olmayacak mı? gelmeyecek mi bunun bir sonu diye içlenir öfkelenirsin eğer canına tak ederse. canına tak da eder hani bazen çok yoğun bir haldeyse içinde. elin değemez ki hiç o hançere alıp çıkarasın dışarıya ki çıkardığın hançerin bıraktığı boşluktan akacak kana da razısındır. elin erişmez hiç oraya. bazen elin erişir de... her nedense öyle bir saplanmıştır ki o kadar büyük bir saplanmışlığı yerinden oynatmak korku verir. saplanmış haliyle hiç kanamıyordur. zaten birine bir hançer saplamışsan öyle bir hançeri öyle bir saplayacaksın ki o hançeri çıkarmaktan korkacaklar dememiş miydi machiavelli. ha! demese ne olurdu ki. herhalde bunu yazmaz mıyıdım. hayır, sadece onun da söylediğini söylemezdim.
böğürürcesine çekilen acıya çok da bir şey yazılmaz; ama hani inceden inceden, arada bir tutan diş ağrısı gibi, yaralı yerine dokunanın anlık acıtması gibi, sancı evet bir var bir yok bir sancı gibi, damla damla sızlamak var ya... o çok fena yapar.
o yüzden çok şarkı vardır akılda kalmaz, bir anda gelir dolaşır diline, çok müzik bir sabah uyandığında çalar içinde ve bir şey, neyse artık her şey olabilir ama bir şey, ne olmadığını bilmediğin çok şey hatırlatır.
1995 tarihli yansımalar'ın "bab-ı esrar" adlı albümünde yer alan parçadır .
ney in büyüsü yürek parçalar dolar gözler ağlamaklı olur .
bir sokak gibi düsünmek hayati
bizden habersiz gelip geçenler
sonradan
hatirladikça
bazen
kim olduklarini
bize ne yaptiklarini
hayatin anlamini düsünür gibi
apansiz düsünemez
hayatimizda hiç yer yer kaplamayan
herhangi bir insani
ne kadar silik, önemsiz de olsa
zamanin geçtigini bize hatirlatan
her sey
hatir sizisi
anlara degerini veren sonsuzluk
ve hayat kadar siradan
sokagin bir yerinde
artik her hatirayla bas edebilir insan
sizim sizim sizlar icim
gozumde akmayan yaslar
icimde yillardan kalma birikim
bilmem ne zaman patlar
bilirim sonu var bunun
bilirim sonu gelir her sorumun
bilirim sonu var bunun
caresi bulunur
bilirim her sorunun
hic ac susuz yasamadim ki
hic parasiz pulsuz kalmadim ki
hic asksiz sevgisiz olmadik mi
neden niye kime bu ozlem
sizim sizim sizlar icim
yuregimde firtinalar
ve suskun artik umutlarim
sanki benden hesap sorar
bilirim sonu var bunun
bilirim sonu gelir her sorumun
bilirim sonu var bunun
caresi bulunur
bilirim her sorunun
hic ac susuz yasamadim ki
hic parasiz pulsuz kalmadim ki
hic asksiz sevgisiz olmadik mi
neden niye kime bu ozlem.
Gittin nerelere
Beni vermez dediğin dağlardan
Gittin uzaklara
Baskın yemez dediğin koyaklardan
Le le can
Can yoldaşım poşu bağlar
Ardın sıra dağlar ağlar
Gün yüzlüm sana değil
Kırgınım kapkara yazgılara
Dağlara değil küskünlüğüm
Sevdiğim sana ağlıyor yüreğim.
Le le can
Can yoldaşım geçip gitti
Her dem olmaz dağ çiçeği gibi oy
Can yoldaşım poşu bağlar
Ardın sıra dağlar ağlar