saclari uzun. zayif bir yapiya sahip oldugu halde gögüsleri iri. konusurken zipliyorlar. catalina dalip gidiyorum. loreal ultra dudak parlaticisiyla bir seyler anlatmaya calisiyor. o anlatmaya calistikca gögüsleri daha da büyüyor sanki. hikayenin galiba heyecanli olan yerlerinde saclarini arkaya dogru savurup ayarsiz kahkahalar atiyor. arada bi dediklerini basimla onaylayip istemsiz sırıtıyorum. mola verdigi yerlerde, ki bu mola 2 saniye sürmüyor, "aa" gibi bir ton cikiyor agzimdan. bu onun anlattiklarini ilgiyle dinledigimi zannetmesine yarayan bir harf. dudaklari o kadar hizli hareket ediyor ki dudak okuyanlarin takip etmesi mümkün degil. bir gögüsü digerinden biraz daha büyük gibi. kahkaha attigini fark ettigimde gözlerimi catalindan ayirip yüzüne bakarak "hıhh" diye burnumdan nefes vererek gülüyorum. burnunun üzerindeki siyah noktalar ve birkac sivilce dikkatimi cekiyor. kim bilir hangi cipsin cikolatanin iri gögüslüye olan armaganidir. yan masada duran pembe kalemle yüzündeki siyah noktalari birlestirdigim zaman ne cikacagini merak ediyorum bir an. gögüslerin gerektiginden daha iri bir formata bürünmesi ortamdan uzaklasmam gerektiginin sinyallerini veriyor. hosca kal iri gögüs...
"ciguli'nin benzerleri" yarismasinda ciguli'nin ücüncü oldugu geliyor aklima.
istemsiz sırıtıyorum.
sırıtıyorum en icten duygularimla.
ingilizcesi, "grin like a cheshire cat" dir. bunu söyleyene kadar karşındaki sırıtmayı geçip kahkaya başlar. demek ki cheshire kedileri çok sırıtıyor, bu da öyle biline.
Özellikle benim gibi doğuştan karizma ve güzellik katan göz altı morluklarınız, soğuk mizaç ve çok hafifte bayık göz yapınız varsa çok yakışan hede.
insanlara tip tip bakıp sırıtmak çok hoşuma gidiyor. Onlara bakıp sırıttığımı anladıklarında ellerini kollarını nereye koyacaklarını bilemiyorlar mal mal gözlerini hareket ediyorlar.
Sırıtmak güzel eylem yalnız son üç entrydir kendimden çok bahsediyorum bu iyi bir şey değil.