bir sıvı düşün. bu sıvı bir canlının kalbini ayağını, bacağını oluşturuyor. canlının herşeyi sıvıdan ama bir arada duruyor. yiyo içiyor, hareket ediyor.
böyle bir canlı olmalıdır. bulunur ileride.
yerçekiminin etkisi meselesi beni düşündürdü ama böyle bir canlı varsa demek ki bunu bir şekilde halletmiş.
malum, sıvıların ilginç özellikleri var. mesela su üzerinde yürüyen canlılar var. suyun üst tabakasını yırtmadan üzerinde yürüyor. sanki kaldırım gibi.
bu canlı şöyle bir yapı geliştirmiş olabilir.
en dışta özgül ağırlığı yüksek ve yapışkanlığı, viskozitesi yüksek bir sıvı, iç organlar daha az yoğunlukta sıvılardan oluşmuş ve çeşitli bağlarla dıştaki yoğun sıvıya tutunmuş olabilir.
aslında deniz anası böyle bir yapıya yakın bir yapı ama sanırım onda katı bir dış yüzey var, hani deri gibi. o yüzden tam sıvı bir canlı sayılmaz.
tereyağıyla ayçiçek yağını hayal edin. hepimiz bu yağın ince bir zar gibi tüm yüzeyini kapladığı şeffaf, kokusuz, renksiz jölenin trilyonlarcasına sahibiz. bu minik baloncukların neredeyse tamamı su. hatta içerdikleri organeller de öyle. sanki katı bir objelermiş görünmelerini sağlamak ve renk vermek için çeşitli boyalar kullanıyoruz!