hazin bir durumdur. bugün başıma gelmiş ve artık büyüdüğümü bana iyicene hissetirmiştir. çok değil daha 10 sene önce (çokmuş lan!), ben atardım o topu. "niye atıyorsunuz lan topu, ayıp değil mi yengenizin yanında" bakışı atan abiler ile konuşur, gönüllerini alırdım, çevreme de kendimden yaşça büyük kişiler ile nasıl anlaşabileceğimi gösterip, sosyal bir insan olduğum mesajı verirdim. tabii o mesajları kimse anlamazdı. öyle dolanırdı mesaj mahallede. zor günlerdi mesajlar için o günler. bir de bu sırtına top gelen abiler hep kazma olurlardı. topu atmak istedikleri yer ile attıkları yer arasındaki farkı hiçbir denklem ile çözemezdiniz. "ulan ne kazmaymış bu da. kocaman olmuş daha topa vurmasını bilmiyor" der, gülerdik arkasından. ama gel gör ki geçen zamanla ben, bu kazma abi olmuşum. bugün topa vurduğum yer ile vurmak istediğim yer arasında dağlar kadar fark vardı. nerden baksan 1 sokak fark vardı. bir de topun kaçtığı balkonun sahibi, topu geri vermeyen teyzenin balkonuymuş. bir ton da küfür yedim çocuklardan eminim. bir de çocukken küfür dağarcığı daha gelişmemiş olduğu için, daha keskin ve amacına yönelik küfürler ediyorlar ana ve bacıyla ilgili. sonuç olarak, çorabının tekini ters giyen kişiler için büyüdüklerinin kanıtıdır bu olay. yakında balkonuna top kaçan amca olmak işten bile değildir. balkonu mu kapattırsam ne yapsam?