Çözdüğümü sanıyordum
bakışlarındaki imi
suskun sfenksinde yüzünün
kuytulara birdenbire sokuldu
açık denizlerinde yol alan tekne
küstü kıyılarına rüzgarın
dalgaların telaşla yaslanıyor kirpiklerine
Cam kırıklarını doldurup
içine girmeye benzer fıçıların
acının kaynağıyla oynaşmak,
beladır böylesi sevda
özenle büyüttüğün gül ağacı
kuşatılır ökselerle
sesine yabancılaşırsın
el olur duyguların
uzak görüntülerde
Bizim ürünümüzdür
ne varsa güzelden yana,
tersine de akabilirdi
yaşamın ırmakları
boyamasaydık
gökyüzünü mavilere,
bir noktadır sınır
şimdilik gücümüze
Kuşları düşün
kanatları bulut desenli
sürülerini veya
mor çiçekli ovaların
bir de derinliklerin
boncuk gözlü balıklarını,
dağlara çıkan yoldur gurur
ısırganın işi ne
gül ağacı dibinde. **
"ülkelerinin sınırını korumakla görevlendirilmiş iki komşu ülkenin askerleri arasında geçen, kara mizah öğeleriyle yüklü savaş karşıtı bir oyun." şeklinde bir broşür metnine sahip.